A password will be e-mailed to you.

Çocuk kitapları editörü Mehmet Erkurt’a 2017’nin öne çıkan kitaplarını sorduk. 

İşte editörün kitap kulesinden seçtiği beş çocuk kitabı:

 

Kimi editörün dramıdır yıl boyunca okumak istediği kitaplardan bir kule yapıp, o kuleyi üstüne devrilecek hale getirene kadar yükseltmek ve bir türlü alçaltamamak. Malum, çalışılan her kitap kendi okumalarını dayatır, başvuru dosyaları art arda sıralanır, derken yurtdışından gelmiş metinler hatırlatılır… Neyse ki işbu editörün fanusun dışından bazı güncel, o yıla ait yayınları okuyabildiği mutlu anlar da vardır. Demem o ki, altta göreceğiniz beş kitap öznel bir “yılın en iyileri” listesi değil, 2017’de farklı yaştan çocuklar için yayımlanmış kitaplar arasından “bunlar kaçmaz” duygusuyla yapılmış beş kişisel öneri. İz ve tat bırakan okumalar dileğiyle.

 

KAPTAN KÂZIM’IN SAĞ YANAĞI – Ayşe Güren, res: Merve Atılgan (Can Çocuk Yayınları)

Aylardan mayıssa ve kalkmakta olan bir Eminönü-Üsküdar vapurunun dümeninde Kaptan Kâzım Kınalı varsa, işte o vapur kaçmaz! Çünkü bildiğiniz istikamet her an değişebilir. Korkmayın, habersizce değil, vaktinde yapılmış bir anonsun ardından. Karar sizin, ister limanda inersiniz, ister belirlenen istikamette keyifli bir yolculuğa çıkarsınız. Mayıs güneşi Kaptan Kâzım’ın sağ yanağına vurdu mu, Kaptan dizginleyemediği bir mutluluğa kapılıyor ve bu mutluluğu pek çok insanla bir anda paylaşmak istiyor. Şehir Hatları İşletmesi, Kaptan’ın bu mayıs hallerini bir yere kadar tolere edebilmişti. Ta ki…

Çalışma hayatının rutinlerine alışıp gerçekliğimizden ve ihtiyaçlarımızdan kopmamız üzerine, her yaşın severek okuyacağı bir roman! Ayşe Güren’in mizahi anlatımına, Merve Atılgan’ın capcanlı desenleri eşlik ediyor!

 

ÜÇ ÇOCUK, BİR ÖĞRETMEN VE UNUTULMAZ BİR GÜN – John David Anderson, çev: Damla Kellecioğlu (Tudem Yayınları)

Sevdiğiniz birine hayatında iz bırakacak güzellikte bir anı bahşetmek, herhalde uğrunda çabalamaya değecek en önemli hediyelerden biri. Hele de sevdiğiniz insan ciddi bir hastalığın pençesindeyse, zamana karşı bir yarış algısı baş göstermişse ve yarının ne getireceği her zamankinden de belirsizse, bu hediye yalnızca bir anı değil, bir cesaret ve umut meşalesi olarak da görülebilir. Aynı sınıftan üç arkadaşın, sevgili öğretmenleri Bayan Bixby için giriştikleri bu bir günlük macera karşısında okur kendini bir yandan kahkahalar atarken, bir yandan da çocukların hayatları ve davranışlarındaki nedenlerin derinliği üzerine düşünürken buluyor. Damla Kellecioğlu’nun özenli diliyle Türkçeleşen bu romanı hiçbir çocuk kaçırmamalı!

 

ZİRVENİN DİBİNDEKİ ÇOCUK – John Boyne, çev: Emili İlemre (Tudem Yayınları)

İyi bir tarihsel roman okuduğumda, bunun yazılması en güç türlerden biri olduğunu düşünürüm hep. Öyküye ve kurguya sadakat, tarihe sadakatle birleşir. Yaşanmış hikâyelere eklemlenen karakterin ve olayların, tarihin akışını ve yaşananların ruhunu değiştirmemesi beklenir. Yazar, kendi kurgusunu inşa ederken tarihin kurgusuna ihanet etmemeye çalışır. Çağdaş klasikler arasında kabul edilen Çizgili Pijamalı Çocuk’un yazarı John Boyne bunu en iyi başaran yazarlardan biri. Avrupa, Büyük Savaş’ın yaralarını sarmaya çalışırken, ikinci savaş kapıdadır. Başkahramanımız Pierrot Fishcer ise, yaklaşan savaşı bambaşka bir yerden, hem de akla en son -belki de en başta- gelecek insanın yanıbaşında deneyimleyecektir. Savaşın ve kara bir propagandanın gölgesinde, zorlu bir büyüme süreci üzerine hafızalarda iz bırakacak bir roman.

 

UZUN YELELİ KEDİÇOCUK – Etgar Keret, res: Aviel Basil, çev: Mahir Ünsal Eriş (Can Çocuk)

Kahramanımızın babası çok meşgul bir adam. Oğluyla pek vakit geçirdiği söylenemez. Anne araya girip babayı uyarmasa, baba-oğul hayvanat bahçesine gidecekleri de yok. Gittiklerinde, beklenmedik bir telefon üzerinde babanın acilen işe dönmesi gerekiyor. Oğlunun eline dönüş için taksi parasını tutuşturup, gönlünce gezmesini söylüyor. Ama gün başlangıçtaki vaadine uymadı ya, bizim çocuk tabii ki eğlenemiyor. Hayvan makyajı yaptıran çocukların arasına karışıyor ve suratı aslan şekline boyanmış olarak gezmeye devam ediyor. Karşısına çıkan boş bir kafesin levhasına “Uzun Yeleli Kediçocuk” yazıp kafese giriyor, biraz uzanmaya karar veriyor ve… ortaya ailecek okunacak sevimli mi sevimli, hayal gücü zengin, okurda hoş bir tat bırakan bir hikâye çıkıyor. Hem de Etgar Keret’in kaleminden, Mahir Ünsal Eriş’in çevirisiyle!

 

EYVAH, BABAM ŞİİR YAZIYOR! – Ahmet Büke, res: Sedat Girgin (Günışığı Kitaplığı)

Zeyno, astronot bir anneyle belediyenin şikâyet masasında çalışan bir babanın kızı. Anne bir araştırma sebebiyle uzun süreliğine yolculuğa çıkıyor. Böylece babayla kızın evde baş başa geçireceği günler başlıyor. Babanın mutfağı kuvvetli, ne mutlu ki evde her zaman yemek var. Kâh sohbet ediyor, kâh anneyi özlüyorlar. Babanın başı hep yorgun ama, kolay mı her gün türlü şikâyet dinlemek, herkesin öfkesini emmek? Derken babanın aklına parlak, “şairane” bir fikir geliyor! Herkesin “iyiliğine” olacak bir fikir! Ahmet Büke sevgi dolu bir hikâye anlatırken, tanımlanmış cinsiyet rollerini bir savunu diliyle değil, öykü doğallığıyla, hayatın akışı içinde tersyüz ediyor. Sedat Girgin’in desenleriyle canlanan kitap, çocuklarla birlikte yapılacak keyifli okumalar için birebir.

Daha fazla yazı yok
2024-04-27 04:29:33