Ünlü oyuncu Erkan Can, Bursalı solcu takım Dinamo Mesken günlerini, abi’lerini, dönemin ruhunu, Salt Ulus Ankara’daki Ege Berensel’in Dinamo Mesken sergisi dolayısıyla gerçekleşen Meskenliler buluşmasında anlattı. 

"Dinamo Kiev takımı Bursa ile bir maç yapıyor. Muhteşem matematiksel bir oyun oynuyor. Bursa seyircisi Dinamo Kiev’I alkışlıyor ve biz de Dinamo Kiev’e aşık oluyoruz. Mahalle olarak üstümüze bir sürü yaftalar yapıştırılıyor.

Maçlara gittiğimizde ‘Komünistler Moskova’ya’ diye bağırıyorlar. Aslında Mesken’de demokrasi vardı. Biz zorla komünist olduk yani; Necati Cumalı’nın bir oyunu vardır ‘Zoraki İspanyol’ diye tek perdelik, onun gibi bir şey oldu.

Zaten demokrasiyle yaşayan Bursa’nın dışında özerk, komün gibi bir hayat yaşayan bir mahalleydik. Ve gerçekten mahalle takımımızda sağcısı, solcusu herkes vardı, herkes top oynuyordu. Ama deplasmana gittiğimizde bize yaftalar yapıştırılıp ‘Komünistler Moskova’ya!’ diye bağırırlardı ve biz de buna karşılık ‘Madem öyleyse biz de böyleyiz’ diye ilan ettik.

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar tam olarak bunu anlatır. Çünkü bu filmi Önder Çakar’a söylediğimde bu duygularla yazdık. Bir ülkeyi, o dönemi anlattık.

Aslında baktığın zaman filmde siyasi bir şey yoktur ama siyasi bir filmdir.

Bir dönemi anlatır. 

Ben takımın amigosuydum ama futbolun F’sini bilmem, hiç oynamadım. Klavuz izciydim aynı zamanda ve maçlarda çok bilinmeyen anlamsız sözleri olan bir izci marşı söylüyorduk hep birlikte. Bunun üzerinde ‘Rusça marş söylüyorlar, Komünist bunlar’ diye yine bir damga yedik.

(Marşı söylüyor, videosu için: https://instagram.com/p/zz67XiMm86/?taken-by=salt_online)

Ve sözleri: Fi Fiflayfo Fişka Komradi komradi komradi fişka Na nay nanayda fişko Eşkamani salomani o vakko vakko men Eşkamani salomani o vakka vak Fidat fidat da dat Fidat fidat fış!

Bu yaftalar üzerimize yapıştırıldı, bir sürü insan evinden alınıp sorguya götürüldü ve işkence gördü. Ve zorla ‘siz busunuz’ dendi bize. Mesken’de oturduğunu söylersen Bursa’da dayak yersin komünistsin diye, halbuki hiç alakası yok, olmayan çok kişi var. Bizim mahallenin komşu mahallelerinden geçemezsin, çünkü orası hep ülkücü.

Eskiden ülke hep sağ ve sol, ama o zaman belliydi kimin ne olduğu şimdi belli değil. Şimdi karma karışık, daha kötü bence. Eskiden mahallelerimiz vardı, sağcının mahallesinde solcu da otursa, solcunun mahallesinde sağcı da otursa pek öyle sıkıntı olmazdı. Şimdi o raconlar da bozuldu. 

Mahallede okuma oranı yüksekti. Gelen eğitim enstitüsü öğrencileri nedeniyle mahallenin kültür düzeyi okuma oranı çok arttı. Biz de onlar sayesinde okuduk. Bizi mahalledeki eğitim enstitülü abilerimiz yetiştirdi, ve sonradan bu durum futbola yansıdı, kulübe yansıdı. Kulüpte kitaplar okunur, briç oynanır, satranç oynanır, bilardo oynanır, müzik dinlenirdi, böyle bir kulübümüz vardı, kültüreldi. 30 sene sonra kulübü tekrar kurduk 8 sene önce, başka bir yöne gitti.

Biz yine eski Meskenliler buradayız, söyleşi yapıyoruz tarihe bir şeyler bırakmaya çalışıyoruz. Aslında mikro olarak Türkiye’nin siyasi durumu işte bu. 

Dinamo Mesken’in bir manifestosu var, Vedat Vermez’in yazdığı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibidir, o zamanki mahallenin durumunu ve bahsettiğim demokrasiyi çok iyi anlatır."

Daha fazla yazı yok
2024-03-29 14:22:58