A password will be e-mailed to you.

Westworld’ün 3. sezon 5. bölümü “Genre” bu sezonun hem en iyi hem de en kötülerini içinde barındırıyor. Serac’ın gençliğini ve aldığı kararları Dolores’in gözünden izlediğimiz bölümde, Genre isimli ilacın, Caleb’ta bıraktığı etki ile, ona hatırlattıklarını da görüyoruz. Bernard’ın Dolores’in planı içerisindeki yeri ise hala büyük bir soru işareti ama tabii ki bir teorimiz var…

 

Nietzsche hayranı Serac

Westworld’ün en ilginç bölümleri karakterlerin geçmişine yer verenler oluyor. William’ın, Siyah Şapkalı Adam’a dönüşmesi ve geçtiğimiz sezonun en iyi bölümü Akecheta’nın hikayesi bunun örnekleri. Yeni bölümde de Serac’ın, nasıl Tanrı’ya dönüştüğünü ya da dönüşmek zorunda kaldığını gördük. Serac’ın seçimlerini anlamak için, Nietzsche’nin çokça kullanılan sözü “Tanrı öldü”nün devamına bakmak gerekli:

Bu kanı kim silecek üzerimizden? Hangi su var bizi temizleyecek? Fazla büyük değil mi bize bu davanın yüceliği? Buna layık olmak için birer tanrıya dönüşmeli değil miyiz?

Serac, henüz bir çocukken, abisi ile birlikte, tanrının öldüğünü ve insanlığı yalnızlığa mahkûm ettiğini düşünüyor. Bunun beraberinde gelen sonsuz kaosun önüne ise kendi tanrılarını yaratarak geçebileceklerine inanıyor.

Bir tanrıyı baştan yaratmak elbette kolay olmuyor. Bunun için gereken data ve maddi desteği, Incite şirketinin sahibi Liam Dempsey Sr. sayesinde elde ediyorlar. Dempsey, Rehoboam’ın değerini ancak borsada elde edebileceği kısa vadeli karlarla ölçebiliyor. Serac ve abisi Jean Mi ise, 200 yıl sonrasına baktığında gördükleri finansal çöküşten dahi endişe duyacak kadar stabil bir sistem oluşturmanın peşindeler.

Kusursuz bir sistem oluşturmak için ihtiyaçları ise tahmin edilebilirlik. Serac ve Jean Mi, sistemi yanıltan, tahmin edilemeyen insanları denklemden bir şekilde çıkarmak istiyorlar. Serac, ‘tahmin edilemez’lerden o kadar çekiniyor ki, “Bu insanların arasından çıkacak biri dünyanın sonunu getirebilir” diyor. Serac ve Jean Mi’nin ‘tahmin edilemezler’ üzerine bulduğu çözüm ise bu insanları savaşa göndermek oluyor.

Ssistemin tahmin edemediği önemli isimlerden biri Jean Mi olunca, Serac farklı bir çözüm üretiyor. Westworld’ün ilk sezonunda gördüğümüz, robotların tekrar kalibre edildiği cam odaları andıran odalarda insanları, ‘tedavi’ etmeye çalışıyor. Serac böylece, bir güneş tutulması olarak tanımladığı Rehoboam’ı, stabil bir hale getirmeyi başarıyor. Ta ki Dolores ortaya çıkana kadar…

Bu dünyayı güneşinin zincirinden kurtarınca ne yapmış olduk? 

Dolores, Rehoboam’ın insanlık üzerinde kurduğu hakimiyeti, insanlığın özgür iradesini bağlı tuttuğu zinciri kırmak istiyor. Bunu da Rehoboam’daki tüm datayı, halka dağıtarak başarıyor. Dolores’in bu başarısı, Dolores dışında kimin için bir başarı olduğu ise tartışmalı. Caleb’in “Doğru bir şey mi yaptık?”  sorusuyla, kaostan çekinmeyen bir karakterin bile, bu hareketin doğuracağı sonuçları sorguladığını ortaya koyuyor.

Bu sezonun ilk bölümünden anlayabildiğimiz kadarıyla Dolores’in planı, sadece Rehoboam’ı etkisiz kılmaktan ibaret değil, aynı zamanda kendi türünü, üstün tür olarak dünyaya yerleştirmek (geçtiğimiz bölüm gördüğümüz, Yakuza’nın kaçırdığı beyaz sıvı, belki de bunun için kullanılacak). Dolores, bu planını gerçekleştirmek için ise Bernard’a ihtiyaç duyuyor.

İki dünya arasında yürüyebilen Bernard

Üçüncü sezonun başından bu yana, Bernard’ın Dolores’in planındaki yeri, en çok merak uyandıran konulardan biri oldu. Bernard’ı bu denli önemli yapabilecek en önemli detay, onun aynı zamanda bir insan olmasında yatıyor.

Bernard yani Arnold, Westworld dünyasında yer alan ve robot vücudunda yaşayan yegâne insan. Dolayısıyla, Arnold’ın datası, Rehoboam’ın içerisinde var olabilir. Dolores muhtemelen, Arnold’ın Rehoboam içerisinden kendisine yardım etmesini planlıyor. Bernard’ın gerçek dünyada var olduğu sürece, Arnold’ın simülasyon olarak Rehoboam’da varlığını sürdürebileceğini tahmin edebiliriz. Bu yüzden, Bernard’ın hayatta kalması Dolores için çok önemli. Bernard, Dolores’in, Rehoboam içerisindeki ajanı.

Ajanlardan söz açılmışken, Serac’ın Delos içerisinde ajanları olduğu bilgisini hatırlatmakta fayda var. Bu konudaki en şüpheli adayın Stubbs olduğunu artık söyleyebiliriz. Incite’a girebilmek için türlü güvenlik testlerinden geçildiğini biliyoruz fakat bu bölümde Stubbs, bir anda Connells ve Bernard’ın yanında beliriyor. Stubbs’ın kendisini ensesinden vuramamış olması da böylece daha anlamlı oluyor. Serac, Stubbs’ı, Bernard’ın bulması için Westworld’de bırakmış olabilir.

Caleb kim?

Caleb ve Dolores’in tanıştığı ilk bölümde, Dolores, vuruluyor ve yardıma ihtiyaç duyuyordu. Caleb’in Dolores ile tanışmasına vesile olan bu olayın bir benzeri bu bölümde yaşandı. Dolores, Caleb’a yöneltilen kurşunların önünde durdu ve hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti. Buradan yola çıkarak Dolores’in Caleb ile karşılaşması, bir tesadüfün ötesinde, planın başka bir parçası olabilir.

Caleb’in, bu bölüme kadar gördüğümüzden çok farklı bir geçmişi olduğunu, Liam’ın kendisine enjekte ettiği ‘Genre’ yani ‘janr’ anlamına gelen uyuşturucu sayesinde anlıyoruz. Bölümün en özensiz yanlarından biri bu uyuşturucunun bıraktığı etkiler olsa da Caleb’in geçmiş hikayesi bize, neden Dolores’in Caleb’i seçmiş olabileceğine dair bir fikir veriyor.

Caleb’i uyuşturucu etkisindeki hatıralarında Serac’ın inşa ettiği ‘tahmin edilemezler’ tedavi merkezinde görüyoruz. Burada hafızasının bir bölümünü kaybediyor ve kendisine muhtemelen yeni hatıralar veriliyor. Serac, böylece sistemi tehdit edenlerden biri olarak gördüğü Caleb’i etkisiz hale getiriyor. Dolores ise, Caleb’i tekrar özgürleştirmek istiyor. Liam’ın Caleb’in geçmişine baktığında, korku duymasının sebebi de muhtemelen bundan kaynaklanıyor. Ayrıca Liam’ın ölmeden önceki son sözü “Sendin”, Caleb’in savaşta öldürüldüğünü düşündüğü arkadaşını kendisinin öldürmüş olabileceğine işaret ediyor.

Özetlemek gerekirse Caleb, Serac’ın ‘bu insanlardan biri dünyanın sonunu getirebilir’ dediği Jean Mi gibi sistem için tehlikeli birisi. Bir önceki bölümün incelemesinde yine benzer bir tahmin yapmıştık.

Bölümden dikkat çekici detaylar

Caleb’in, geçmiş hikayesinde gördüğümüz, yüzüne çuval geçirdiği kişi, Veronica Mars ve Person of Interest’ten tanıdığımız Enrico Colantoni. Bu da Colantoni’yi bir daha göreceğimize işaret ediyor. Belki de Caleb’in hakkında konuştuğunu hiç duymadığımız babası rolünde kendisini görebiliriz.

Dolores’in Rehoboam’daki bilgileri insanlara vermeyi seçtiği yer bir metro. Westworld’e girişin de bir metro ile yapıldığını hatırlatmak isterim. Caleb, metrodan çıktığında ‘bu hangi film türü’ diye soruyor ve ‘gerçeklik’ cevabını alıyor. Westworld’e metro ile gelen insanlar, şimdi metrodan indiklerinde kendi gerçeklikleri ile karşılaşıyorlar.

Bernard, Connells’a ‘o vücut içinde kalman tehlikeli’ diyerek, gelecek bölümlerde bazı Dolores kopyalarının, ona karşı ayaklanabileceğinin de sinyalini veriyor. Benim tahminim, Sahte Hale’in, Dolores’i öldüreceği yönünde.

 

İLGİLİ HABERLER

Westworld III: Çocuklarını Yiyen Satürn

Westworld III: Charlotte Hale aslında kim?

Daha fazla yazı yok
2024-04-29 11:36:39