‘Niçin bugünü yaşamıyorsun Mümtaz? Neden ya mazidesin ya istikbaldesin? Bu saat de var.’

Huzur, Türkçe edebiyatın mücevher sandığındaki en nadide ‘parçalardan’ biri.

– Birincisi?- 

Romanda mükemmel İstanbul peyzajının eşliğinde gezerlerken…  bir gün Nuran sevgilisi Mümtaz’a şöyle der: ‘Niçin bugünü yaşamıyorsun Mümtaz? Neden ya mazidesin ya istikbaldesin? Bu saat de var.’

Aldoux  Huxley,  Tanpınar’ın çok  sevdiği yazarlardan. Huxley’in ‘Allah var ve kemanlar çalınırken görünüyor’ sözü Tanpınar’ın ütopyanın büyük kalemine ilişkin referanslarından en önemlisi..

Huxley Ada romanında malum;  sevginin, barışın ve umudun binbir emekle kurduğu Pala ülkesini anlatır ve Pala’nın kuşları her gün,  her fırsatta şunu terennüm eder: ‘Dikkat! Burada ve bu anda çocuklar! Burada ve bu anda!’

 

Edebiyattan güncele gelir isek…

Çatı Aday Ekmeleddin İhsanoğlu en sevdiği sözcüğün ‘Huzur’ olduğunu açıkladı.

Açıklamanın ardından gelen yorumlarda sözcüğün yalnızca  ‘sukünet, dinginlik, barış’ şeklindeki ilk anlamı tartışıldı.

Kimi – mealen-

‘Huzur, Türkiye’yi bozar. Dinamizm lazım bize!’ dedi..

Kimi ‘En çok  Huzur’a ihtiyacımız var. İsabetlidir..’ şeklinde yorumladı..

Oysa malum: Huzur’un,  ilkinin gölgesinde kalmış ve esasında ondan da kuvvetli ikinci bir anlamı daha vardır: ‘Burada, bu anda, şimdi de olmak!’

Elbette; ‘maziyi’ yani geleneği ve kökleri unutmadan ve aynı zamanda ‘istikbali’ de hiç akıldan çıkarmadan…

Akılda ve kalpte geçmiş ve gelecek zamanı saklarken esas olanı ıskalamamak:

Bugün. Şimdi. Şu an.

Tek sözcükle: Huzur.

Zaman’ın- saatlerin- kölesi insanın sözünün geçebileceği tek an o çünkü…

Ve.. Huzur’un hakkını gereği gibi verebilmek için öncelikle lazım olan: Dikkat!

Yani: Uyumamak. Üşenmemek. Unutmamak. Vazgeçmemek ve.. dahası.

Ek olarak hatırlanması gereken: Psikoloji literatüründe ‘şimdi’de olmamak- olamamak malum, depresif hale işaret eder ve kişiler ya da toplumlar için tedavi edil-e-meyen depresif vakaların maliyetinin ağır olduğu da açıktır.

Lakin; tedavi için önce teşhis gerekmekte.

Bir başka deyimle: Kabul. Şu ya da bu nedenle- rle birikmiş, devasa olmuş problemlerin ruhsal ve zihinsel akordu  bozduğu kabul edilecek ki.. önce.. sonra.. ahenk yakalansın. 

Hayır. Kolaycılığa kaçarak ilaç tedavisi ile değil..

‘Dikkat!’ sahibi olarak.

Kulağı olan duysun!

 

 

Notlar:

 

1. Huxley’in Ada’sının kuşları herkesi dikkatli olmaya çağırırken şunları da ekler ‘cümlelerine’: ‘Aç gözlülüğe dikkat! İki yüzlülüğe dikkat! Ayağa düşmüş kinizme dikkat!’

 

2. Ada’dan bir başka ‘sahnede’ ise şu konuşma geçer: ‘.. Aklını kaçırmışları hiçbir şey akıl denli çileden çıkartamaz. Pala iki milyar dokuz yüz bin akıl hastası tarafından ablukaya alınmış küçücük bir ada. Onun için aşırı akılcı olmaktan kaçının. Deliler ülkesinde dengeli, barışık kişi kral olamaz. (..) Olsa olsa ipe çekilir.’

 

3. Huzur demişken.. Geçtiğimiz hafta Musa İğrek tarafından paylaşılan bir videoda

https://t.co/geBGoT6YZv-

Tanpınar’ı hocası Yahya Kemal’i anlatırken dinledik. Huzur’daki İhsan karakteri malum: Yahya Kemal’den ilhamladır. Ve İhsan,  ada sahilindeki bir öğle rakısı sırasında masa arkadaşlarına şunları söyler: ‘.. Evvela içeceğiz.. Sonra bu güzel denizin bize hediye ettiği şu balıkları yiyeceğiz. Ve şu bahar saatinde bu lokantada, bu denizin karşısında olduğumuza şükredeceğiz. Sonra da kendimize mahsus, şartlarımıza uygun yeni bir hayat kurmaya çalışacağız. Hayat bizimdir; ona istediğimiz şekli vereceğiz. Ve o şeklini alırken, kendi şarkısını yapacak. Fakat fikre, sanata hiç karışmayacağız! Onları hür bırakacağız. Çünkü, onlar hürriyet, mutlak hürriyet isterler. Masal bir anda, biz istiyoruz diye teşekkül etmez. O hayatın içinden fışkırır. Hele mazi ile bağlarımızı kesmek, Garp’a kendimizi kapatmak! Asla! Ne zannediyorsunuz bizi! Biz Şark’ın en klasik zevkli milletiyiz. Herşey bizden bir devam istiyor.’

 

4. Bitirirken… Her zaman olduğu gibi yine ‘Huzur’da müzik.

 

İlki,  adı geçen videoda Tanpınar’ın andığı Yahya Kemal’e ait rübai: ‘Çepçevre bahar içinde… ‘ Münir Nureddin bestelemiş.  Münip Utandı yorumuyla.

 

http://www.youtube.com/watch?v=b-JAbcHbgqc

 

İkinci olarak şöyle: Aldous Huxley’in Ada romanının soundtracki: JS Bach- Brandenburg Konçertoları’dır.. Ancak;  Allah’ı kemanlar çalarken gördüğünü söyleyen yazara ithafen Türkçe edebiyatın genç ve çok önemli isimlerinden Barış Bıçakçı’nın diskoteğinden bir parçayı paylaşıyoruz. Tindersticks’in yaylı çalgılarının muhteşem kanatlarıyla gökyüzüne çıkmak için!    

 

           http://www.youtube.com/watch?v=FfF7dP41U58&feature=kp

 

Ve.. İstanbul’un ağır misafiri Metallıca’ya atfen.. Grubun unutulmaz aşk şarkısı Nothing Else Matters’ın yaylı çalgılar ‘acapellası’- Apocalyptica’dan… Her notada daha da yükselerek… ve lütfen: ufak tefek ‘canlı yayın’ kazalarına takılmadan!

 

http://www.youtube.com/watch?v=RSMXMv0noY4

 

 

5. Son not bu vesileyle çatı adayın uzun ve telaffuzu zor ismi ile günlerdir alay edenlere: Daha önce bu konuyu Selçuk Altun’un bir roman kahramanı üzerinden gündeme getirmiştim. Tekrara sebep, terbiyeden yoksun güruhtur. Bunun nasıl bir dert olduğunu yaşayan bilir. Biz ismi zor olan- zor söylenen- zor anlaşılanlar… her telaffuzda yeterince irili ufaklı travmayı zaten yaşamışken ve yaşıyorken.. bir de bunun alaya alınması!.. Pes! İlle de muhalefet için o kadar çok done var ki?! Bu noktaya tenezzül neyin nesi? Kalitenizin ikrarı olabilir mi mesela?! Ne diyorsunuz? 

Daha fazla yazı yok
2024-03-29 08:06:35