Carlos Maria Dominguez’in bir solukta okuyabileceğiniz novellası Kâğıt Ev yalnızca kitaplara ve onlara tutkuyla bağlananlara dair bir hikâye anlatmıyor.

Carlos Maria Dominguez’in bir solukta okuyabileceğiniz novellası Kâğıt Ev yalnızca kitaplara ve onlara tutkuyla bağlananlara dair bir hikâye anlatmıyor. Satır aralarında gölge hattına doğru ilerleyenlerin ve bir anda hattın öteki tarafına geçenlerin hikâyeleri de gömülü.

Adını tüm roman boyunca öğrenemediğimiz anlatıcımız, Bluma Lennon’un trajik ölümünün ardından eline geçen çimento artıklarıyla kaplı Gölge Hattı’nın izini sürmeye başlıyor. İngiltere’den Uruguay’a uzanan ve yine İngiltere’de nihayet bulan bu yolculuk kitaplara tutkulu ve saplantılı bir şekilde bağlanmış olan Carlos Brauer’in hikâyesine de tanıklık etmemizi sağlıyor.

Brauer hayatını yavaş yavaş kitaplara teslim eden bir bibliyofil. Saplantılı bir şekilde evinde biriktirdiği ciltler önce kitaplığını, sonra evini ve sonunda hayatını ele geçiriyor. Evinin içinde kitaplarla yarattığı labirentte kaybolmamak için kendine has fakat oldukça karmaşık bir yöntem geliştiren bibliyofilimiz tüm fedakarlıklarına rağmen bir yangının ardından bu labirentin çıkmaz sokaklarında kayboluyor.

İçinden çıkamadığı labirenti Rocha sahillerinde bir eve dönüştüren Brauer, Lennon’un kendisine verdiği Gölge Hattı’nı bulabilmek için evinden ve kitaplarıyla o ana kadar süregelen ilişkisinden vazgeçerken zalimce, huzursuzca ve katiyetle kendi gölge hattının da ötesine geçiyor.

 

Büyük Joseph’in anısına

Joseph Conrad belli ki Dominguez için ayrı bir önem taşıyor. Kitabını Büyük Joseph’in anısına ithaf eden yazar metinlerarası birçok gönderme yapıyor. Okurlara da bu göndermeleri üşenmeden aramak ve anlamlandırmak düşüyor.

Nitekim Gölge Hattı da bir yolcuğun hikâyesi. Genç bir kaptanın gemisiyle okyanusun karanlık ve karamsar sularında ana karaya doğru mücadele dolu yolculuğu. Ya da yazarın bir başka deyişiyle ilk gençlik bölgesinin geride bırakıldığını işaret eden o gölge hattından geçişi.

Kaptanın okyanusta seyrederken gemisinde yaşadıkları ile Brauer’in kitaplarıyla yolculuğu ve Rocha kıyılarındaki evinde yaşadıkları belki de eş zamanlı okunabilir. Çünkü, iki romanda da karakterler gölge hattının sınırlarında dolanırken bir yandan da tutkuyla bağlandıkları kavramlar ve nesneler sorgulanıyor denebilir.

Dominguez’in romanı, okuyucuyu kitabı bitirdikten sonra da düşünmeye, yalnızca Brauer’in değil anlattığı hikâyeye giren karakterlerin her birinin yolculuğuna daha yakından bakmaya zorluyor.

Kitapseverler Kağıt Ev’i beğenerek okuyacaktır. Tavsiyem Büyük Joseph’in  unutulmaması ve edebiyatın derin sularındaki yolculuğa beraber çıkılması.

İyi seyirler…

 

Notlar:

Kâğıt Ev Seda Ersavcı’nın İspanyolcadan çevirisiyle geçtiğimiz Ocak ayında Jaguar Kitap tarafından yayınlandı.

 

Kitabın orijinalinde yer alan Peter Sis’in çizimleri Türkçe baskıda da hikâyeye eşlik ediyor.

 

Kâgıt Ev’in İspanyolca ve İngilizce baskılarında kapakta da Peter Sis’in çizgileri var. Türkçe baskısında ise Cem Ersavcı’nın objektifinden insanı kendine çeken, kitaba davet eden bir fotoğraf var. Raflardaki onca kitap arasından eminim ki Kağıt Ev dikkatinizi çekecek.

 

Joseph Conrad’ın 1917’de kitap olarak basılan novellası Gölge Hattı ise yazarın Tayfun ve Falk adlı öyküleriyle birlikte Üç Deniz Öyküsü başlığı ile 2010 yılında Can Yayınları tarafından yayınlandı. Kitabın İngilizceden çevirisi Ayça Sabuncuoğlu’na ait.

Daha fazla yazı yok
2024-03-29 08:46:05