A password will be e-mailed to you.

…Tadashi Kawamata’nın ekolojik yıkımı anlatan devasa enstalasyonu “OverFlow (Taşma)” da Lizbon Sanat Mimarlık ve Teknoloji Müzesi’nde (MAAT) tüketim ve kirliliğin sonuçlarına kritik bir ikaz yapıyor…

[Kalkınma kavramı, aydınlanma çağından başlayan, endüstri devrimi ile devam eden ve günümüze kadar uzanan bir süreçte, ilk önceleri “ilerleme” terimiyle ifade edilen, adı değişen, içeriği sürekli genişleyen bir kavramdır. “İnsanın doğaya karşı savaşında başarılı olması için her ne olursa olsun ilerlemenin gerekli olduğu” inancı ile süregelen bu mücadelede insanın, kazandığını düşünürken kaybettiğini anlaması 1960’lı yıllardan sonra gerçekleşmiştir. Çünkü artık doğa insanın sonsuz ilerleme tutkusuna cevap vermeye başlamıştır. Doğal kaynakların tükenmesi, azalması, kirlenmesi sonucunda ortaya çıkan olumsuzluklar insan hayatını ekilemeye başlamıştır.]

“İnsanın sonsuz ilerleme tutkusu”, onu medeniyete ve geleceğe taşırken, tüketme ihtiyacını ve isteğini hep daha fazlalaştırdı. Öğrendikçe tüketmek, tükettikçe daha çok öğrenmek istedi. Bildikleri ile alabilecekleri genişledi, aldıkları yeni tüketebileceği alanları gösterdi.

Sonra fark etti.

Hatalar önce kabullenmeyle onarılır ya, öyle belki de. İnsan zihnini genişletip sorgulama halini, uzun soluklu kılmak istedi.

Yazdı, çizdi, boyadı, seslendirdi, sergiledi…

Daha da çok devam etmeli.

Tadashi Kawamata’nın ekolojik yıkımı anlatan devasa enstalasyonu “OverFlow (Taşma)” da Lizbon Sanat Mimarlık ve Teknoloji Müzesi’nde (MAAT) tüketim ve kirliliğin sonuçlarına kritik bir ikaz yapıyor. Oval Galeri’de yer alan Kawamata’nın solo sunumu, fiziksel alana özgü olarak kurguladığı altıncı sergisi. Sanatsal üretiminde benzer konulara yoğunlaşan sanatçı, topluluk çabasının yorumlanması, insan için barınak kavramı ve heykel nedir gibi konular/sorular üzerinden eserlerini yaratıyor. OverFlow’da ise daha önceki çalışmalarından farklı, hiç kullanmadığı materyallerle derin bir sorunsala yöneliyor; global bir problemi düşündürecek bir atmosfer (fiziksel alan) nasıl yaratılabilir?

Dar sokakları, keskin yokuşları, renkli evleri, sürprizli yolları ile Lizbon’da görmeyi beklemediğim bu müze; sadece modernlik ve doğallığın güzel uyumu ile değil, anlatılan meselenin sunuş biçimiyle uzun süre hatırlayacağım bir değer yaratıyor. Atlas Okyanusu’na açılan Tagus Nehri’nin yanında yer alan görkemli MAAT Müzesi’ne girer girmez kocaman bir alana yerleştirilmiş enstalasyon, sanki büyük harflerle soruyor, okyanuslardaki ve denizlerdeki kirliliğin farkında mısın?

Oval Galeri’nin fiziksel yapısına paralel kurgulanan eser iki seviyeli bir deneyim yaşatıyor.
İlk kademe de suyun yüzeyindeki plastiklerin oluşturduğu kümeler, denizin dibini görünmez kılıyor. Eseri bir araya getiren parçalar bir heykel formunda teklik ve bütünlük içerisinde, hem kütle olarak bir form taşırken, hem de her bir plastik kendi içinde uzun uzun konuşuyor. Su şişeleri, kovalar, bidonlar, sepetler, balık ağları, ayakkabılar, balonlar, straforlar…

Alt kata doğru yürürken ise eser aslında bir dalga formunda ziyaretçinin fiziksel mekân da üç boyutlu gözlemine izin veriyor. Denizlerin altını gösteren bu alanda plastiklerden yansıyan ışıklar ile sanki güneşin suyun içinde oluşturduğu sedef hareler, yere ve duvarlara yansıyor. Bu kısımda garip bir şekilde, okyanusun derinliklerindeki sessizlik ve huzur duygusu ile kirlilik aynı anda hissediliyor. Atıklarla kaplanmış bir yüzeyin altında geçirdiğiniz birkaç dakika ile henüz tam anlamıyla farkında olmadığımız “kirlilik” olgusunu daha gerçekçi sindirmeye başlıyorsunuz. Enstalasyonun altında oturan, tavanı görmek için yukarı bakan, plastikleri inceleyen birkaç çocuk zihninde “büyüklerin” sebep olduklarını anlamlandırmaya çalışır görünüyor. Aslında Kawamata arzusunu gerçekleştirmiş, global bir problemi düşündürtecek fiziksel bir alan yaratmıştı.

Atıkların toplanması

Son on yıldır her mayıs ayında 15 gün süreyle 6 farklı milliyetten gelen 400 katılımcı ile; Brigada do Mar gönülleri Portekiz ve çevresindeki kıyılardan atıkları toplamışlar. Her bahar döneminde endüstriyel faaliyetler, deniz kargosu ve ticari balıkçıkla ile oluşan atıklar; akıntı ve gel git ile Tejo nehri kıyılarına vuruyormuş. Yaz döneminde ise plaj atıkları daha fazlalaşıyormuş. Bu atıkları da toplayabilmek için sahillere 900 yeni çöp konteyneri eklenmiş.

Japon sanatçı Kawamate, 1 yıl süreyle Portekiz’de gerçekleştirdiği araştırmaları sonucunda bu projeyi yaratmış. Global turizm sektörüne ve doğal kaynakların tehlikeli kullanımına dikkat çekmek isteyen sanatçı, önemli aktörlerin katılımı ile projesini şekillendirmiş. Sanatçılar ve mimarlardan oluşan Os Espacialista mimar kolektifinde düzenlendiği söyleşiler, workshoplar sonrasında paylaşımların çıktısını elde etmiş. Eserde sadece okyanuslardan toplanan plastikler değil aynı zamanda Portekiz kıyılarını temizleme kampanyasında elde edilen terk edilmiş teknelerde yer alıyor.

Değerli bir sanatsal üretimin etkisi deneyim bittikten sonra da devam eder. Sorgulamalar, sorular, acabalar, yok canımlar… Müzeden çıktıktan sonra zihnimin arkasında ayaklanan düşünceler bir arada şunu soruyordu, insan en çok görebildiği şeylere mi inanır? Kawamata, 3 küsur milyar yıllık yaşam serüveninde insanın yarattığı kirliliği gösteriyor. Belki görünce inanır, “farklı” davranırız.

 

İLGİLİ HABERLER

En ekolojik film seçildi

Okyanus kirliliğini sanata dönüştürüyorlar

Daha fazla yazı yok
2024-04-27 11:50:43