A password will be e-mailed to you.

Notre-Dame de Sion (NDS) Edebiyat Ödülü’nün 15.’si  “Yalnız” ile Zeynep Kaçar’a gitti. Hande Ortaç da “Daha İyi Misin? öykü kitabıyla mansiyon aldı. Edebiyat ödüllerinin 15 yılında 28 yazar seçildi. Jüri kadınlar için kadınları seçti.

Yalnızım. Yalnızsın. Yalnızız. Yalnızlar. Bir kadın yazarın, kadınların yalnızlığını vurguladığı kitap, dokuzu da kadın olan bir jüriden ödülle taçlandırılmayacaktı da nerede alkışlanacaktı? Zeynep Kaçar, sevdiği erkeğin değişimiyle örümceğe dönüşen ve onu ağları arasında hapsedip yok etmeye çalışan tarikat baskısında var olma mücadelesi veren kahramanını tek kelimeyle özetliyor: YALNIZ: Biz onu ödüllendirirken iki kelime ettik: Yalnız değilsin. Biz sesini duyduk. Yanındayız. Varız. Kalabalığız.

Tıpkı gönlümüz tek ödülle kalmaya razı olmadığı için yanında olduğumuz kadınlara Hande Ortaç’ın sorduğu: “Daha İyi Misin?” sorusuna “Evet” dediğimiz gibi. Jüri Başkanı Liz Behmoaras, ödülleri açıklarken yaptığı konuşmada “Doğru karar vermiş olmanın inancıyla gönlümüz rahat. Çünkü “Bir ödülü yanlış yere vermek, hiç vermemekten de akla zararlı olabilir” diyor Goncourt Ödülleri’nin yaratıcısı Goncourt.  Lizi Behmoaras devam ediyor gerekçesinde: “Yalnız çok sarsıcı ve bir o kadar da incelikle kaleme alınmış bir roman. Öfkenin doruğuyla acının en uç noktası aynı ustalıkla betimlendiği eserin merkezinde olaylara yön veren bir tarikat ve bir kadın söz konusu.”

Evet: Bu yılın NDS Edebiyat Ödülü “Yalnız” isimli romanıyla Zeynep Kaçar’a verilirken “Daha İyi Misin?” öykü kitabıyla Hande Ortaç da mansiyon aldı. Hande Ortaç’ın kitabını da Jüri Başkanı şöyle tanımladı: “Özneleri çoğunlukla kadın olan, aldığı darbelere karşın bezmeyen, yılmayan, pes etmeyen, bazen tek başına bazen de hemcinsleriyle dayanışma içinde ayağa kalkan, daha iyi olmak için mücadele eden kadınlar.”

Tören görkemliydi

İstanbul’da Palais de France’ın görkemli salonlarında yapılan NDS 2023 Edebiyat Ödül törenine Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Herve Magro ve Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvain ev sahipliği yaptı. NDS Okul Müdürü Alexandre Abellan ve Türk Müdür Başyardımcısı Tuna Saikali’nin öğrencileriyle katıldığı törenin her ayrıntısını Ödül Genel Sekreteri Mireille Sadege ve NDS Mezunlar Derneği üyeleri düzenledi. Törene NDS Mezunlar Derneği Başkanı Lale Murtezaoğlu ve yöneticileri, Jüri üyeleri Liz Behmoaras, Arzu Öztürkmen, Emel Kefeli, Zeynep Sabuncu, Özlem Yüzak, Tomris Alpay, Tara Civelekoğlu, Yazgülü Aldoğan, Mine Haksal, Doğan Kitap ve İletişim Yayınları yöneticilerinin yanı sıra, yayıncılar, edebiyat çevreleri ve yazarlar da katıldı. Konuşmalardan sonra kutlamalar, sarayın özel bahçesinde sürdü.

Seçilen her iki yazarın ve eserlerinin önemi ve ödüle değer bulunmalarının tartışılmaz olması biz jüri üyelerini de mutlu ediyor. Törende konuşan Büyükelçi Herve Magro’dan başlayarak tüm konuşmacılar hem Zeynep ve Hande’ye hem de yaratıcılıklarına övgüler sundular.

Kaçar kimdir

Yazar, oyuncu ve yönetmen Zeynep Kaçar 2 bin yılında Boyalı Kuş Tiyatrosu’nu, 2008 yılında da Bab-ı Tiyatro’yu kurdu. Oyunları İngilizce, Çince ve Fransızcaya çevrildi, ABD’de dahil, birçok ülkede sahnelendi. 2017’de yazdığı Kabuk adlı ilk romanıyla kadının aile içinde ezilip kalmaktan vazgeçmesine çağrı yaparak yazın alanında da ilgi çekti.

Bir kadının öyküsü değil

Zeynep Kaçar, romanı Yalnız’ı şöyle tanımlıyor: “Yalnız sadece Feray’ın öyküsü değil, kör edici karanlığın içinde kendi güçlerini keşfetmek zorunda kalan tüm yalnız kadınların romanı. Önemli olanın yenilmek değil, her yenildiğinde tekrar ayağa kalkmak olduğunu vurguladım. Bu yüzyılın ve bu coğrafyanın acı çeken, yalnız kalmış, hatta öldürülmüş kadınlarının direnişini göstermek istedim.”

Ya Hande Ortaç? Hani yemişsinizdir feleğin sillesini. Sonra silkinir ayağa kalkarsınız, biri gelip bir bardak su verir gibi yardım eder, sonra da sorar “Daha İyi Misin?” İyi gelir insana bu. Hande Ortaç da ödülünün kendisine iyi geleceğini söylüyor: “Yazmak benim için bir mücadele alanı. Öfkemle, hayal kırıklıklarımla, umutsuzluklarımla yüzleştiğim ve onları dönüştürmek istediğim bir pratik. Şimdi bu ödül sayesinde sizin de öykülerimde bir karşılık bulduğunuzu ve benim zihnime ortak olduğunuzu düşünüyorum. Bu kitap sayesinde daha iyiyim. Umarım size de iyi gelmiştir ve gelecektir.”

NDS bir liseden fazladır

Bu okulun kapısından ilk kez 10 yaşında bir küçük kız olarak girdim. Okulu yatılı kazanıp da Tarabya’daki o şimdi Cumhurbaşkanlığına ait olan Huber Köşkü’nün kapısından benim gibi 20 küçük kızla yatılı olarak okumaya girerken ürkek ve gözü yaşlı değil, burada olmaktan gururlu ve heyecanlıydım. Annemi dinlemiş olsaydım, Üsküdar Amerikan Kız Koleji mezunu olacaktım, orayı da kazanmıştım ama başka bir Yazgülü olacaktım. NDS’de okumak istiyordum. Hayat farklı yollarda devam ediyor. Ailemin İstanbul’dan ayrılması sonucu ortaokuldan sonra ben de okulumdan ayrılmak zorunda kaldım. Yıllar sonra İstanbul’a yeniden döndüğümde NDS ile hiç bağım kalmadı sanıyordum ki gazeteci yazar kimliğim beni 2009 yılında dönemin vizyon sahibi okul müdürü Yann de Lansalut’nun hayata geçirdiği NDS Edebiyat Ödülü Jüri üyeliğine taşıdı. Hepsi, bir biçimde NDS’de okumuş edebiyatçı, yazar, gazeteci, akademisyen eski öğrencilerden oluşan jüri üyeleri, büyük bir titizlikle yayınevlerinin yolladığı kitapları defalarca okuyarak Gürsel Korat’ın tarihi temalı Kalenderiye romanına ödül verdiler. Ayşegül Çelik’in öykü kitabı Şehper Dehlizdeki Kuş ise görmezden gelinecek gibi değildi, o da mansiyon aldı.

Kural gereği bir yıl Türkçe, bir yıl Fransızca yazılmış ve Türkçe’ye çevrilmiş kitaplara verilen ödülün 2010 yılı kazananı, annesini yeni kaybetmiş olduğu halde ödül törenine gelmekten vaz geçmeyen ve konuşması hala aklımda kalmış yazar ve dilbilimci, felsefeci Sylvie Germaine oldu Magnus isimli eseriyle.

Titizlikle seçiliyor

Ödüllerimizin ses getirmesi ve yazın dünyasında dikkati çekmesinin nedeni seçilen eserlerin gerçekten kayda değer oluşuydu. Rapor üzerine değerlendirme yapmadık, tavsiye almadık, yakınımız uzağımız dinlemedik. Ömer Faruk Oyal’ın Zaman Lekeleri, Atiq Rahimi’nin Kahrolsun Dostoyevski, Melisa Kesmez’in Bazen Bahar, unutamadığım kitaplar. Zaten okumak en büyük tutkum, ama 15 yılda NDS için o kadar çok kitap okudum ki, NDS’yi ikinci kez bitirmiş oldum!

Bu yılın ödül töreni düşündürdü bana bütün bunları. Jüriyi oluşturan farklı yaşlardaki 9 üyenin tamamı kadın, çünkü erkek öğrencilerimiz çok yeni ve mezunları henüz jüri üyesi olacak kadar olgunlaşmadı. Evet dokuz kadın iki kadın yazardan çok etkilendik; Zeynep Kaçar’ın romanı Yalnız ve Hande Ortaç’ın Daha İyi Misin? Bakalım gelecek yıl hangi Fransız yazardan etkileneceğiz! Yaşasın Edebiyat, yaşasın yazarlar, yaşasın kadın yazarlar!

Daha fazla yazı yok
2024-04-28 05:59:14