Pripyat şehrinin 14.5 km. kuzeybatısında bulunan Çernobil 26 Nisan 1986’ya dek büyük çoğunluğun hiç duymadığı bir Ukrayna kasabasıydı. O gün yaşanan patlamayla birlikte nükleer santralin ne kadar korkunç sonuçlara mal olabileceğinin unutulmaz bir örneği olarak hafızlara kazındı. Rus fotoğrafçı Vladimir Migutin yanına kızılötesi fotoğraf makinesi Kolari Vision’ı alarak 30’dan fazla yılın ardından patlama bölgesine girdi.

Artık insandan tamamen arınmış bu bölgede hayvanların ve bitkilerin tamamen doğanın yenileme gücüyle tekrar hayat buluşlarına şahitlik eden Migutin, karşı karşıya kaldığı sürreal manzarayı fotoğraflarına taşıdı. Tam spektrumlu kamera ve 590nm kızılötesi kullanan fotoğrafçı yaşanan acılardan dolayı melankolik bir atmosfer bulmayı beklerken başka bir gezegene, bir tür “cennet”e düşmenin şaşkınlığını yaşadı.

Kızılötesi kareler normalde göremediğimiz bir ışıkta görünmezi görünüyor kılmayı başarıyor. Pembe bulutlar ve beyaz ağaçlarla dolu ruhani manzara insanın, kendisinin de bir parçası olduğunu unuttuğu, doğaya karşı hoyratça davranışının sonuçlarını gösteriyor.

   

İLGİLİ HABERLER

Dünyanın en yaşlı, en büyük ve en bilge ağaçları

Papa’dan nükleer silahlanmaya karşı “fotoğraflı” kampanya

Daha fazla yazı yok
2024-03-29 10:39:30