A password will be e-mailed to you.
Sessizlik nihayet bozuldu. Artreview için Kaya Genç‘e konuşan İKSV genel müdürü Görgün Taner, İngiliz küratörü seçenin İstanbul Bienali danışma kurulu değil, İKSV’nin kendisi olduğunu açıkladı.

İKSV Genel Müdürü Görgün Taner Artreview’a yaptığı açıklamada, dün The Artnewpaper gazetesinde çıkan iddiaları doğruladı.

2024’te gerçekleşecek İstanbul Bienali için 4 küratörden sergi önerisi istenmiş. Bunlardan biri Defne Ayas, 56. Venedik Bienali Türkiye pavyonu ve 13. Gwangju Bienali küratörüydü. Iwona Blazwick, Selen Ansen, Sarkis ve Agustin Pérez Rubio‘nun bulunduğu danışma kurulu, bu 4 bienal sergisi önerisi arasından Defne Ayas’ınkini seçmişti. Ancak Görgün Taner’e göre danışma kurulunun bienalin küratörünün kim olduğunu seçemezdi.  Ancak öneride bulunabilirdi:

“Bayan Blazwick’in atanması kararı, Danışma Kurulu’nun tavsiyelerinin İKSV tarafından kabul edilmemesi üzerine İKSV tarafından alınmıştır. Danışma Kurulu’nun bağlayıcı olmayan tavsiyelerde bulunduğu ve İKSV’nin bu tavsiyelerden bağımsız olarak hareket edebileceği unutulmamalıdır.”

Yine Taner’e göre, İKSV, Blazwick’in “danışma kurulundaki deneyimi sırasında, onun güncel sanat alanında geniş bilgi birikimine ve Türkiye’deki bağlam hakkında derin bilgiye sahip, uluslararası üne sahip bir küratör olduğunu” anlamış. Bir sonraki edisyona “sanatsal açıdan liderlik edecek uluslararası bir küratörü aday göstermenin tam zamanı” olduğunu düşünmüştü.

Görgün Taner’in tarihe geçecek bu “şeffaf” açıklamasından sonra bize, kimin neden atanmadığı, politik olduğu için mi atanamadığı ya da Blazwick’in ne kadar etik olduğunu filan değil asıl şu soruları sormak düşmüyor mu?

1- Ülkemizde çağdaş sanatın kaderini asla kendisinin tayin edemediğini bir kez daha görmüş olmuyor muyuz?

2- Bu önemli açıklamayla, İstanbul Bienali’nin küratörünü de, Venedik Bienali Türkiye pavyonunun küratürünü de, Cites Des Arts sanatçı bursunu alacak sanatçıyı da tayin eden danışma kurulu üyeleri de  hepsi birlikte ‘hükümsüz’ değiller mi?

3- Yine bu açıklama, bu danışma kurullarının, “bağlayıcı” olmayan tavsiyelerde bulundukları anda, İKSV tarafından tasfiye edileceklerini, daima talep ettiğimiz bir “transparan”lıkta göstermiyor mu?

 

 

Daha fazla yazı yok
2024-04-29 05:45:43