A password will be e-mailed to you.

Tarih boyunca toplumsal hareketlerin, isyanların, başkaldırı ve devrimlerin beslendiği kaynaklar olmuştur. Devrimi besleyen kültürel hayat ve kültürel hayatı belirleyen devrim, bu organik bağ hep vardır. Ancak edebiyatla devrimin birbirini en belirgin şekilde beslediği dönem Ekim Devrimi’dir belki de. 19. yüzyılda Rus halkının baskıcı düzene karşı duyduğu hoşnutsuzluktan gücünü alan, beslenip büyüyen Rus edebiyatı, 1917’de gerçekleşecek devrime ayna tutmuş, koşullarını hazırlamıştır.

Eğer bir devrim olacaksa tarihsel ve mekânsal olarak hiç de umut vermeyen, tabandan hareketlenmenin hiç beklenilmediği “köylü Rusya”, gücünü edebiyattan alan aydın muhalefetiyle ön plandaydı, hem de Dostoyevski, Tolstoy, Puşkin, Çehov, Lermantov gibi daha birçok isme bakacak olursak dünya edebiyatına da yön verecek kadar güçlü bir şekilde! Ekim Devrimi bu açıdan bakıldığından aynı zamanda bir kültür devrimiydi ve her devrim gibi kendi kültürüyle geldi.

Geniş bozkırlardan, sert iklimlerden, sefalet içindeki halktan ve baskıcı rejimden doğan, insanı ve olayları tüm gerçekliğiyle ortaya koyan büyük Rus edebiyatı öte yandan insanlık tarihinin en büyük olaylarından biri olan Ekim Devrimi’ne tanık olmuştu…

Devrime tanıklık etmiş üç edebiyatçı:

Şolohov: Onu ve hayatını Ve Durgun Akardı Don adlı kitabıyla tanıyoruz. İçsavaş döneminde çocuk yaşta Kızıl Ordu’ya katılan Şolohov’un hayatını şekillendiren bu olay dünyayı algılayışını da belirler. Neredeyse geleneksel hale gelen, Rus edebiyatçıların eserlerini topluma karşı görevlerini yerine getirme çabasıyla yazma bilinci Şolohov’u da etkilemiştir. Dört ciltlik eserinde savaş ve devrim süreçlerinde Don Kazaklarının verdiği bağımsızlık mücadelesi en ince ayrıntısına kadar anlatır, tüm tanık olduklarıyla ve tüm o yitmeyen umutlarını da arkasına alarak…toplumcu-gerçekçiliğin en saf halidir diyebiliriz Şolohov için…

Mayakovski’nin hazırladığı afişlerden biri

 

Mayakovski: “İstediğiniz kadar uzatın bekleyişi /gördüğüm şey öylesine berrak/ve bu berraklık bir masal gibi/öylesine bırakmıyor ki beni…”

Sözcüklerin gücünü çok iyi bilen bir devrim şairidir Mayakovski. Aktif olarak devrimci mücadelenin içinde yer almıştır. “Dünün yangın yerlerini hangi inanılmaz eserlerle süsleyeceksiniz? Pencerelerinizden dalga dalga hangi sesler, hangi türküler dökülecek? Ruhlarınızı hangi İncil’e açacaksınız” sözleriyle o da tıpkı devrim gibi meydan okuyan şiirleriyle dünyayı değiştirmek istiyordu. Son şiiri “Bağıra Bağıra” yı okuduktan sonra çok sevdiği dostu Yesenin gibi intihar etti.

Yesenin: Devrimin “hüzünlü” şairi. Yesenin de tıpkı Mayakovski gibi devrime kanıyla canıyla kendini feda eden aydınlardan. Zamanla Ekim Devrimi’ne olan inancını sorgulamış bunu da şiirlerine yansıtmıştır. Mayakovski’ye “Hoşça kal Dostum” şiirini ithaf ederek intihar etmiştir.

Devrimin kadın şairleri

Ekim Devrimi birçok yönüyle kadınları özgürleştirip, aktif olarak hayatın içinde var olmalarını sağlamıştır. Siyaset, ekonomi, hukuk, ordu, kültür-sanat dünyası v.s tüm bu alanlarda kadınlar tarihin öznesi olabilmişlerdir.

Anna Ahmatova

Anna Ahmatova ve Marina İvanovna Tsevetaveya ise yasaklanan ve sürülen iki kadın şair. Ekim Devrimi atmosferinde yoğrulmuş ancak şiirlerini devrim kurallarına uydurmakta zorlanmışlardır. Anna Ahmatova’nın şiirleri “erotik, mistik, Rus halkına ve siyasete karşı duyarsız” olduğu gerekçesiyle yasalara aykırı bulunmuştur. Entelektüel zekâsıyla döneminde birçok insanı etkilemiş hatta bazı parçalarının Nabakov tarafından taklit edildiği iddia edilmiştir.

“Kaçmayalım cehennemden/ benim tutkulu kız kardeşlerim/ içelim kara reçineleri” dizelerinin sahibi Marina İvanovna da benzer gerekçelerle yasaklanmıştır. Sürgün kararından sonra intihar ederek yaşamına son veriyor İvanovna da…

Bu iki kadın şair ve yasaklanan, sürülen diğer birçok yazar ve aydın her ne olursa olsun “kendi devrimlerini gerçekleştirmişlerdir” diye düşünüyoruz. Belki de devrimler aydınlarını özgürleştirdiği kadar tutsak etmeye de mahkûmdur. Dünyanın her yerinde kutlanan Ekim Devrimi’nin 100. yılı vesilesiyle biz de onları anmış olmak istedik…

 

İLGİLİ HABER

EKİM DEVRİMİ’NİN PORSELENLERİ

Daha fazla yazı yok
2024-04-25 13:13:35