Girerken bizi uyaran “Gerçeklik Başka Yerde” yazısı çıkarken yine kendisini hatırlatıyor. Altındere içeride sergilediği eserlerinde gösteremediği gerçekliğin dışarıda olduğunu söylüyor.
sanatatak.com 2015 yılının ilk gününü yepyeni bir yazı serisiyle karşılıyor. Bu seride her seferinde bir sanatçı etkilendiği bir başka sanatçıyı kendi sözleriyle anlatacak. İlk konuğumuz şu anda Versus Art Projects'de solosu olan Halil Yavuz Ertürk. Ertürk'ün sanatçısıysa Mustafa Ata.
9 Aralık 2014 Salı akşamı İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Kazandibi’nde “Bienal’in Ardından” başlıklı panel düzenlendi. Panel İhsan Bilgin moderatörlüğünde Tansel Korkmaz, Mehmet Kütükçüoğlu, Murat Tabanlıoğlu, Nevzat Sayın, Sinan Omacan ve Aslıhan Demirtaş’ın katılımıyla gerçekleşti.
Dergicilikte menzilin uzunluğu belirsizdir. Onuncu yılını kutlayan Bant ekibi, Forward dergisinden Bant Mag’e uzanan yolda hayatımıza kattığı güzelliklerle baş köşeyi hak etmiş bulunuyor. Bu on yıl boyunca onlar sayesinde sayısız grup, illüstratör, film ve zihin açıcı proje keşfettik ve bu topraklara uğraması ihtimal dışı görünen nice ismi sahnelerimizde izledik. Bant’ın Moda’daki karargâhına uğrayıp mevcut sergiye göz attık, arşivleri kurcaladık ve on yılın üzerinden geçerken muhabbetin lezzetinden dolayı birkaç kahve soğuttuk.
Özellikle, inatla kendi mitolojisinden bahsetmek, durmadan onu gündeme getirmek; Semiha Berksoy’un fantastik otoportrelerinde, ‘anne ve çocuk’larında, kendi kendisini bir değişim-dönüşüm-başkalaşımın kahramanı (bazen de bir maske) olarak sunduğu işlerinde zamanı, trendleri, sade suya ruhbilimi, teatralliği aşan bir şey.
"Nasıl Müller 'Havaalanlarının sessizliğinde nefes alırım ben...' der ise ben de bu sürgün yaşamımdan geçenlerle hayatta kalıyorum..."
“Beyin çok ilginç; hiçbir bilgiyi 'toplamıyor' , eline geçen her şeyi 'çarpmaya' programlı. Bu yüzden beyni mümkün olduğu kadar temiz tutmak gerekiyor ki sahnede ya da hayatın içinde söylemek istediğimiz her şey, bizi doğru ifade eden resimlere dönüşsün. Ekranları temiz tutmalıyız; denemeliyiz en azından... Düşünce çok büyük bir eylem...”
Bütün diğerleri gibi kendi kendimi taklit etmek istemiyorum. Aynı şeyi elli defa veya yüz defa boyamaktan hoşlandıklarını mı sanıyorsunuz? Hiç değil; artık resim yapmıyorlar; çek yapıyorlar.
Gerçekliğe şurasından burasından göz attıkça, içinde yaşadığımız karanlığın derinliğini, cehaletimizin büyüklüğünü daha iyi anlıyoruz. Ama bu durumdan niye keyif almayalım ki?’’