A password will be e-mailed to you.

Gerçek Miro’lar çok yakında SSM’de. Onlar İstanbul’a doğru yol yaparken biz Joan Miro’yu daha yakından tanımak üzere Miro’nun vatanı Katalonya’dayız.

 

Palma de Mallorca’da Joan Miro’nun terasında torunu, adaşı Joan’un misafirperverliğinde değişen ada manzarasına bakıyoruz.

Bir zamanlar sadece kralın evini ve denizi gören evin önü bugün 1960’larda apar topar dikilmiş yazlık  apartmanlara bakıyor. Büyük bir Paris tecrübesinden sonra ünlü ressam Miro, Mallorca adasına sadık kalmış. Özellikle de 1970’lerde evine çok yakın 17. Yüzyıldan kalma ahır olarak kullanılan binayı kendine atölye etmesiyle sanatsal üretiminde yeni yollara sürüklenebilmiş. New York soyutuna çıkan bu yolların tipik Miro resminden uzaklaştığının izleri hep bu yüksek tavanlı evin espasında ve duvarlarına iliştirdiği nice premodern imgede, çizdiği grafitilerde saklı.

Bu izleri süreceğiz,

Bu izleri sürdük.

SSM, Miro sergisini 23 Eylül’de açmadan önce Türkiye’den bir grup kültür ve sanat gazetecisi olarak önce Mallorca adasındayız. Sonra Barcelona’daki müzeye adeta kapanacağız.

Günler ve akşamüstüler Miro çalışacağız. Miro düşüneceğiz.

Bu aynı zamanda kısa bir 20. Yüzyıl tarihi, tüm vahşeti ve o vahşeti yüreklerine sığdıramadıkça aklı sorgulayan modernistleriyle…

Konu Miro olunca bu modernist tavır Katalunya’nın kendi modernizmine evrilecek. Mimari işin içine girecek. Büyük mimar Sert (Josep Luis Sert) başta..

Miro’nun Sert tarafından tasarlanan atölyesi bugün yaşamayan sanatçı atölyeleri içinde nadide bir örnek. Sadece kıvrımdan korkmayan, neredeyse yüzde yüz evet beton ama organik formluluğuyla değil, atölye hayatını tam da Miro’nun öylece bıraktığı gibi yansıtmasıyla… Kendi müzesi burası Miro’nun.

Resmine, ruhuna, yaşamına, çoğulluğuna bütün kaynaklar duvarlarında.

Bazıları ise gerçekten de bir müze titizliğinde Miro tarafından camekan dolapların arkasında yerini almış.

Her biri birer kültürel obje. Hep birlikte Miro’nun resminin, heykelinin, çanağının, dünyasının arka planı.

Pre –Kolombiyan bir kadın figürü de olabilir bu, bir Afrika çocuk heykeli de Mallorca adasına özgü bir el boyaması biblo  ya da Aztek bir falluscuk ya da bir folklorik bir souvenir.

Her gece yatmadan Mallarme veyahut Rimbaud okuyan ve torununa dahi bunu aşılayan ressamın tüm Romantizm’ine zıt resim yaparken giydiği “lekeli işçi tulumu”, sallanan sandalyesi sanatçının içinden geçtiği ve yansıttığı tüm gerilimleri birer birer ifşa ediyor.

Emek ve arzu arasındalığını mesela…

Gerçek ve fantazi arasındalığını da.

Galiba kontrol etmek ya da etmemek işte tüm mesele bu. Miro’nun sanatında kilit burada. Kimi zaman açıyor. Kimi zaman ona girmemesi gereken kapıyı işaret etmesi açısından kapıyor.

(Sanırım bu geziyi yapmasaydım bu yoğun Miro ‘okulu’nu,  son dönem işlerinin ataklığını, cesaretini ve büyük meydan okumasını es geçmiş, Miro’yu takvim sayfalarına, bir takım muglara ve masaüstü’lerine hapsetmiş olacaktım.)

Lakin son dönemi sanatçının düşündürücü.

Kendine meydan okuyabilmesi o güne kadar ürettiklerinden adeta vazgeçmeyi denemesi Man Ray’in ona hediye ettiği kapı dürbünü içeren küçük hazır nesne gibi. Dünyaya ,kendi resmine bile bir dürbünle öyle bir hevesle ve belki de aynı zamanda röntgencilikle bakabilmesi ve her köşede bucakta adeta onu koruyan bir totem gibi Picasso’nun siyah beyaz fotoğrafını bulundurması…

Kendi resmini gözetleyen Miro ve onu gözetleyen bir Picasso.

Hepsi birlikte  bugüne kadar benim de bakmadığım bir mercekten ‘bir Miro’yu işaret ediyorlar.

Miro’nun Mallorca’daki müzesinde sabit koleksiyonda yer alan 1974 tarihli resmi bir başyapıt bu yüzden.

Sanatçının “kendi resmi”ne beslediği mesafe hatta ‘hasımlıktan doğan bir husumet’ diyeceğim, tuval denilen her neyse ona sırtını dönüşü, bir tür tuval resminden bekledikleri ve beklemekten vazgeçtikleri hepsi bu resmin zaman zaman Miro’nun jestlerini barındıran, zaman zaman Miro’nun Miro’luğunun işareti nokta’sını içeren, büyüklüğü, “tamamlanmamış gibi”liğiyle, Amerikan resmiyle en Batı’daki adayla kendi adası  arasındaki uzaklığa rağmen hesaplaşmasını anlatıyor çünkü…

Tam karşısında yer alan goblen kumaş üzerine çizdiği resim de çağdaşlığıyla ilgiyi hak ediyor.

Burada önemli olan dedik ya  kontrol etmek ya da etmemek, işte bütün mesele bu. Tekrarlamak gerekiyor.:

Miro kendini tekrar etmek istemekten kaçtıkça yüksek tavanlı atölyesinde en kendine mahsus işleri üretebilmiş.

Kendine mahsus başladığı sanatına, kendine mahsus finaller yakıştırabilmiş,

Bunu 17. Yüzyıldan kalma atölyesinin hemen girişinde füzen başladığı ve bitirmediği resimde görmek mümkün. 

Bu resimde Miro el yazısıyla nerenin Yeşil nerenin Sarı olacağını, el yazısıyla işaretlemiş. Sonra vazgeçmiş. Kontrol etmekten işte. O güne kadar getirdiği armoniden, ahenkten. O resmi de hiç tamamlamamış. Üstündeki harflerle ve füzenden bitmemişliğiyle bir Miro eğitimi o resim. Belki de en kavramsal resmi. Yanındaki mumya kedisiyle.

Atölyede karşısına çıkan yılların mumyaladığı ölü kediyi duvarına asmış.

Hiç de korkmamış.

İçinden geçtiği dünya savaşının da İspanya sivil savaşının da, Franco vahşetinin de psikanalitik savaşların da bir özeti olarak duvarında ona özel bir yer bahşetmiş.

Aynı atölyede iktidarla da matrak geçtiği mekan tuvaleti olmuş.

Tuvaletteki kral ve kraliçenin ikisini ayırmaksızın fallik kıldığı matrak duvar resimleri, grafitileri bulunuyor.

Koyu bir kırmızıya boyadığı üst kattaki ona ait “Chapel”de ise Madrid pazarından aldığı kuklaları, kukla oynatmak için kullandığı oyuğu, Picasso’nun gözlerini açtığı neredeyse korkutucu baktığı siyah beyaz fotoğrafı ile anne ve babasının ve en yakın arkadaşının resimleri yer alıyor.

Bu Chapel’de Miro’nun Picasso’yu aileden sayması Miro’yla ilgili bir roman okuyormuşcasına sürükleyici. Picasso’nun gözlerini açarak korkutarak baktığı bakarken korkuttuğu Miro mu? Dehasıyla? Kendine mahsusluğuğuyla? Persona’sıyla?

Hepsi olabilir.

Bahçedeki keçiboynuzlarını kemirerek bunları düşünmek.

Hissetmek. Hayal etmek SSM sergisi öncesi büyük antrenman.

 

 

(Devam edecek:

Miro’nun heykelleri… Barcelona’daki Mİro müzesinin basın toplantısında neler konuşuldu?

Miro çağdaş mı modern mi? Miro’nun özel arşivinde neler nasıl saklanıyor?

Miro’nun çağdaşı kim özel Miro ödülü en son kime verildi?)

 

 

 

 

 

 

Daha fazla yazı yok
2024-04-28 09:32:18