A password will be e-mailed to you.

A. Cem Şahin’in Alan İstanbul’daki sergisi “Baskı”nın adına baktığımızda ister istemez ilk başta içinde bulunduğumuz siyasi ve toplumsal gündemin bir yansımasıyla karşılaşacağımız düşüncesinin gelgitlerini yaşasak da sanatçının serginin odağına; insanın içinde bulunduğu duygu durumları ve düşünce huzmelerinin altında yaşadığı sıkışmaları koyduğunu ve bunu da kullandığı linol baskı tekniğiyle oldukça güçlü bir şekilde anlattığını görüyoruz. Türkiye’de belki de seyrek karşılaştığımız baskı tekniğinin zengin dünyası; özellikle Şahin’in tek parça ürettiği linol baskı tekniğiyle üretilmiş “İnkar Edilmiş İthal Bir Aşkın Tereddütleri” adlı eserinde izleyiciyi ödüllendirirken, diğer işlerinde kullandığı baskı ve kolaj karışımı teknik ise eserlerin çizgilerini gitgide daha da derinleştirmiş ve boyut kazandırmış.

Serginin genelinde; figürlerin etrafına örülmüş enstantanelerin, zihnin kapalı kutularından çıkanların ve aslında hep oralarda duran, olağan ve gündelik objelerin üst üste yükselen katmanlarla bir araya geldiğini, esere bağımlı ve eserden bağımsız kendilerine ait birer yer bularak boyut kazandıklarını görüyor ve yığılan çizgilerin yarattığı yoğunluğun duygusal ve atmosferik bir salınımına şahit oluyoruz. Ayrıca neredeyse serginin geneline yayılmış monokrom renk değerlerinde izlediğimiz portlerin, figürlerin ve hikayelerin zaman zaman sergiye dair karanlık bir çizgi roman esintisi yarattığı yorumunu yapmak da yanlış olmaz.

A. Cem Şahin, Kimi sözler ve gözler makyaj odasında 2, 2017

Teknik anlamda bu kadar zengin ve etkileyici bir serginin hikâyesel anlatımının gücüne değinmezsek büyük bir hataya düşeriz. Serginin hikâyesel anlatımının bireyin duygu ve düşünce sanrılarının üzerinde yarattığı baskının bir yansıması olduğunu düşündüğümüzde burada da özel bir durumla karşılaşıyoruz. Çünkü düşlemek, düşünmek ve düşünmenin birden bünyemize zerk ettiği duygular asla sistematik değildir. Bazen gündelik bir sohbet içindeyken zihnimizin arkasında karabasan gibi beliren düşünceler, adını koyamadığımız belki çok iyi tanıdığımız ama yüzleşmekten korktuğumuz duygular gündelik hayat akarken kendi hikayesi içinde rollerini oynarlar.

Şahin’in eserlerinde de bu duygu ve düşüncelerin kendi hikayelerinin aktörü olduğunu, bu düşüncelerin ve duyguların sahibi olduğunu düşündüğümüz bireyin ise hikayelere yan rolde ve edilgen bir şekilde girdiğini görüyoruz. Her bir eserin kadrajının içinde herhangi bir noktadan bir obje ya da bir mekân tasviri ile başlayan hikâye kendi örgüsünü o kadar güçlü kuruyor ki olayın kahramanı olduğunu düşündüğümüz figürün rolü hikâye içinde olması gerektiği gibi eriyor ve hikâyenin inandırıcılığı izleyiciyi daha da içine çekiyor. Diğer yandan unutmamak gerekir ki hikâye kavramı aslında düşünce ve duygular bütünü olarak doğasında bir yolculuğu, “seyahati” yani seyir halinde olmayı barındırır. Şahin’in eserlerinin her bir kadrajı tek başına bir hikâyeyi anlatırken serginin bütününde eserleri ardışık şekilde izlediğimizde ise durakları; insan zihninin köşeleri, korkuları, umutları, beklentileri ve kaygılarından örülmüş bir seyahate çıkıyoruz.

A. Cem Şahin, Yanlış Bahçe Toplantısı 3, 2017

Karamsarlığın değil umudun sergisi

Güzergahının net olmayışıyla gerçek bir seyahate dönüşen bu duygu ve düşünceler arası yolculuk; bireyin yaşam alanında yaşadığı sıkışmayla başlayıp bizi “Yanlış Bahçe Toplantısı” adlı eserin içindeki sokaklardan, uzun yüksek merdivenlerden, ağaçlık yollardan geçirerek figürün elinde adeta bir kehaneti saklıyormuşçasına tuttuğu, balıkla dolu fanusun mistik kadrajına taşıyor. Fanusu tutan figürün göğüne ve yerine dönüşen denizin içinde ve dışında salınan her bir detay “Kör Ayna Toplantısı” aslı eserde kırık bir aynada parçalanmış kişiliğimizle yüzleştiren yeni bir hikâyeye taşıyor. Eserin monokrom dünyasının içinde parlak bir sarı leke sanki figür kendi karanlığı içinde parçalanıp, bölünüp, dağılırken arkasında hala güneşin doğmaya devam ettiğini anlatıyor. “Dağılma Telaşı” adlı eser ise gerçekten dağılıp bir daha toparlanamayacağınız hissiyle eserin kadrajına dağılmış parçalarda bütünü tekrar yakalamak istediğimiz bir telaşı tetikliyor ve beklenmedik kırmızı bir leke sanki asıl cehennemin, telaşın kendisinin olduğunu anlatırcasına bilinmez bir dünyaya kapı aralıyor.

A. Cem Şahin, Dağılma Telaşı, 2017

Cem Şahin’in Baskı adlı sergisi adı ve konusu itibariyle sizde karamsarlığa dayanan bir çağrışım yapabilir. Fakat tam aksine insan doğasının, insanı insan kılan sıkışmaların Şahin’in perspektifinden yansıyan hikayelerini kendi gözlerinizle izlediğinizde sergiden karamsarlık değil umutla çıkacaksınız.

Şahin’in “Baskı” adlı sergisi 13 Mayıs Cumartesi’ye kadar (cumartesi günü de dahil olmak üzere) Alan İstanbul’da izlenebilir.

Daha fazla yazı yok
2024-04-20 07:34:22