A password will be e-mailed to you.

“Köylüler”, evrensel bir hikâyeyi folklorik ögelerle ele alırken “Bilinen bir hikâye daha farklı nasıl anlatılabilir?” sorusuna tekniğindeki zanaat çalışmasıyla yanıt veriyor ve adeta görsel bir şölen sunuyor.

Dünyanın ilk uzun metraj yağlı boya filmi olarak anılan “Loving Vincent” (Vincet’ı Sevmek)’in yönetmenleri Dorota (Kobiela) Welchman ve Hugh Welchman’ın son filmleri “Köylüler” (Chlopi), tıpkı Loving Vincent” gibi boyalı animasyon tekniği kullanılarak oluşturulan bir film.

Wladyslaw Reymont‘un aynı adı taşıyan Nobel ödüllü romanından uyarlanan “Köylüler”, bir köylü kızı olan Jagna’nın Antek’e olan sevgisine rağmen kendisinden çok daha yaşlı ve varlıklı bir çiftçi olan babası Maciej ile evlenmeye zorlanmasının trajik hikâyesini konu alıyor.

“Aşk Gider, Toprak Kalır”

19. yüzyılın Polonya’sında, taşradayız… Filmin ilk karesi adeta bir Van Gogh tablosu gibi sarı tonları ve sıcaklığındadır; sonbahar mevsimi de köyün en güzel kızı Jagna da son aydınlık ve güneşli günlerini yaşamaktadır.

Jagna (Kamila Urzedowska) ve Antek (Robert Gulaczyk) birbirini seven iki gençtir ancak aşklarının önünde iki engel vardır. Birincisi, Antek evli ve iki çocuk babasıdır; ikincisi ise muhtarın çok bilmiş ve dedikoducu karısı Sonia’nın ısrarı ile karısını çok kısa bir zaman önce kaybeden yaşlı ama zengin çiftçi ve aynı zamanda Antek’in babası olan (!) Maciej’e, Jagna münasip bulunur. Annesinin kızını, köyün en zengin çiftçisine evlilik hediyesi olan 6 tarla karşılığında bir mal gibi satması ve “Aşk gider, toprak kalır” diyerek evlenme baskısı kurması sonucu Jagna’nın kaderi çizilmiş olur.

Sonbahardan Kışa, İlkbahardan Yaza Uzanan Bir Mücadele

Jagna, Maciej ve Antek arasındaki aşk üçgeninde bundan sonra yaşanan değişim, metaforik olarak kullanılan mevsim geçişleriyle birlikte paralel ele alınmış. Düğün sonrasında gelen kış, bir gece vakti Jagna ve Antek’i sevişirken basan Maciej’in ortalığı ateşe vermesi, köylülerin Jagna’ya olan nefret ve kıskançlıkları, Kurt Çukuru denilen alandan köyün ağasının köylüleri sürme ve ellerindeki toprağı alma girişimi, bu uğurda verilen çatışmada ağayı öldürüp hapse giren Antek’in babasının parasıyla karısı tarafından kurtulması, köylülerin bitmek bilmeyen dedikoduları, Maciej’in kızı ve gelini arasında kalan Jagna’nın uğradığı kötü muamele…

Taşra yaşamının namus kavramını kadın ve bedeni üzerinden yorumlayan ahlakçı gelenek yapısına direnen Jagna, bir yandan Antek’e olan aşkına da sahip çıkmaktadır. Ancak Antek hapisten çıktıktan sonra Jagna’ya aynı aşkla yaklaşmaz.

Genç ve güzel bir kadına çizilen bu kadere gerçek hayat hikâyelerinden de kendi film ve dizilerimizden de çokça aşinayız aslında; bu tema bizim sinemamızda çokça işlendi, hatta daha iyi bir şekilde işlendi diyerek hakkını da teslim edeyim burada.

Jagna, geleneklere karşı bağımsızlığı uğruna direnirken, tek bir kadın arkadaşının dahi olmayışı, köyden herhangi bir kadının bile desteğini görmemesi ve hikâyenin özellikle finale doğru “kadın, kadının kurdudur” çağrışımını yaptığı noktaya varması fazlasıyla rahatsız ediciydi benim için. 

Hareket Eden Tablolar Misali…

“Köylüler”, evrensel bir hikâyeyi folklorik ögelerle ele alırken “Bilinen bir hikâye daha farklı nasıl anlatılabilir?” sorusuna tekniğindeki zanaat çalışmasıyla yanıt veriyor ve adeta görsel bir şölen sunuyor. Tüm sahneleri gerçek oyuncularla çekildikten sonra 19. yüzyılın empresyonist tablolarından esinlenen el boyaması tekniğiyle boyanan film, tam 80.000 tablodan oluşuyor. Polonya, Litvanya, Sırbistan ve Ukrayna’dan toplam 100 yağlı boya ressamı ve bir o kadar da teknik ressam dijital alanda emek vermiş.  

Hareket eden tablolar misali görsel bir zenginlik sunan “Köylüler”in folklor dansları ve Lukasz Rostkowski  imzalı müzikleri gerçekten çok başarılı.

96. Akademi Ödülleri’nin En İyi Uluslararası Uzun Metrajlı Film kategorisine Polonya temsilcisi olarak katılan “Köylüler”, teknik işçiliğiyle farklı bir sinema deneyimi yaşatıyor ama senaryosu için aynı övgüyü ne yazık ki hak etmiyor. Senaryonun, hikayenin sertliği ve acımasızlığını işleyen derinlikte olduğunu söylemek pek mümkün değil. Diyaloglar çok basit düzeyde ve filmden teknik işçiliği çıkardığınızda geriye alelade düzeyde ve benzerini yüzlerce kez izlediğimiz bir yapım olarak kalıyor. 

Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.

Daha fazla yazı yok
2024-04-29 22:04:23