A password will be e-mailed to you.

Son yıllarda Türkiye’de dark wave’e gözle görülür bir ilgi artışı olduğu aşikâr. Kuşkusuz Elz and The Cult, yerli sahnede bu janrın en çarpıcı ve başarılı isimlerinden biri. Gerek parçalarında kullandıkları temalar, gerek müzikal altyapıları, gerekse de canlı performansları ve video kliplerindeki teatral ifadeler, bir bütün olarak bakıldığında Elz and the Cult’ı dikkat çekici bir konuma yerleştiriyor.

İstanbul çıkışlı ekibin, geçtiğimiz günlerde ikinci stüdyo albümü olan Bloodline, dijital platformlarda yerini aldı. 12 parçadan oluşan albüm, endüstriyelden, ebm’e, dark wave’den gotik pop gibi elementleri içinde barındıran bir çeşitliliğe sahip. Prodüksiyon ve mixing’de Taner Yücel’in imzası bulunan albümün mastering’i ise Görkem Karabudak’a ait. Albümün CD baskısı Frankfurt menşeli Cold Transmission Music, plak formatı Young and Cold ve limitli edisyon kaset formatı ise Domuz Records etiketiyle piyasaya sunulacak.

Albüm her ne kadar bireysel bir anlatıya sahip olsa da bu anlatı, toplumsal olanla ilişkisi üzerinden ele alındığında bir kimlik ifadesi olarak karşımıza çıkıyor. Bunun haricinde Elz’in cinsiyet kalıplarını esneten imajı da içinde yaşadığımız kültürel bağlamda düşünüldüğünde bir o kadar cesur ve meydan okuyan bir tavra sahip. Bu yüzden de kesinlikle takdire şayan. Albümle ilgili bir diğer dikkat çekici kısım ise vokallerin kullanılış tarzı. Oldukça huzursuz ve gergin vokaller, parçalarda kullanılan karanlık sesler ve davul ritimleri ise müziği tüm beden ile deneyimlemeye imkân sağlayan bir canlılığa sahip. Albüm, bu canlılığı sayesinde, ilk parçadan son parçaya kadar karanlık bir tünelin içinde durmaksızın devam eden bir yolculuğa eşlik eden bir iç ses olarak karşımıza çıkıyor.

 

 

Karanlık ile ilgili olanı keşfetmeye teşvik ediyor

Hayatı belli karşıtlıklar üzerinden yorumlama eğilimi, insanların anlam dünyasını oluşturma çabasında yaygın bir tutum. Bu karşıtlığın en temellerinden biri olan karanlık-aydınlık ikiliğinde, karanlığı ifade eden baskın duygu korku üzerinden şekillendiriliyor ve genellikle de ötekileştiriliyor. Elz and the Cult, bu noktada karanlık ile ilgili olanı keşfetme konusunda dinleyiciyi teşvik ediyor, irdelemeye çok da meyilli olmadığımız karanlık taraf ile yüzleştiriyor. Ve aslında olumsuz anlamlar yüklenen öfke, şiddet ve geceye dair olguların da herhangi bir değer yargısından bağımsız keşfedilmeye açık bir dünya olduğunu açıklıkla ifade ediyor.

 

 

Bloodline, bir önceki stüdyo albümleri Psychodrama ile karşılaştırıldığında daha kendinden emin ve cesur, kesinlikle sınırları sonuna kadar zorluyor! Şiddet, ölüm, korku gibi temalar etrafında olağan ama bir o kadar da olağandışı bir yolculuğa çıkarıyor. Gündelik yaşantımızda bizimle birlikte olan ama bir şekilde halı altına süpürdüğümüz, üzerine düşünmekten kaçındığımız olguları görünür kılıyor. Bu temaların albümdeki aktarılış biçiminin cesur ve çarpıcı olması da dinleyiciye gerçekten sıkı bir deneyim yaşama imkanı sunuyor.

 

İLGİLİ HABERLER

Türkiye’den gotik pop: Elz and the Cult

YENİ ÇIKAN TEKLİLER (NİSAN 2020)

Daha fazla yazı yok
2024-04-27 19:33:48