A password will be e-mailed to you.

Tilbe Saran 1986 yılında Dormen Tiyatrosu nda başladığı profesyonel tiyatro hayatını, Kenter Tiyatrosu, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları, Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu, Semaver Kumpanya ve Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nda sürdürdü. Tiyatro severler onu en son Vahşet Tanrısı’nda izleyebildi. Benim de çocukluğumdan bu yana sahne ve televizyonda seyretmeyi en sevdiğim kadın oyuncu. Ankara’da yaşarken hangi oyunla turneye gelseler koşa koşa giderdim. Aynı heyecanı sorulara verdiği cevapları okurken de duydum. Perde arkasında şu an şehirden uzak, köyde yaşıyor olmasının getirdiği bilgi (Portakallık Tiyatro Atölyesi) de heyecan yarattı tabii. Güneşi kaçırmadan yapması gereken işlerin yanı sıra Sanatatak okuyucuları için bu soruları da yanıtladığı için çok teşekkürler…

 

Çocukken sizi en çok üzen olay neydi?

Kızıl tüylü çok güzel bir av köpeği olan, Amerikan arabasına atladığı gibi, kafasına eseni yapan anneannemin çok hoş bir arkadaşı vardı: Tâla teyze. Bana siyah kutu içinden uzanan bir elin çıktığı ilginç bir oyuncak vermişti. Gördüğüm ilk mini robot! Kısa bir süre sonra da köpeğiyle birlikte Silivri taraflarında bir trafik kazasında köpeğiyle birlikte öldü. Herhalde 4-5 yaşında vardım, bir daha o kara kutulu oyuncakla hiç oynamadım.

 

Nerede yaşamayı hayal ediyordunuz?

Köyde!

 

Yaşadığınız en mutlu anı hatırlıyor musunuz?

Umarım henüz yaşamamışımdır! Şaka bir yana, tiyatroyu amatör olarak yapmamı isteyen annemin ilk profesyonel oyunumu izledikten sonra babama sabahın körü haber verişine kulak verdiğim an “Yahu İsmail bu (ben) çok iyi!”

 

Çocukken yaptığınız en büyük hata neydi? Peki ya hata olduğunu hissedip de affettikleriniz oldu mu?

Çocukken kim bilir ne çok hata yapmışımdır… Yavru bir kediyi o kadar çok döndürmüştüm ki hayvancağız sara benzeri kriz geçirmişti. Dünya güzeli bir tekirdi. Neyseki kalıcı bir hasar kalmadı, ama çok korkmuştum ve oyuncak değil canlı ve kırılgan olduklarını dank ettiğim, çok korktuğum ve üzüldüğüm bir andı. Hayatımda kimseyle küs kalmadım. Ne çocukken ne şimdi, bu da hem benim hem dostlarımın affedici olduğunun kanıtı.

 

Ya ceza?

Hatırlıyorum. Annem beni ilk ve son kez hayatımda bir kez dövdü. Boyacı amcanın kol saatini çok pis bulup bir güzel su ve sabunla yıkamıştım. Çok iyi bir iş yaptığımdan da emindim, annem kızınca çok şaşırmıştım!

 

Körebe mi? Saklambaç mı?

Saklambaç.

 

En sevdiğiniz erkek kimdi ve en sevdiğiniz kadın?

Annemle babam herhalde.

 

Favori çizgi kahramanınızı hatırlıyor musunuz?

Tom ve Jerry, Sevimli Hayalet, Heidi….

 

Gerçek hayatta kimi bir kahraman gibi görüyordunuz?

Benim beceremediğim şeyleri yapabilen herkesi.

 

Ne dinlemeyi severdiniz? Hangi şarkı dilinizden düşmüyordu?

Çocukluk değil de ilk gençlik yıllarımızdan Leonard Cohen, Supertramp, Neil Young, Simon and Garfunkel

“İdolüm annem”

Kimi idol olarak görüyordunuz?

Tüm çocuklar gibi ben de annemi herhalde.

 

En sevdiğiniz renk neydi?

Tercihim olduğunu hatırlamıyorum ama sevmediklerim daha belirgin: gri, kahverengi
ve lacivert.

 

En sevdiğiniz çiçek ve en sevdiğiniz hayvanı da soracağım.

Her zaman papatya, kedi, köpek.

 

İlk okuduğunuz kitap neydi?

Okumayı öğrendikten sonra ilk okuduklarım herhalde resimli Ayşegül serisi… Küçük Kadınlar, Dr Doolitle, Pollyanna, İki Gezginin Seyahati, 80 Günde Devr-i Alem.

 

Bildiğiniz bir tekerleme var mıydı?

Bir tarlaya kürkü yırtık iki kel kör kirpi dadanmış….

 

Özgürlüğünüz kısıtlandığında en çok neye üzülüyorsunuz?

Daha önce bu durumda olanlarla gerçekten hiç empati kurmamış olduğuma.

 

Kendinizi yaşarken en özgür hissettiğiniz yer neresi?

Daha önce hiç gitmemiş olduğum yerler.

 

“En büyük hayalim kapitalizmin çökmesi”

En büyük hayaliniz ne?

Kapitalizmin çökmesi.

 

Birileri sizin özgürlüğünüzü ihlal ettiğinde hangi şartlar altında hoş görebilirsiniz?

Benden daha kötü durumdaysa…

 

En özgür bulduğunuz erkek karakter?

Özgür değil sorumlu olanlar yüreğimde yer buluyor.

 

Peki ya kadın versiyonu?

Aynen erkekler gibi hayata, insanlığa, sevdiklerine sahip çıkan, dünyaya karşı sorumluluk duyanlar.

 

Kendi hayatınızda en özgür bulduğunuz kadın kim?

Aysel Gürel…kısa bir süre komşumuzdu. Bayılmıştım aykırılığına.

 

Resimlerinde özgürlük hissi aldığınız ressam kim?

Siz bu özgürlükten neyi kastediyorsunuz merak ettim. (Gülüyor.) Son gittiğim Marina Abramović mesela özgürlüğün sınırlarını sorgulayan ve sorgulatan işler yapmış.

 

Sizi en özgür hissettiren müzisyen?

İyi müziklerin hepsi.

 

Özgürce yapmaktan en hoşlandığınız şey?

Her şey! Ne yapıyorsam özgürce yapmak isterim zaten ve herkesin de özgürce yapmasını dilerim.

 

İstediğiniz kişinin hayatını bir gün yaşayabilirsiniz. Bu kim olurdu?

Bilim insanlarının hayatları…

 

Tüm çevrenizi seçme özgürlüğüne sahipsiniz. Nasıl özellikleri olan insanlar seçerdiniz?

Çok şükür bu yaşta zaten öyle sadece seçtiklerim var.

 

Sizce özgürlüğün rengi?

Gökkuşağı.

 

En özgürlükçü şiir?

Tüm şiirler özgürlüğün sesi ile dolu değil midir zaten ya da hasretiyle.

 

Tüm sloganlara izin verildi, sizinki ne olur?

“Derinden gel
Derinden sev”

 

Son olarak da Corona virüsü salgınından haberdar olduğunuzda ve eve kapandığınızda duyduğunuz en büyük pişmanlık ne oldu? Şimdi tekrar özgür olsanız bunu da telafi etmek için ilk ne yapmak istersiniz?

Ben kendimi özgürlüğü kısıtlanmış hissetmiyorum ki tam tersine yıllardır istediğim bir zaman bahşedildi hepimize, tadını çıkarmaya uğraşıyorum.

 

İLGİLİ HABERLER

Karantina röportajları: Aslı Bayhan

Daha fazla yazı yok
2024-04-28 00:34:17