A password will be e-mailed to you.

Küratörlüğünü Ayşegül Sönmez’in yaptığı, Ortaköy Kethüda Hamamı’ndaki “Time is LOVE: Bir Dünya Gezisi Sahnesi” adlı sergi tüm cüretkârlığıyla devam ediyor. 29 Ocak’a kadar sürecek olan sergide yer alan eserlerden “My Heard”, Mehmet Ali Boran’ın iklim krizine, daha genel olarak kapitalizmin krizine vurgu yaptığı son çalışmalarından. Sergi kapsamında sorularımızı yanıtlayan Boran, yerleştirdiği kömürden kalp ile avangartlığını artık yitirmiş klişe bir anlatı olarak kömürün nasıl hem fiziksel hem de sembolik bir malzeme olduğunu ve Greta Thunberg’in Almanya’da kömür madeni eyleminde gözaltına alınışını değerlendiriyor. 

 

Sanatatak: Siyah kalp bize bugünlerde en çok iklim krizini mi hatırlatmalıydı? Greta Thunberg’in gözaltına alındığı ve Türkiye’den foto muhabir Kadir İlboğa’nın yaralandığı bugün yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mehmet Ali Boran: Yerin altında bulunan bir maden, bu maddenin kaynaklarına ulaşabilmek için gerekli insan gücü ve yüksek çabası ile çıkarılan kömür, birçok insanın dramatik bir şekilde hayatını yitirmesine sebep olmuştur. İnsan hak ve emek ihlallerini merkezine alan Marksist teori madenleri farklı mecralarda ele alarak madenlerdeki bu hak ihlallerini layıkıyla dillendirilip göstermiştir. Bu vesileyle kömür ve çıkarıldığı madenlerin ilk ve en baskın imgesi insan hak ve ihlalleri üzerinden okunmaktadır.

Benim, yerleştirmeyi kurgularken temel doktrinim ise, çalıştırdığı buharlı makineler, sağladığı teknolojik kolaylıklar, hız mefhumu ve bunların neden olduğu ekolojik kriz oldu.

İçerisinde bulunduğumuz kriz, ihtiyaçlar piramidini yeniden oluşturan bir aciliyette. Temiz hava, tehdit altındaki ormanlar, soy tükenme meselelerinin hızlı bir şekilde büyümesi, toprak ve su. Ve daha sayabileceğimiz birçok tehdit son çıktıları ile kapıyı tekmeliyor. Bu kriz, Greta‘yı çocuk yaşta eyleme geçirerek, yeni bir dünya düzeninin içinde devleşen iklim krizine karşı yeni bir dayanışma ağı içerisinde, çözümünü de çantasında taşıyarak ilerliyor.

Büyüklerin devasa bir yere taşıdığı bu sorunu, biz nasıl küçültebilir ya da durdurabiliriz sorularıyla yayılan bu hareket, meseleyi en başta kendilerine ait bir gelecek meselesi olarak kodladığı için konunun muhatapları olan başta devletlere karşı yapısal krizler oluşturabilmekte. İklim krizine karşı önlemler alma konusunda bayrağı elinde bulunduran devletler, iktidarlarını tehdit edecek en küçük finansal krizde bu bayrağı devretmeye dünden hazır olacakları kestirilemeyecek matah bir bilgi değildi. Keza soğuk savaş sonrası yeni bir bloklaşmaya doğru ilerleyen dünya, an itibari ile Rusya ile Ukrayna arasındaki bir savaş, Rusya’nın doğal gaz vanalarını kapatacağım dediği an, Almanya ülkedeki bütün kömür yataklarını yeniden hayata geçirebilecek projeler üzerine çalışmaya başladı. İktidar olarak bu madene şimdilik ihtiyacı var ve iktidarının işleyişini aksatacak olan herkese dişlerini göstermeye devam edecek.

M. Ali Boran, “My Heard”, 2023, Yerleştirme, 250X250X20

Greta, 2018 yılındaki BM toplantısında dünya liderlerine parmak sallayan konuşması, dünya liderlerinin sadece canını sıkmakla kalmıştı.

Greta parmak sallamayı bırakıp bir adım öteye gittiği an kriz yapısallaştı ve Greta gözaltına alındı. Çünkü bu eylemlilik sadece demokrasiye dair bir kriz değil. Aynı zamanda ve daha da önemlisi kapitalizmin krizi.

Kalbinizi numaralandırdığınızı görüyoruz. Bu kalpte yer alan kömür sayısı mı?

Hayır, kömür sayısı değil. Ancak kilogramı belli (350 kg).

Numaralandırma, benim daha önceki yerleştirmelerimde de yer verdiğim bir metot. Bu numara devlet dairelerinde demirbaşların envantere kaydedilmesi için verilen numaralardan referansını alıyor.

Numaralandırma ile her şey kayıt altında! Numaralandırılmış ve dolayısıyla sınıflandırılmış bir halde duran bir şeyin kontrolü ve denetimi sağlanmaya çalışılıyor. İşletilmeye açılan her madende olduğu gibi, yerleştirmemde kullandığım kömürlerin de çıkarıldığı yatağın bir envanter numarası mevcuttur.  Bu yatak hiyerarşik düzen içerisinde bu numaralandırma üzerinden tanım bulur. Kolonyal faaliyetler, maden yataklarının olduğu alanlarda hep çok daha güçlü bir şekilde işlemiştir. Madenin olduğu yerde ilk önce bir güvenlik ağı oluşturularak dışarıdan gelecek olan herhangi bir müdahaleye karşı savunma mekanizması yaratılır. Duvarlar örülür, üzerine teller çekilir, güvenlik kameraları yerleştirilir ve güvenlik görevlileri iş başındadır. Duvarın iç kısmı denetim ve kontrol altındayken, duvarların dışındaki manzarada ise kameraların görebildiği tüm açılar gözetim altında tutulmaktadır.

Güvenlik alanı oluşturulduktan sonra gözetim ve devamında da denetimli o yer, faaliyetlerine koyulur. Dolayısıyla madenler doğadaki tahribatın yanında sömürgecilik faaliyetlerinin jeo üzerinden denetim ve gözetim mekanizmalarının aracılık misyonunu yüklenmektedir.

Eseri kurgulama sürecinde vereceğim envanter numarasını belirliyorum. Numarayı demirbaşların herhangi bir yerine absürt bir şekilde yazıldığı şekliyle eserimin üzerine boyuyorum. Bununla eserim kayıt altına alınmış olup denetlenmeye hazır hale geliyor.

Serginin küratörü Ayşegül Sönmez‘in acil eleştirilmeli dediği bu serginin karanlığında olduğunu açıkladığı 80 günde devrialem kitabı kömür sayesinde o yolculuğu tamamlıyor. Bugün bu yolculuk bir bakıma tahribatın da yolculuğu gibi de bir anlam mı kazanıyor sizce?

Jules Verne’nin 80 günde devriâlem adındaki romanında başkahraman Fix, akranlarına istinaden sahip olduğu bilgilere güvenerek bir iddiaya girer. Bu bilgi toplu taşıma araçlarının o tarihlerde daha hızlı bir şekilde hareket etmeye başladığının bilgisidir. Kitabın yazıldığı dönemlerde kömürle çalışan tren ve gemiler daha kolay bir şekilde gerçekleşebilecek toplu seyahatlerin yapılmaya başlandığı ilk dönemlerdir. Fix, iddiasını gerçekleştirmek üzere çıktığı yolculuğunda zamanla yarışırken, Batı ülkelerinin sınırları dışında karşılaştıkları ve başlarından geçen kimi zaman mistik bir o kadar heyecanlı ve ilginç maceralarla roman akmaya devam eder. Kitap batıdaki beyaz adamın doğuya bakan aydınlık yüzü üzerine kurgulanmıştır. Gördüğü ilginçlikler karşısında afallayan Fix ve uşağı, nasihatler edercesine uygar bir dünyanın oluşabilmesi için farklı olanı pornografik bir şekilde dillendirerek, kendine benzetme çabasındadır. Nobran bir kolonyalizm ve oryantal anlatı kitabın tamamına sirayet etmiş durumda akmaya devam eder.

Kitap boyunca hiç dillendirilmeyen kömür, kitabın başkahramanı Fix‘in iddiasını gerçekleştirmeye aracı olan trenin ve gemilerin temel gücüdür.

Diğer bir anlamda kitap kömürle çalışmakta.

Bu araçların hızını ve taşıma kapasitesini artıran kömür bugünkü ekolojik krizin ilk ve temel müsebbiplerindendir. Endüstri inkılâbının temel hammaddesi olan bu yakıt 6 milyar yaşındaki gezegenin yolculuğunun son 200 yılını teknolojik sıçrayışlarla uzaya kadar yol almasına aracı olmuştur.

Tüm bu teknolojik ilerlemelerin arka planında mat, soğuk, kocaman bir tahribat mirası çeşitli araçlar değiştirerek gümbür gümbür geliyor.

Siyah kalp

Sizin kömürle ilgili başka öngörüleriniz nedir? Gezegenin geleceği ve Türkiye açısından?

Kehanetlerde bulunmak yerine, an itibariyle içinden geçtiğimiz şimdiye, şu günler üzerinden konuşmanın daha faydalı olacağını düşünüyorum. Ben bu söyleşiyi an itibariyle 20 Ocak günü güneşli bir öğlen vakti yanıtlıyorum. Kızıltepe’nin sırtındaki Torosların zirvesinde beyazlık hâlâ belirmedi. Daha da vahimi bir önceki son ilkbahar yağmurundan bu yana tek damla bir yağmur düşmedi. Ve tabii ki, karbon salınımını azaltacak olan, yenilenebilir enerji tüketimini yaygınlaştırmak en doğru seçenek.

Siyah kalp bizi unutmadı. Bize, kömürü ve kalbi biraz anlatır mısın. Bu sergiden sonra ne yapacak? Yine sergiye katılan bir sanatçının atölyesindeki sobasında yakması için yakıt olacağı konuşuluyor. Doğru mu?

“Time Is Love” sergisi Kethüda hamamında gerçekleşti. Serginin anahtar sözcükleri, zaman, yol, hız gibi meseleler olarak kendini tartıştırmaya hazırlanıyordu. Her üç kavramın bendeki çağrışımları üzerine düşünmeyi sürdürürken, temel yoğunluk alanım bu kavramların ortak paydası olan kömür madenlerini sık sık kurgularken buluyordum kendimi.

2022 yılında Rusya’nın başlattığı savaşla birlikte başlayan kapitalizmin krizi, endüstri alanında uzunca bir zamandır esamesi okunmayan doğa düşmanı kömür, kapitalizmin kurtarıcısı  olarak görülmeye başlanmıştı.

Kethüdanın hamam olarak kullanıldığı zamanlarda mekânın suyunu ısıtan da kömür olunca bu malzeme ve imgelerinden hareketle bir form oluşturmak kaçınılmaz olmuştu.

Kömür, geçtiğimiz yüzyıldan başlayarak, sınıfsal ilişkiler, maden işçileri, sendikal haklar ve ideolojik bağlamlar aracılığıyla siyasal ve toplumsal hareketleri tetikleyen ayrıca modern sanatların da çok sık kullandığı bir malzeme ve konu olarak ele alınmış olmasından kaynaklı sanat alanında Avangartlığını yitirerek klişe bir anlatı ve malzemeye dönüşmüştür.

Peki, bizim klişelerden öğrenecek herhangi bir şeyimiz gerçekten yok mu? Hepsini tükettik mi? İmge okumalarında baz alınan temel özne insan duygu ve düşünceleridir. İnsan olarak bizlerin duyu organlarından, düşüncelerinden kaçan kimi şeyler olamaz mı? Tam da buradan ilhamla, ismiyle, ebatlarıyla, rengi ile formuyla, malzemesi ile ve baskın imgesiyle ile her şeyin klişe olduğu bir eser oluşturmaya karar vermiştim. Bu klişedeki form ya da figür ne olmalıydı? Kapitalizmin en çok bilinen, satan ve sosyal medyada en çok kullanılan kalp figürünü yere yerleştirecek üzerine de envanter numarasını belirgin bir şekilde boyayarak bir yatır halinde sergiledim. A‘dan Z‘ye topyekûn her şey klişe olanın etrafında örgütlendi. Yerleştirmeyi herhangi bir kaideye yapıştırıp sabitlemedim. Açık alanda ağaçların arasında bir kalp, yatır olarak 28 Ocak tarihine kadar görülmeye devam edecek.

Sergi süresince, açık havada hayvan, insan, rüzgâr ve yağmur gibi şeylerin müdahalesiyle şekillenen kalp figürünün envanter numarasıyla kodlanmış kömür parçası benim, geri kalanı ise bütün sanatçıların olsa keşke.

Daha fazla yazı yok
2024-04-27 05:42:05