A password will be e-mailed to you.

Ali Duran Topuz‘un Dodan’ın O Ses Türkiye’ye çıkma tecrübesini eleştirdiği yazıya tepkiler gelmekte gecikmedi. Topuz, Dodan’ın paramparça olduğunu iddia ettiği yazısından sonra Naim Dilmener ile birlikte Medyascope’a çıktı. Topuz yazısında şöyle diyordu:

“Ana akım iltifatından kaçanlar, marifetlerinin iltifat görebileceği yollar, yolaklar, yaşama alanları varlığına güvenerek yol yürürler. Hem açılmış yollar vardır ana akım dışında hem açılabilecek yollar. Dodan hem açılmış yollardan yürüyordu, hem de açılabilecek yolları açıyordu. Fakat yol bitmiş olmalı ya da takat kesilmiş olmalı. O zaman Dodan, Dodan olarak ana akımın cilalı imaj (pespayelik demeyelim hadi) sahnesinde görünür ve oraya ruh katar, “paramparça eder” orayı. Athena bilir yine. Fakat, o anda, tam o anda acaba Dodan da paramparça olmamış mıdır? Yaralayıcı değil mi bu?

Gazeteci yazar Ertuğrul Mavioğlu ise asıl yaralıyıcı olan Dodan’ı ana akıma çıkınca “pataklamak”tı. Mavioğlu twitter’da şöyle sordu: “Dodan’ı ana akıma çıkınca hatırlayıp pataklamak, daha yerleşik bir berikileşme öyküsü değil midir?”

“Gerçek sanat ruhları rahatsız hissettirir”

Sanatatak yazarı Hüseyin Gökçe‘ye göre ise sorun Dodan’ın sesinin güzel olduğunu iddia edenlerin bu güzelliğe neden ulaşamadıklarını sormamalarındaydı:

“Dodan’ın güzel sesi olduğunu ve bu sesin herkes tarafından duyulması gerektiğini düşünenler var. Peki neden şimdiye kadar bu güzelliklere ulaşamadıklarını kendilerine sorma ihtiyacı duydular mı? En nihayetinde iyi bir şeye ulaşmanın emek isteyen; estetiğin, felsefenin, şiirin, edebiyatın damarlarından geçilerek varılması gereken bir şey olduğunu düşünürüm. Buna sistem izin vermez denilebilir. Hepimizin de bildiği gibi sistem ortalama ve vasat şeyleri görünür, dinlenir kılar. Peki, biz buna ne kadar izin veriyoruz? İyi bir şeyin ruhumuzu rahatsız hissetirmesine. Ki gerçek sanat ruhları rahatsız hissettirir. Gözlerdeki hayreti ortaya çıkartır. Dodan üzerinden yapılan, sanat, popüler kültür, sistem tartışmaları üzerinden hepimizin ders çıkarması gerektiğini düşünüyorum. En nihayetinde iyi olanı isteyin. Şüphesiz ki o, zordur ve zorda olandır.”

“Kürtlük tabii ki her zaman barajdır”

Yine Sanatatak yazarlarından Wenda Koyuncu ise “Kürtlüğün” her zaman bir baraj, Dodan‘ın da “acunizm”e ihtiyaçı olmadığını şu sözleriyle ifade etti:

“Dodan müstesna bir yetenek ve performansına diyecek yok. Mesele onun varolmak için böyle bir platforma mecbur kılınmasıdır. Kürtlük tabii ki her zaman bir barajdir. Acunizm, hegemonya ve iktidar yandaşlığı elinde bir mekanizma ile bir müzisyen gerçekten kendi varolmak istediği biçimiyle neden var olamıyor da böyle rezil bir sisteme ‘amenna’ demek zorunda kalıyor. Dodan’ın ne Hadise’ye ne Acunizm‘e ihtiyacı olmamalıydı ama bunun sorumlusu birileri varsa Dodan burada en son kişidir. Dodan müzik yapmak isteyen bir sanatçı ama tamamen özgür olsaydı acaba hangi şarkıları dillendirirdi?”

Daha fazla yazı yok
2024-04-18 02:50:36