A password will be e-mailed to you.

Genel yayın yönetmenimiz Ayşegül Sönmez, SSM’de 17 Şubat’ta Tahincioğlu katkısıyla açılacak Mack solosu nedeniyle Düsseldorf’ta atölyesinde ziyaret ettiği Heinz Mack’e Ai Weiwei’nin mülteci pozunu ve politik sanatın ne olduğunu sordu. Soruşturmamıza Diyarbakırlı sanatçılar Berat Işık ve Cengiz Tekin de katıldı. 

Sahile vuran bir çocuk bedeni dünyanın en son görmek istediği manzaraydı. Kimileri tam da bu yüzden mülteci krizine dikkat çekmek için bu fotoğrafı manşete çekerken, karşı taraf bu kullanımın pornografikliğini eleştirdi. 14. İstanbul Bienali başta yurt içi ve dışında pek çok performans ve enstalasyon mülteci meselesine dikkat çekmeye çalıştı. Onların derdini anlatmak için Midilli’de atölye kuran Çinli çağdaş sanatçı Ai Weiwei’nin geçtiğimiz gün haberini verdiğimiz son çabası ise durumdan çok kendine dikkat çekme çabası olarak eleştirildi. Sahi öyle mi? Ai Weiwei kendisine mi dikkat çekiyor? Tembel mi? Ucuz mu? Densiz mi? Her ikisi de mi? Ne cool ne de iyi mi? “Alan Kurdi’ye saygısızlık” mı? Ya da tam tersi mi? “Politik, insani ve duyguları harekete geçirici” mi? Mültecilerin çaresizliğinin simgesi değil mi bu fotoğraf? Ne dersek diyelim onun sayesinde tekrar politik sanatın ne olduğunu bakmak mümkün oldu. Gözler Ai Weiwei’ye çevrildi. Genel yayın yönetmenimiz Ayşegül Sönmez, Düsseldorf’ta atölyesinde ziyaret ettiği Heinz Mack’e Ai Weiwei’nin mülteci pozunu ve politik sanatın ne olduğunu sordu. Soruşturmamıza Diyarbakırlı sanatçılar Berat Işık ve Cengiz Tekin de katıldı.

 

Heinz Mack

"Ancak özgür olunca yaratabilirsiniz"

İkinci dünya savaşını gördüm. Sonrasında Düsseldorf Akademisine girdiğimde akademi diye bir şey ortada yoktu. Bombaların yıkıp döktüğü toz içinde bir bina vardı karşımızda. Kütüphanede toplam üç kitap vardı. Hiçbir şey yoktu. Hepsini birlikte var ettik. Yoktan bir okul ve sanat… Amacımız buydu.

Zero bir bakıma sınırları da yok saymak demekti. Ulusların sınırlarını, sanatın sınırlarını zorlamak demekti. O zaman bunu başardık. Zero Avrupa’dan Japonya’ya uzandı. Hareket etti. Ulusları aştı. Sınırları aştı. Yok saydı. Ama bugün tekrar sınırların yeniden çizildiğini görüyorum. Bu dar görüşlülüktür. Bu dar görüşlülüğe varıldı yeniden. Oysa Avrupa Birliği yokken Avrupa Birliği’ni kurmuştu sanatçılar…

Benim sanatım her zaman temsili olanı dışladı. Hep hümanist kürenin içinde yer aldı. Bu hümanist küre sanatçıya birey ve özgür olma şansını tanır. Özgürlük çok önemlidir. Özgürlük iradenizi kendi elinize almanız demektir. Ancak özgür olunca yaratabilirsiniz. Bugün İslami bir küre var ve bu kürede özgür olmak birey olmak değil cemaat olmak öne çıkıyor. Bu bir çatışma alanı yaratıyor.

İşlerimde her zaman güzellik önemlidir.

Güzelliğe inanırım. Sanatın güzelliği dışladığında anlamlı olacağına inanmam. Benim için güzellik tıpkı Matisse’in Nazi’ler kızını yakaladığında bile yapmayı sürdürdüğü güzelliğe benzer. Dünyanın zalimliğine kafa tutan bir güzellik… Ancak bu güzellik dünyadaki çirkinliğe, zalimliğe, kötülüğe kafa tutabilir. Ai Weiwei ise sadece politik ilişkiler üzerinden sanat yapıyor. Bu tür sanat her zaman düşüşe mahkumdur. Dünyada politik olarak olup biteni yansıttığınız zaman sanat yapmayı sürdüremez olursunuz. Yaptığınız iletişimdir ancak…”

 

Berat Işık

“Beni çok rahatsız etti”

Ai Weiwei’in Alan Kurdi’nin dramatik fotoğrafındaki gibi poz verip yatması beni çok rahatsız etti. Nedir bu? Bir performans mı? Bir haberci gözüyle belki bir anlam ifade edebilir ama benim için o dramatik durumu alışılagelmiş olana indirgemekten başka bir işe yaramıyor. Gariban bir sanat öğrencisi aynı sahneyi tekrar etseydi hepimiz topa tutardık onu ve sanat hayatı başlamadan biterdi. Ai Weiwei yapınca çıt yok.

 

Cengiz Tekin

“Ai Weiwei’in çıkışı değil düşüşü yüzüstü oldu”

Doğrusu Ai Weiwei’yi bir kaşık suda boğmak gerek. Sanatçı hiç bu kadar sert yere çakılmamıştı. Durum bize sanatın değil sanatçının sorunlu olduğunu gösterdi. Bence sanatçılar hiçbir şeyi değiştiremez ve böyle bir iddiaları olmamalı. Aslına bakarsanız bazı sanatçıların hayatın kendisinden sürekli bir şeyler alıp hiçbir şey vermemeleri sorunlu. Ai Weiwei’yin çıkışı değil, düşüşü yüz üstü olmuştur benim açımdan. Umarım düştüğü yerde az da olsa düşünme fırsatı bulmuştur. Son zamanlardaki çıkışlarıyla örtüşmeyen bu kare aynı zamanda samimiyetsiz. Göz önünde bulunmak için sayısız zevzeklikler yapması başka sanatçıların samimi ve yıllara dağılan emeklerini görmemizi engelliyor. Francis Alys’in otuz yıllı bulan şiirsel aktivist yanının sabırlı bir şekilde devam etmesi büyük bir sanatçı olduğunu gösteriyor. Ve zihinde kalan da bu olacak. Demek ki neymiş? Hayat her zaman bir sıfır öndeymiş.

Daha fazla yazı yok
2024-05-14 09:36:47