Ayşegül Sönmez

Özdemir Altan’dan sert Nuri İyem yorumu

Evin sanat galerisinde açılan 'Nuri İyem 100 yaşında' başlıklı sergi bir kez daha Nuri İyem'in sanatı üzerine düşünmemizi sağlıyor. Sanatçı Özdemir Altan, sanatatak.com'a yaptığı özel açıklamada Nuri İyem'in sanatını tecimsel, popülist ve ilüstrasyon olarak değerlendirdi.  


Nuri İyem, sanat sanat içindir yaygın gerçeğini populist bir tecimsellikle dönüştüren yani sanat halk içindir’in Türkiye’de ilk temsilcisidir. Bence resmin satılması, koleksiyonculuğun canlanması üzerine yararları oldu. 

Her alanda olduğu gibi sanatta da ilk formasyon belirleyicidir. Eğer baştan yanlış öğrendinizse kesin olarak hiçbir şansınız yoktur.

Türkiye’de sanat müzesi olup da ilk dersleri oradan alma fırsatımız olmadığı için yargım Türkiye için çok daha yerindedir.

Nuri İyem’in kuşağı ise Çallı ve hele hele Leopold Levy gibi üçüncü sınıf bir ressamın öğretisi ürünü...

Aralarında Paris'e gidenler ve yıllarca yaşayanlar da aynen dediğim gibi ilk formasyonlarının kesin belirleyiciliğinden kurtulamadılar.

O sıralarda Fransız resmi bile bocalıyor. Soyut resim furyasında yer kapışılıyor...Tabii ki bizimkilerden hiçbirine pay düşemezdi. Nuri İyem ise en iyi niyetiyle Türkiye’de ancak illüstrasyonlar yapabildi.

Zeki Faik’e sordum: ‘Hocam sizler Paris’e gittğinizde köprünün altından nice sular akmıştı, onları görmediniz mi?’ Yanıtı şu olmuştu: ‘Biz İstanbul köyünden Paris şehrine giden köylülerdik.’

Gece Bekçisi biz izleyiciler

 Gece Devriyesi sergisinde cep telefonuyla resimleri çekmeye yani onları tekrar üretmeye kalkıştığında başarısız olacak izleyici. Oldukları kadar karanlık çıkmayacak daha aydınlık çıkacaklar çünkü… Dolayısıyla sanatçının, son dönem resimlerini göstermek isteyen her izleyici aslında bir gece bekçisi gibi resimlerini aydınlatacak ama aktaramayacak.

Saatler durdu: Cengiz Çekil (1945-2015)

Cengiz Çekil aniden gitti. Saatleri bir ileri bir geri almakla meşgul tam da onu ve Saat Kaç'larını hatırlamışken bu gidiş çok ani oldu. Hazırlıksız yakalandık. Genel yayın yönetmenimiz Ayşegül Sönmez'in 2008 tarihinde Yapı Kredi Kazım Taşkent sanat galerisindeki sergisi vesilesiyle yaptığı konuşmayı yayınlayarak onu onun sözleri, ağırbaşlı, alçakgönüllülüğüyle hatırlayarak uğurluyoruz:

"Asal takıntı, ölümlü olmamız. Ölümlü olmak, yani dünyada insanların temel trajedisi zamanla alakalı. Kedileri ve köpekleri bilmem ama insanoğlu öleceğini biliyor. İnsanların temel trajedisi. Mesele bu."

Carolyn Christov Bakargiev Pelin Tan’ın çağrısıyla ilgili konuştu

14. İstanbul Bienali küratörü Carolyn Christov Bakargiev, bienal basın toplantısında Pelin Tan'ın sanatçılara yaptığı çağrıyı Ayşegül Sönmez'in sorusu üzerine değerlendirdi:

"Her ne kadar politik değilseniz de dediniz. Politik olmak ne demek? Her şey politiktir. Bir feminist olarak bunu söylemeliyim ki bu feminizmin temelidir: bedeninizle yaptığınız her şey politiktir. Seks, yemek yemek ve diğer pek çok şey. Bir eylemle politik olunmaz. Erkekler kocaman ağızlarını açıp büyük cümleler kuruyorlar. Örneğin ben Afganistan Pakistan sınırında olan bitenlerle ilgili uzun videolara bienalde yer vermiyorum. Çünkü videolar büyük elektrik harcıyor. Sorunuza yanıt vermiyorum gibi görünüyorum lakin bir sanatçı olmadığım için bu çağrıya yanıt veremiyorum. Ama bana geldi bu mektup. Benim için sanatçıların 15 dakikalığına Kürtlere karşı yaşananlarla ilgili işlerine müdahale etmelerinde hiçbir sakınca yok. Bu bu yaşanan durumu değiştirir mi? Ben bir şüpheci olarak zaten insan ilişkilerine güvenmiyorum. Daha önce de söyledim. Türkiye hükümetinini Kürtlere uyguladığı bu Makyavelist hesapların ne olduğunu arkada tam olarak neler yaşandığını bilmiyoruz. Bilemeyiz. Ama insan denilen varlıkla ilgili şüphem var başta ağaçlar olmak üzere insan dışı canlıları önemsiyor ve kutluyorum."

“Pardon Freud fantazini al başına çal”

Zafer Aracagök, Alan İstanbul'daki Arkadan Yaklaşmak sergisiyle ve Kült Neşriyat'tan çıkan Atopolojik Sapmalar Deleuze ve Guattari kitabıyla ansızın geldi gündemimize oturdu. Bu gündeme yakından bakmayı denediğimizde, bakmak fiilinin italyanca kökenini -guardare- hatırlatırcasına -arkasına bakmak, gardını almak- mimetik olma biçimlerine karşı geliştirdiği pek çok imge ve düşünceyi görmek mümkün. Ve belki de bu bir imkandır: "Kimlik ile girdiğimiz mücadeleleri, savaşları" tedavi edebilir. Aracagök'le arzudan cinselliğe, kadınoluş'tan hırsızoluş'a Zizek'ten Badiou'ya pek çok şey'i görüştük.

2024-03-28 13:06:18