A password will be e-mailed to you.

IX. Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali dünyanın birçok yerinden gelen şairlerle, İstanbullu şiir severleri buluşturdu. O şairleri bir arada bulmuşken “Şiirinizin coğrafyası neresi” sorusuna yanıt aradık.

Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali birçok etkinliğe sahne oldu. Festivalin beşinci gününde tam bir şantiyeye dönen Kabataş İskelesi’nden Şiir Hatları Vapuru, mavi patiskaları yırtarak, Anadolu Kavağı’na doğru yol aldı. İki kıtayı birbirine bağlayan İstanbul Boğazı’nda vapur yol alırken, biz de şairlere “Şiirinizin coğrafyanız neresi?” diye sorduk. İşte cevaplar!  

 

Zhao Si, Çin

“Şiir yazmak bana yaşadığımı hissettiriyor. Doğduğumdan beri içimde var olan bir şey, bir yaşama şekli. Ondan azade olamam. Benim şiir coğrafyam budur.” 

 

Julio Salgado, Arjantin

"Ağız tadı, mahvedilmiş bir orman veya doğanın karşı konulamaz cesareti; hepsi hafızamızdan yer çalan birer yoğunluk gibiler. Ben bunu neden unuttum ki? 
Oysa ki çocukluğumdan bugüne kadar attığım her adımı takip eder gibiler. 
Öyle ki, şiirimin coğrafyası sanki doğanın bir karakter yansıması gibi; sessiz, sakin; ‘kelime’nin yansıttığı yerde duruyor gibi. 
İşte orası benim coğrafyam.  En azından benim kelimelerimin yansıması. 
İşte tüm bunlar benim şiirimin coğrafyası.” 


Gülce Başer, Türkiye

“Şiirimin coğrafyası hayatımdır. Bugün itibariyle bu topraklarda yaşamakta olan belki yükseköğrenimli bir orta sınıf kadının hayatı, hayat tiplerinden biri  olarak. Bariyerlerle, zorbalıkla mücadele eden, cehennemi bir dünyada varlığını ve kendiliğini korumaya çalışan orta sınıftan bir kadın.”

 

Mahmod Al Taweel, Suriye

Benim şiirlerimin üç miğferi var. Birincisi açlık, bir tanesi ülkemin işgali ve bu işgale bağlı olarak yaşanan acılar. Benim şiirimin coğrafyası bu üç mesele arasında dönüyor. 

 

Lina Ekdahl, İsveç

“İnsanlar! Benim şiirim için en büyük ilham kaynağı insanlardır. Ve gündelik hayat, tüm küçük şeyleri ve büyük sorularıyla…”

 

Baki Ayhan T, Türkiye

Ben Adana kökenliyim. Liseyi bitirene kadar da Adana’da kaldım ama çok enteresandır, Adana şiirimde yok denecek kadar azdır, hatta hiç yoktur. İstanbul var mı? O da çok az. Birkaç sene önce ‘İstanbul Ülkesi’ diye bir şiir yazdım ve toplu şiirlerime onu koydum. Böyle düşündüğüm zaman mesela Attila İlhan’la, Cemal Süreya ile karşılaştırdığım zaman benim şiirim coğrafyasız ve mekânsız gibi görünüyor bana. Dolayısıyla belli bir coğrafyayla sınırlamak ya da bu coğrafyanın sesini, dokusunu, havasını, suyunu yansıtıyor demek çok zor. Belki bunu özelikle yaptım. Çünkü belli bir mekâna, coğrafyaya, şehre bağlı şairlik gibi algılanmasını istemedim. Çok uzun vadede, yaşım ilerlediğinde Baudelaire’nin ‘Paris Sıkıntısı’ gibi İstanbul’la ilgili bir kitap yazmayı düşünüyorum. Düzyazı şiir karışımı gibi. İlk kitaptan bu yana düşündüğümde şiirimin coğrafyası bir mekândan ziyade ruh dünyası, bilinçaltı diyebilirim. Çocukluk, ergenlik ve ilk gençlik yıllarım benim için bir coğrafya oluşturdu. Şehir oluşturdu nerdeyse. O şehrin nüfusu o yıllarda tanıdığım insanlardan oluşuyor. O şehrin sınırları o yıllardaki psikolojimde olduğu gibi neredeyse sınırsız diyebilirim. Coğrafyam bu. 

 

Elçin Sevgi Suçin, Türkiye

“Benim için şiir önce kendime daha sonra ise insana ulaşma çabasıdır. Dolayısı ile insanın dâhil olduğu her yer ve insana dair her şey şiirimin ilgi alanına girer. Elbette çocukluğum ve insanın çocukluğu da buna dâhildir.”  

 

Cenk Gündoğdu, Türkiye

"Sanat hudut dinlemez ama çocukluğunu ülkesi olarak görebilir; devletler, ülkelerin sınırlarını belirleyebilir ama sanatın sınırını dilin sınırsızlığı belirler. Şiir de biricik bir sanat olarak sınırsız sahaların içinde kendini ve sınırını yeniden yıkıncaya kadar sürdürür. Kendini ve yıkımını kendi iç pratiğinin belirlediği sanatın sınırı da sınırsızlığıdır. Dünyanın sınırları dilin sınırları olabilir ve fakat sanatın sınırları dilin ve sanatsal üretimin öznesinin özgesinin ötesinde bir vaha. Yaşasın çizmeyi aşanlar, bardağından taşanlar, yaşasın sınırsız sanat. Kahrolsun sınırların sığlığı."


 Naida Mujkic, Bosna Hersek

“Benim şiirim öncelikle dile odaklanır. Ayrıca bizi çevreleyen şeylere yeni bir bakış açısı getirmeye çalışırım. Şiirlerimi bir tür olarak bir yere oturtamıyorum, ele aldığım konular aşk şiirlerinden feminizme, toplumsal gerçeklere kadar uzanan geniş bir alana yayılıyor. Gündelik hayatı estetize etmeye çalışıyorum, hayatın en küçük detayında şiir için bir esin kaynağı buluyorum; böylece büyük bir metaforun mimesis’i veya yaşamın bizatihi kendisinin metonimisi olacak bir şiir inşa edebiliyorum.” 

 

Muhammed Hac Bekri, Suriye

“Tabiî ki Suriye’nin yaşadıkları. Suriye’deki savaş. Ve bu savaştan şiirimizi ayırmak mümkün değil. Şiirimiz bunun ayrılmaz bir parçası, onunla yaşıyoruz, onunla yaşamak zorundayız. Budur benim şiirimin merkez noktası.” 

 

Myriam Moscona, Meksika: 

“Şiirimin esin kaynaklarını sanırım şöyle özetleyebilirim: Acı, sürgün, kadın ve çocukluk.” 

 

Abdülkadir Budak, Türkiye

“Şiirin coğrafyası ve buna bağlı olarak şairin coğrafyası öncelikle kullandığı anadilidir. Ama mekânsal anlamda coğrafyaya gelecek olursak, Edip Cansever’in değişiyle nsan yaşadığı yere benzerse, o yaşadığı ilk günden etkilenir ve üretirse, benim şuan kısıtlanmış mekân anlamındaki coğrafyam Ankara. Ankara’da yaşıyorum. Ankara’da yaşamak tabiî ki Ankara’ya ait olmakla ilgili değil, anadiline ve giderek dünyaya ait olmakla ilgili bir şey. Ankara’da yaşıyorum ama genel anlamda Türk ve dünya edebiyatına dâhil olmaya çalışıyorum.”

 

Kader Sevinç, Türkiye

 

“Şiirime yön veren önemli bir öğe şiir kitabıma da adını veren “Kırık Ülke"dir. Şairin şiir coğrafyası dilidir ve yurdudur onun. Anadilim Türkçe ve ikinci dil olarak İngilizce yazıyorum. Dolayısıyla şiirimi de iki ayrı dilin bir coğrafyasında genişletiyorum. İki ayrı ülkede de yaşıyor olmamın da şiir coğrafyama ayrı bir etkisi var. Şiirlerim doğduğum, büyüdüğüm, yetiştiğim Anadolu’da filizlenirken bugün yaşamakta olduğum Brüksel ve değişik sürelerle yaşadığım Londra, Washington DC, Boston’un da izlerini taşıyor."


Augusta Laar, Almanya

“Şiir benim için her yerdedir ve dünyadaki her şeyden esinlenebilirim. Fakat benim için en önemli esin kaynağı, dile getirilemeyen, fakat bir şekilde ifade edilmeyi isteyen, hayattaki boşluklardır. Bunu hissetmek ve bunu ifade etmek. Benim için şiir, duyumsanamayanı duyumsatandır. “ 

Daha fazla yazı yok
2024-05-02 07:12:06