A password will be e-mailed to you.

70. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye yarışının son iki filminden biri olan Fatih Akın imzalı Aus dem Nichts (Hiç Yoktan) izleyici karşısına çıktı. Akın, politik arkaplanı ve Diane Kruger’in performansıyla ilgi çeken Aus dem Nichts’i, basın toplantısında “kayıp ve matem üzerine bir film” olarak tanımladı.

Cannes’da 70. festivalin sona ermesine iki gün kala gösterilen Fatih Akın filmi Aus dem Nichts, iddialı adaylar arasında yer aldı. Hamburg’da bir Türk mahallesindeki terör saldırısında kocasını ve oğlunu kaybeden Katja’nın soruşturma ve mahkeme sürecinde yaşadıklarına odaklanan film klasik ama sağlam sinematografisi ve izleyiciyi sarsan öyküsüyle Fatih Akın‘ın en iyi filmlerinden biri olarak anılmayı hak ediyor. Filmin basın toplantısına başrol oyuncusu Diane Kruger’in de aralarında bulunduğu ekibiyle katılan Akın, NSU (Nasyonal Sosyalist Yeraltı) davasından etkilenerek yazdığını belirtti.

Hamburg’da kocası ve altı yaşındaki oğlu Neo Naziler tarafından konan bir bombayla öldürülen Katja’nın adalet arayışı üzerine kurulu bir film Aus dem Nichts. Fatih Akın sinemasının enerjisini, keskinliğini, vuruculuğunu yansıtıyor. Bu duygusal açıdan etkileyici, biçem açısından tutarlı ve 70. Cannes Film Festivali’nin genel düzeyinin üstünde olan film, Fatih Akın’ın muhteşem dönüşü olabilir. Diane Kruger‘in de kariyerindeki en iyi performansı verdiği Aus dem Nichts ile En İyi Kadın Oyuncu dalında ödül kazanması sürpriz olmayacaktır. Öte yandan Türk Alman oyuncu Numan Acar da kısa rolünde gayet iyi performans veriyor.

Diane Kruger çok başarılı

Diane Kruger gençliğinde Almanya’da filmlerini izlediği Fatih Akın’ın üzerinde bir iz bıraktığını belirtti sözlerine başlamadan önce. Fatih Akın da 2012’de Cannes’da bir plaj partisinde tanıştığı ve onunla çalışmak istediğini söyleyen Kruger’i Katja rolüne neden seçtiğini anlattı: “Filmin kahramanının bir anne olması gerekiyordu. Bu yüzden (daha önce Denis Moschitto için yazdığı) kahramanı kadına çevirdik. Sarışın, mavi gözlü Aryan görünümlü bir Alman olması gerekiyordu. Almanya’daki olağan şüphelilerle çalışmak istemedim, aklıma Diane geldi”.

Canlandırdığı karakterin hemen her planında göründüğü Aus dem Nichts’teki rolü için “Çok korkuttu, ama çok da heves verdi. Terör saldırıları güncel bir konu, her gün duyuyor ve kurbanların sayılarını öğreniyoruz.. Ama geride kalanların öykülerinden hiç haberimiz olmuyor. Katja’nın kayıplarını düşünüyorum da nasıl katlanılır bu acıya? Nasıl sağlanır adalet? Bu nedenle Katja oldum ben, onun acısını yansıttım, bence bu yüzden değerli bir film,” diyor, Diane Kruger.

Fatih Akın janr elemanları kullanmakla birlikte bir gerilim filmi yapmak düşüncesiyle yola çıkmamış. “Çok film izlerim, her gün en az bir film izlerim. Değişik filmler izlerim, ama bir Kore filmi izleyip beğendiysem üstüne bir tane daha izlerim. Amerikan, Alman, Fransız filmlerini izledim. Her birinin bir parçasını çalan DJ gibiyim. Janr filmleri de benim için böyle, ayırt etmem. Arthouse üzerimde yıkamakla geçmeyen bir damga gibi. WB ile çalışırken kurguyu kendim yapmama izin verdiler. Değişiklik yapmak, farklı sinema kültürlerini kaynaştırmak isterim,” diyor.

NSU davası ilham kaynağı

Filmin tartışmalı finali için “Bazen toplumun ve bireyin adalet duygusu çatışır. Çatışma varsa drama da vardır. Katja’nın yaşadıklarını ben hiç yaşamadım, bu durumda hiç bulunmadım. Baba ve koca olarak çok korkunç bir kabus olarak görüyorum. Yazar olarak da kabuslarımla yüzleştim”. Fatih Akın, “son derece zeki ve akıllı” bir insan olarak nitelediği Diane Kruger’in doğaçlamaları dışında senaryoyu çekim sürecinde değiştirmemiş.

Filmi yazarken araştırma yapmak için zaman zaman NSU davasını izlemeye giden Fatih Akın savcının hiç konuşmadığını, hep sessiz kaldığını gözlemlemiş, bu yüzden filmde savcı ağzını açmıyor, Katja’nın avukatı Fava (Denis Moschitto) konuşuyor iddia makamı niyetine…

Akın’a göre asıl skandal Nazilerin 10 kişiyi öldürmesi değil, kurbanların Türk ve Kürt olmasının olayın bir mafya hesaplaşması olduğunu düşündürmesi. “Türkler varsa meselenin içinde mutlaka uyuşturucu davasıdır diye bakılıyor. Buna kızdım ve senaryoyu yazdım. Bu durumdan da bir anne çıktı ortaya. Bu film annenin kaybı ve matemi üzerine bir film. Herhangi bir politik olay, herhangi bir terörist grubu da olsa kayıp ve matem üzerine” diyor.

Küreselleşme çocuğu

Fatih Akın’ın şu sözleri de filmi ve zamana tanıklığını belgeliyor:

“Küreselleşmiş bir dünyada yaşıyoruz. Gerçek bu… Korkuyor, mücadele ediyor ve çok baskı altında kalıyoruz. Küreselleşme bir anlamda ilerleme de olabilir. Burada yapığımız küreselleşmiş bir iş. Çünkü görmeye dayalı, görsel malzeme. Ben küreselleşme çocuğuyum. Dünyanın her yerinden insanlarla yaptığım işi devam ettiriyorum. Bu yüzden iyimserim. Bir ölçüde de iyimserim. Çünkü bu dünyada ışık var, ışık olan yede gölgede olur. Ben gölgeleri yenmeye çalışıyorum. Bir gün hayal ettiğimiz dünya gerçek olacak.”

Daha fazla yazı yok
2024-04-19 13:29:56