A password will be e-mailed to you.

İstanbul Film Festivali ile beraber sinemaseverler olarak yolunu dört gözle beklediğimiz !f İstanbul’un programı nihayet açıklandı. Bu yıl 17’nci defa düzenlenecek olan festivalde 36 ülke ve 120 yönetmenden toplamda 111 film gösterilecek. Galalar bölümünde yer alan ve ödül sezonuna damga vuran Lady Bird, Phantom Thread, The Florida Project, The Disaster Artist gibi yapımlar şimdiden heyecan yaratıyor.

Bu yıl “Hayat Var” sloganıyla karşımıza çıkan festival, 15 Şubat’ta İstanbul’da başlayacak. 1-4 Mart tarihlerinde de Ankara ve İzmir’e uğrayacak.

Daniel Day Lewis jübile yapıyor

Geçtiğimiz yıl haziran ayında oyunculuğu bırakma kararı alan usta isim Daniel Day Lewis, Phantom Thread ile beyaz perdeye veda etmeye hazırlanıyor. 1950’lerin Londra’sında geçen film, Reynolds Woodcock adlı dönemin ünlü moda tasarımcısının gözünden aşka, yaratıcılığa ve arzulara incelikli bir şekilde bakmamızı sağlayacak. Lewis’e başrolde Vicky Krieps ve Lesley Manville eşlik ediyor. Yönetmenlik koltuğunda ise Daniel Day Lewis ile beraber There Will Be Blood’da harikalar yaratan yönetmen Paul Thomas Anderson oturuyor.

Greta Gerwig’den büyüme sancısı üzerine

2012 yapımı Frances Ha’nın iki senaristinden biriydi, idealleri ve hayatı arasında çelişki yaşayan Frances karakterini tüm samimiyetiyle canlandırmıştı… O dönem radarımıza yakalanan ve her işini merakla izlediğimiz Greta Gerwig son olarak karşımıza Lady Birdle çıktı. Hem de bu defa yönetmenlik koltuğunu kimseye kaptırmayarak.

Başrollerinde Saoirse Ronan, Laurie Metcalf, Tracy Letts, Timothée Chalamet ve Lucas Hedges’in yer aldığı Lady Bird lise son sınıfta okuyan Christine’in hayatına odaklanıyor. Etrafındaki yetişkinlere karşı benliğini ispat etmek, hayallerinin peşinden koşmak ve tüm bunlarla beraber büyümenin kaçınılmaz sancısını yaşamak zorunda kalan Christine’i izledikten sonra emin olun hayat hakkında bir kez daha düşüneceksiniz.

5 dalda Oscar adayı olan, geçtiğimiz Altın Küre’de “Müzikal veya Komedi Dalında En İyi Film” ve “Müzikal veya Komedi Dalında En Başarılı Aktris” ödülü kazanan Lady Bird’ü kaçırırsanız üzülürsünüz.

O kadar berbat ki gülmekten öleceksiniz!

Milyonlarca dolar bütçe ayırarak çektiğiniz, yönetmenliğini, yapımcılığını ve başrolünü üstlendiğiniz bir film düşünün. Ancak o kadar “rezalet” bir iş ortaya çıkıyor ki gala gecesi herkes gülmekten yerlere yatıyor, size de salonu terk etmek kalıyor. Ancak her şey kağıt üzerinde göründüğü gibi değil…

Tüm zamanların en kötü filmlerinden biri sayılan ve külte dönüşen The Room’un kamera arkasının anlatıldığı The Disaster Artist kendi filmini yapmaya girişen sinema sevdalısı Tommy Wiseau’nun trajikomik hikâyesini anlatılıyor. James Franco’nun yönettiği filmde, Wiseau’yu da başarılı isim canlandırıyor. Filmde Dave Franco, Seth Rogen ve Alison Brie de başarılı oyunculuklarıyla göz dolduruyor. Film James Franco’ya Altın Küre’de ödül getirmişti.

Şapka çıkarılacak politik bir hiciv

Başrollerinde Steve Buscemi, Rupert Friend, Olga Kurylenko ve Jason Isaacs’ın yer aldığı The Death of Stalin, 1953’te hayatını kaybeden Joseph Stalin’in ardından yaşanan iktidar çekişmelerini mizahi bir şekilde ele alıyor. Aradan 60 yıldan uzun süre geçse de yönetmen Armando Iannucci günümüz politik sistemine ayna tutuyor.

Dünyaya çocukların gözünden bakın

Cannes’a gösterildiğinden bu yana senenin en çok konuşulan bağımsız filmlerinden birisine dönüşen The Florida Project, 6 yaşındaki Moonee (Brooklynn Prince) ve arkadaşlarının başından geçenleri anlatıyor. Sean Baker imzalı filmde Willem Dafoe öne çıkıyor.

Bu filmlere dikkat!

Festivalde Galalar ve Keş!f başta olmak üzere toplam 12 bölüm yer alıyor. Aşağıdaki filmler ise es geçmemenizi tavsiye ettiğimiz alternatifler:

Betty Davis’in izinde

Hafızalara kazınan sözleri ve cüretkar kıyafetiyle zamanının çok ilerisindeydi. Ancak kısa bir dönem evli kaldığı Miles Davis’le evliliğini bitirmesinin ardından, 1970’lerin sonunda sırra kadem bastı. Betty: They Say I’m Different funk müziğin unutulmaz ismi Betty Davis’in izini sürerken bir dönemi de gözler önüne seriyor.

Dünya savaşı biter ırk savaşı bitmez…

Netflix yapımı Mudbound, II.Dünya Savaşı sonrasında Mississippi’de geçiyor. Dee Rees’in yönettiği filmde, Amerika’da sosyal hiyerarşinin taşları yerinden oynarken, bazı şeylerin nasıl da değişemediğini izliyoruz. Filmde başrolleri  Garrett Hedlund, Carey Mulligan ve Jason Clarke paylaşıyor. Hatırlatalım, filmin görüntü yönetmeni, Rachel Morrison ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’ dalında Oscar’a aday olan ilk kadın olmayı başardı.

Türkiye’nin ilk punk filmi

Başrollerinde Burak Deniz ve Büşra Develi​’nin yer aldığı yerli yapım punk filmi Arada, İstanbul’u terk etmek isteyen Ozan’ın bir günlük macerasını seyircilerinin gözleri önüne seriyor. Hurdalıkta yer alan çılgın rave partilerinden nargile kafelere kadar birçok mekanda şehrin gizemli yeraltı kültürlerini seyircilerle buluşturan film, Mu Tunç’un ilk yönetmenlik denemesi.

Cannes’da kahkaha krizine sokmuştu

Yönetmenliğini Atsuko Hirayanagi’nin üstlendiği Oh Lucy!, Tokyo’da yalnız başına yaşayan ve İngilizce öğretmeninin ardından Los Angeles’a giden  Setsuko’nun trajikomik hayatını ele alıyor.

Daha fazla yazı yok
2024-04-24 12:16:01