GALİP’in İzinde Sanatı Düşünmek ve Belleği Dönüştürmek

Sanatçı Eda Emirdağ’ın başlattığı ve koordinatörlüğünü üstlendiği özel bir proje olan Galip, 17 Mart 2019’a dek İstanbul merkezli sanatçı inisiyatifi Pasaj’ın Karaköy’deki mekanında gerçekleşecek. Arzu Arbak, Batu Bozoğlu, Bengisu Bayrak, Cansu Topaloğlu, Ebru Sargın, Ege Kanar, Erdem Varol, Esen Küçüktütüncü, Hilal Can, İbrahim Karakütük, Karbon, Leyla Emadi, Melike Koçak, Merve Dündar, Rafet Arslan, Şeyda Özdamar ve Yusuf Murat Şen’in sanatçı olarak katıldığı projeye, Orhan Cem Çetin, Ali Taptık ve Zeynep Sayın gibi değerli isimler destek veriyor.

1 Şubat’ta Orhan Cem Çetin ve Eda Emirdağ’ın açılış konuşmasıyla başlayan proje, 48 yaşındayken ardında kısa bir mektup bırakarak kendi yaşamına son veren profesyonel fotoğrafçı Galip’ten geriye kalan bir kutu fotoğrafın, 19 yıl sonra Emirdağ’ın eline geçmesiyle başlamış. Emirdağ ise kendini miras – intihar – buluntu nesne –yok ol(ama)ma -ölüm gibi konular üzerine düşünmeye sevk eden bu arşivi farklı disiplinlerde çalışan sanatçı arkadaşlarıyla paylaşarak ve farklı şekillerde yorumlanmasını sağlayarak sanat nesnesine dönüştürmek istemiş. Emirdağ, projeyi Pasaj’la birlikte gerçekleştirmek istemelerinin temel nedeninin “bağımsız bir yapılanma ve bir deneyim alanı olması” olduğunu belirtiyor. Mekanı “sergileme alanının yanı sıra üretim alanı olarak da kullanma isteğinin projeye ilham veren bir diğer faktör olduğunu” da ekliyor.

Pasaj ekibinden Zeynep Okyay’la da bu vesileyle Pasaj’ın yeni mekanı, bu yılki programı ve Galip projesinin nasıl geliştiğini konuşma fırsatı bulduk.

 

Pasaj şu anda hangi mekanları kullanıyor?

Pasaj 2010’dan bu zamana kadar 5 defa yer değiştirdi ve her seferinde bulunduğu mahallenin yereliyle bağ kurarak yeniden şekillendi. Geçen seneden beri Karaköy’de Nimet Han içerisindeki 16 metrekarelik odayı kullanıyoruz.

 

Bu yılki programınızdan bahsedelim mi?

Bu sezon programımızın ismi “Aklımı kurcalıyor, ruhuma dokunuyor”. Bu başlık altında bir proje dizisi ve bağlantılı buluşmalar planlıyoruz. Bu programla Pasaj “sanatsal ifade özgürlüğü” ve “mekanın belleği”ne eğilmeyi amaçlıyor.

   

 

Bağımsız bir yapı olarak etkinliklerinizi nasıl sürdürüyorsunuz?

Programımızı Roberto Cimetta’ya sunduk ve Tamteen fonunu aldık. Yeni sezonda yaptığımız “Çorbada Tuzum Olsun” fon yaratma partimizin gelirini de bu yıl ev sahipliği yapacağımız 9 projenin sanatçılarına “artist fee” şeklinde ayırdık. Çok sembolik ama yıllardır yapmak istediğimizi başlatmak için bir adım.

 

“Galip” projesi nasıl gelişti?

Nimet Han’daki bu küçük odanın bir sergi mekanı dışında sanatçıların kullanabilecekleri bir atölye, devam eden araştırma projeleri için bir laboratuvar olmasını amaçlıyoruz. Bu düşüncemizi Eda ile paylaştık, o da aklındaki projeyi Pasaj için yeniden şekillendirdi. Galip, Pasaj’ın bahsettiğim duruşu adına mükemmel bir proje. Her hafta farklı sanatçılar bir konu üzerine çalışacak ve üretecek, workshop ve açık atölye günlerinde seyirci/katılımcı ile birebir iletişime geçecek, paylaşacak ve hızlı geri bildirimler alacak.

Proje kapsamında katılımcı sanatçıların Pasaj’da gerçekleştireceği açık stüdyo, lab ve performanslardan oluşan etkinlik programı son derece heyecan verici. Her hafta bir sanatçı grubunun Pasaj’ı stüdyoya dönüştürmesinin ardından proje, bir sergi ile tamamlanacak.

 

İLGİLİ HABERLER

“Beyoğlu Belediyesi sansürledi Bienal Komitesi sessiz kaldı”

Mardin Bienali’nden Sesli Bir İş

Daha fazla yazı yok
2024-03-19 03:25:59