A password will be e-mailed to you.

Son yıllarda hem yerel hem de uluslararası basında, adı sıklıkla duyulan bir müzisyen Nilüfer Yanya. Annesi İngiliz, babası Türk olan Londra çıkışlı yetenekli ve genç bir kadın müzisyen. 2016 yılında piyasaya çıkan Small Crimes isimli EP’si ile birlikte müzik otoritelerinin de dikkatini çekmekte gecikmedi kendisi.

Nilüfer Yanya, çarpıcı sesinin yanı sıra şarkı sözü yazma konusunda da oldukça yetenekli. Birçok röportajında utangaç olduğundan bahsediyor Yanya. Utangaçlığının müziğine ve şarkı sözlerine “naiflik” olarak yansıdığını söylemek yanlış olmayacaktır. “Small Crimes” isimli parçasının sözlerinin çok sevdiği bisikletinin çalınması üzerine yazması naifliğinin bir göstergesi…

2019 yılının mart ayına geldiğimizde ise ilk albümü olan Miss Universe piyasaya çıktığında bu sefer karşımızda daha fazla müziğinden emin bir kadın görüyoruz. Zaten albümüne gelen olumlu eleştiriler de Yanya’nın yeteneğini onaylar nitelikte.

Albümdeki birçok parça için bağımlılık yaratan bir tarafı olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır. Albümün geneli ve özellikle “In Your Head”, karmaşık ve kaotik duygular yaratma konusunda oldukça başarılı. Bir yandan partilerde dans parçası olarak çalınmaya uygunken bir yandan da huzursuz bir enerji ile dinleyende bir arayış isteği uyandırıyor. Bir röportajında anne ve babasından almış olduğu farklı kültürel kimliklerin kendisinde karmaşık bir benlik duygusu yarattığını söylüyor Yanya. Ve bu yüzden de sürekli olarak bir bağlantı kurma çabasının olduğunu ve müziğinde de farklı şeyleri bir araya getirip anlamlandırmaya çalıştığından bahsediyor. Sanırım bu ikili durumun sebebi de bu. Ama gerçekten hiç boşluk bırakmıyor!

Yanya’yı özel kılan ve adının hızla yayılmasına sebep olan bir özelliğin de dinleyen herkesin şarkılarda gündelik hikayelerini bulabileceği bir alan yaratması… Bu alan bazen gerçeklikle kurgulanırken bazen de gerçeklikten kaçış için bir hayal imkanı sunuyor. Hikayeler hepimizin başına gelebilecek bir gerçekliğe sahip ama aynı zamanda büyülü bir yanı da var, bu büyülü taraf da kaçamak yapma olanağı sunuyor. Müziği esnek bir yapıda. Bu gizemli hal ve belirsizlik ilgi yaratıyor. Ve önümüzdeki dönemde de bu ilginin giderek büyüyeceğine hiç kuşkum yok.

Biz de Nilüfer Yanya ile müziği ve son albümü Miss Universe üzerine konuştuk:

 

Miss Universe gerçekten harika bir albüm. Dinginlik veren bir yanı olduğu kadar melankolik bir yanı da var. Şarkı sözlerini yazarken nelerden esinlenir Nilüfer Yanya?

Bence şarkı sözleri ve bu sözlerin müzikle birleşmesinden çıkan ses en ilham verici şey.

WWAY HEALTH, Warning, “Sparkle” God Help Me ve Give Up Function‘da dinleyiciyle kurduğun bağ oldukça muzip ve sevimli. Müziğinin üretim sürecinde dinleyici ile olan etkileşimini nasıl konumlandırıyorsun?

Dinleyiciyle olan etkileşimi, dünyayı onların gördüğü ve hissettiği gibi bir başkasının da aynı şekilde bunu hissettiğini onaylaması olarak görüyorum.

 

Nina Simone ve King Krule gibi isimlerle anılıyor adın sıkça. Sen müziğini nasıl tanımlıyorsun?

Bu şu anda çok muallak. Herhangi bir noktada kötü bir şekil alabilecekmiş gibi hissediyorum. Henüz bir kimliğe sahip olmak için yeterince müzik ortaya koyduğumu sanmıyorum.

İstanbul Babylon konserinden

Peki şu sıralar kimleri dinliyorsun?

Kelsey Lu.

 

Türkiye’deki müzik piyasası hakkında ne düşünüyorsun? Takip ettiğin müzisyenler var mı?

Türkiye’deki müzik endüstrisi hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve bunu sürekli söylüyormuş gibi hissediyorum, bu yüzden gidip Türkiye’den sevdiğim bazı sanatçıları bulmam gerekiyor. Eğer bulursam size söyleyeceğim!

 

İLGİLİ HABERLER

HAFTANIN ŞARKISI NO 11: NİLÜFER YANYA – IN YOUR HEAD

Yılın Şampiyonu: Nilüfer Yanya

Daha fazla yazı yok
2024-04-18 23:02:21