A password will be e-mailed to you.

…Bir animasyon GIF’i aniden durdurma etkisi, GIF’in bağımlılık yaratan cazibesinin bir parçasıdır. GIF aldatıcı bir kanca olabileceği gibi kişinin sonsuza dek göstermek istediği, heyecanı doruğa ulaştıran ya da akılda kalıcı bazı anları biteviye vurgulayabilir… 

İngiliz mucit Edward Raymond Turner 1899 yılında renkli hareketli imgelerinin patentini aldığında, bu imgelere bir başarısızlık olarak bakılmıştı: klipleri genellikle bulanık görünüyordu. Yılmayan Turner zorluklarla dolu, siyah beyaz filmin birbirini izleyen karelerini renkli filtreler üzerinden fotoğraflama yöntemini, gelecek yüzyıl boyunca ve 1903’deki zamansız ölümüne kadar (öldüğünde 29 yaşındaydı) geliştirmeye devam etti. Onun ölümünden üç yıl sonra George Albert Smith Kinemacolor sistemini ya da daha bilinen biçimiyle ilk başarılı renkli hareketli resim makinesini ortaya çıkardı. 

Bu ay, Ulusal Medya Müzesi, Turner’ın renkli filmlerini onararak ve onların bulanık bir başarısızlık olmak dışında her şey olabileceğini kanıtlayarak, bu tarihi yeniden yazan haberlerle ortaya çıktı. Muhteşemler, onları buradan kristal berraklığında izleyebilirsiniz!

Turner’ın filmleri yalnızca oluştukları ilk şartlar içinde yakaladıkları göreli modernlikleri nedeniyle değil; düzensiz, bağlantısız ve dökülen renklerle dolu bu imgelerin, onca zamandan sonra hala fiziksel hareketlerin canlılığını aktarmayı başarabilmeleri nedeniyle de çarpıcıdır. Onları Turner’ın çağdaşlarının izlediklerinden daha farklı bir biçimde mi izliyoruz? Şüphesiz. Bununla birlikte biz bu imgeleri, onun umursamaz izleyicilerinin değerlendirmelerinden çok daha çarpıcı ve görkemli bulmuş olabiliriz. 

Geçtiğimiz yüzyıl boyunca renkli filmler voliyi vurdu. O günlerde, Michel Hazanavicius’un yeni filmi Artistde olduğu gibi kasıtlı olarak tercih edilmedikçe, hiçkimse siyah beyaz bir film yapmadı. Hazanavicius Turner ve Smith’in icatlarını tersine çevirdi, ama bunu öyle bir yolla yaptı ki izleyiciler izledikleri şeyin daha az değil, çok daha fazla farkına vardı. Bu belki de eskinin yarattığı şoktu. 

Eski ve yeninin bu anlamlı harmanlanması, eski bir estetiği yeni bir bağlam içinde kullanmak online ortamda da ortaya çıkıyor. Artık her yerde hazır ve nazır olan animasyon GIF (Grafik Değişim Formatı- Graphic Interchange Format) imgesi Compurserve tarafından ilk kez tasarlandıktan 25 yıl sonra internette yeniden doğdu. Hazanavicius’un Artist’i gibi, hareketli GIF’lerde yeniliği, açıkça eski olan araçlar yoluyla ifade ediyorlar. Henüz hız kazanmamış olan internet sunucuları ağının tuhaf imleçleri olarak görülen GIF’lerin, son beş yıl içinde yaşamakta oldukları rönesans, onların vintage estetik farklılıklarını rahatsız edici bir kusur olmaktan ziyade ilginç bir sevimlilik olarak göstererek, GIF’leri online bir bağlam içine yerleştiriyor.  

GIF’ler kategorileştirilmeyi, açıklanmayı ve analiz edilmeyi hak edecek kadar çok yaygınlaştılar. Dolayısıyla bugün bir GIF’i nasıl tanımlamalıyız? Reddit örneğin, “Cinemagrafik” GIF’lerini seyreltilmiş bir kültürel ortam içinde saklamak konusunda oldukça azimli. Cinemagrafikler “animasyon giflerin bir adım ötesi” olarak tanımlanıyorlar. “Cinemagrafikler eylem değil ortamla ilgili hareket eden fotoğraflardır”. Kısaca “sanatsaldırlar” ve bir döngü içinde kışkırtılan çılgın eylemin genel kategorisinden özenle ayrıştırılmalıdırlar. Bir GIF, sanatçı Kim Asendorf’un kurduğu “GIF Pazarı”nda olduğu gibi,  gelir elde edebileceğiniz bir şey mi olmalıdır? GIF’in dolaşımıyla ima edilen şey onun paylaşılabilir bir medya oluşuna dayanmaktadır, dolayısıyla  bir GIF’i değerli kılan kaynağı, onun tekilliği olarak belirlemenin ne anlama geldiği hakkında ikircikli ve meraklı bir tutum içindeyim. 

Hatta şu sıralar, GIF’leri sanat olarak üreten ve teorize eden, görece olarak kayda değer bir grup insandan söz etmemiz mümkün. Bu durum, biçimin en sonunda, belki de çoğu kişinin genel görüş haline hiç gelmemiş olmasını şimdiden dilemeye başladığı bir noktaya ulaştığını göstermektedir. İmge galeriye taşındığında hala bir GIF olarak kalabilir mi yoksa GIFler online olarak mı kalmalıdır? Büyük bir çoğunluk için, bir GIF’i sanat haline getirenlerin neler olduğu hakkındaki sorular genellikle kavramsal olarak anlaşılan sorular olmanın ötesine geçmemektedir. 

İlk GIF’in hiçbir biçimde sanat olma iddiası yoktu. Yaygın olarak bilinen ilk GIF’ler kelimenin gerçek anlamıyla bir sitenin yapım aşamasında olduğunun altına imza atan hareketli imgelerdi. GIF’ler hem yazılı hem de görsel olarak tek bir mesajın sinyalini veriyorlardı; “Yapım Aşamasında”: http://www.cs.utah.edu/~gk/atwork/

GIF’ler o zamandan beri gelişti. Artık bir dizi mesajın ve efektin sinyalini veriyorlar. Kendi kliplerini yaratmaya hazır olan online kullanıcılardaki artış ve onlara hizmet sağlamaya hazır olan platformların çok daha çeşitli olmaya başlaması, böylesi bir farklılığı zorunlu kılıyor. Sonsuz yeniden bloglama yoluyla yaratılan viral paylaşım kapasitesi düşünüldüğünde, görselliğe yönelimli sosyal ağ Tumblr’daki GIF’lerin bolluğu artık çok daha aşikar. Tumblr açılışını raslantı sonucu 2007 yılında yeniden moda olmaya başlamış GIF’lerle yapmıştı. 

Hangi dilbilimsel mesaj iletilirse iletilsin, çağdaş GIF’lerin tümü katıksız bir biçimde devingen olma niteliklerinden dolayı bir tür estetik (ve bu yüzden etkileyici) dinamizmi vurgulamaktadırlar. GIF’ler çok da anlatısal bir içerik iletmezler. Sonsuza dek kesintisiz bir biçimde süren hareketleriyle, sonsuza kadar bir döngünün içine hapsolmuş herhangi bir imgede içkin olan mantıksızlık ve saçmalığın altını çizerler. 

Birçok GIF’in çeşitli imge kaynaklarından alınan imgelerin yeniden birleştirilmesiyle oluştuğunu söylemeye gerek bile yok. Estetik olarak birbiriyle benzeşmeyen, apayrı biçimlerin ve imgelerin üst üste gelmesi abartılmış kusurları daha da vurgular. Muhteşem bir GIF olabilmesi için, GIF’in gerçekçi gözükmesi gerekmez. Aslında yamalı görüntüsü ne kadar tuhaf olursa GIF büyük olasılıkla o kadar daha iyi olacaktır. 

Belki de anaakım filmlerin kliplerinin en yaygın GIF biçimini oluşturacağını tahmin edebiliriz. Sadece Turner’ın ilk renkli filmleri kadar eski olan sinemaya özgü bağlantı değil, çoğu çağdaş GIF de pop kültüre yapılan özel göndermelere kök salmıştır. Sinema GIF’leri ilk işaret GIF’leri ile karşılaştırıldıklarında hem içeriksel hem de araçsal düzeylerde çoklu mesaj iletebilmektedirler. Film GIF’i hem özel popüler kültür ögesini hem de seçilmiş anın sözel ya da harekete ait içeriğini onaylar. 

GIF Arketipleri

  • Dizilerden alınmış televizyon GIF’leri 
  • Daha az kurgulanmış olaylardan alınmış televizyon GIF’leri 
  • Haber sitelerinde, en yaygın GIF’ler sporla ilişkili olanlar
  • Moda GIF’leri genellikle reklam amacıyla kullanılır

Bir animasyon GIF’i aniden durdurma etkisi, GIF’in bağımlılık yaratan cazibesinin bir parçasıdır. GIF aldatıcı bir kanca olabileceği gibi kişinin sonsuza dek göstermek istediği, heyecanı doruğa ulaştıran ya da akılda kalıcı bazı anları biteviye vurgulayabilir. Şüphesiz bağlamından koparılmış olan o anın içinde kayboluncaya kadar. “Rubbable GIF’ler” (aslında javascript kodlarıyla oluşturuldukları için gerçek GIF değildirler)  GIF’in imgelerinin sabit akışını yavaşlatmak için, izleyicinin hareketli GIF’i bir anlığına da olsa erteleme kabiliyeti kazanmasına izin verir.

Sanki yeteri kadar dinamik değillermiş gibi GIF’ler artık 3D formatında bulunabiliyor. Bu format animasyonu dikey beyaz çubuklarla bölerek farklı odaklanma noktaları yaratmak yoluyla oluşturuluyor. 

Turner’ın filmlerinde olduğu gibi GIF’ler büyük ölçüde sessizdir. Ama artık sesin eşlik ettiği bir GIF grubundan söz etmek mümkün. 

GIF’ler 3D formatında aynı anda hem hareket edip hem de konuşabiliyorlar ama gerçek hayattakilere benzemek açısından Turner’ın filmleri kadar başarılı değiller. Ama asıl sorun bu değil. Eğer GIF’ler, filmler gibi, hayatı anımsatırlarsa, o zaman ölümün ruhunu da sabitleyebilirler. Stephanie Davidson ruh çağırma tahtaları, kara büyü ve ötealemden gelen ruhlar gibi temalara odaklanan GIF’ler yaparken, Reed&Rader’ın GIF’leri özellikle hareketli imgelerin avlayıcı niteliğini vurguluyorlar.

Bugünün GIF’leri arşiv demek. Onlar geçmişi diriltmek, hortlatmak ve en sonunda geçmişe dönmek için hareket ediyorlar; bir ana odaklanıyorlar, bir olayı dondururken aynı anda onu hayatta tutmaya çalışıyorlar, hiç olmadığı kadar coşkun ve enerjik… Kimi zaman farklılık bir saniyenin çok küçük bir parçası içinde oluşmaktadır. Gerçek GIF, titrek imgelerin ve defolu döngülerin, farklı bir şeyin, yaşayan bir şeyin resme girmesi olasılığını canlı tutan eksiklik ve kusuru göklere çıkarır. 

(GIF Typologies and the Heritage of the Moving ImageJane Hu, 28 Eylül 2012)

Daha fazla yazı yok
2024-04-19 21:22:51