21. yüzyılın ilk on yılının belki de en ilginç ressamlarından Michaël Borremans. Sadece resim de yapmıyor üstelik deneysel filmler de çekiyor. Şu sıralar o David Zwirner'ın Londra şubesinde solo açmışken onun söyleşilerinden ilginç sözlerini derlemeyi fırsat bildik.
Çağdaş sanat günümüzün yıldızı. Dünya tarihinde olmadığı kadarıyla büyük paraların dolaştığı bir ucu Dubai şeyhlerine uzanan bir küresel ağ aynı zamanda. Masanın üzerinde duran bir kül tablası ummadığınız anda bir sanat yapıtı olabilir dikkat edin. Seven de var sevmeyen de... Ne var bunu ben de yaparım diyen de... Yazarımız Ali Şimşek ile son kitabı Kriz ve Kritik dolayısıyla çağdaş sanatın krizini konuştuk.
Fotoğraf yüzeyinin, biçimsel ve anlatımsal özellikleri ile üç boyutlu bir alana dönüşebildiği Höfer’in işlerinin, temiz, beyaz, parlak, steril ve modernist bir galeri alanına esinlenişi, izleyicinin içinde çay demleyebileceği, bahçesinde kiraz yiyebileceği bir eve dönüşebilmesine engel mi?
Köprülerin üzerindeki tek tük insanlar, korkuluklar üzerinde sisten ibaret alçak bir gökyüzüne bakıyorlar; sanki balondaymışlar da puslu bulutlar arasında asılıymışlar gibi her tarafları sisle çevrili.[1]
Toplumda dinin öneminin azalması, uzun bir süredir bireysellik ya da küreselleşme kadar durdurulamaz görünüyordu. Ancak, küreselleşmenin etkileriyle dönüşüme uğramış dünyada, özellikle 11 Eylül’den sonra din ve ruhanilik toplumun her alanında belirginlik kazandı. Bu durum çağdaş sanatta da geçerli mi? Konuyu uzmanlarına danışan ArtMAg dergisinin yazısını kısaltarak yayınlıyoruz.
1935 doğumlu Teresa Burga hiç şüphesiz bu yıl Basel fuarının bir başka hakkı teslim edilen kadın sanatçılarından olmalı. Geçtiğimiz sene Lynda Benglis’in muhteşem dönüşüne tanık olmuştuk. Bu yıl da Berlinli galeri Barbara Thumm’daki Perulu sanatçı Burga’nın 1960’lardan işlerinden oluşan solosunu görme şansını elde edeceğiz. Burga’yla Basel öncesi Berlin’de açtığı solosunda buluştuk. Sohbet ettik…
Artnews yazarı Andrew Russeth, Türkiye basınının yapamadığını yaptı ve İstanbul bienali küratörü Carolyn Christov-Bakargiev'i giderek yaklaşan 14. İstanbul Bienali üzerine konuşturdu. Hem de "tuzlu tuzlu." Bize de ekibimizden Özlem Akarsu'nun özenli çevirisiyle yayınlamak düştü.
"‘Boğazı gerçekten çok iyi tanıyacaksınız. Yalnızca onu değil, adaları da…"