A password will be e-mailed to you.

Can Öz

İki ayrı fuarda iki Silvan ablukası protestosu

Sanatatak genel yayın yönetmeni Ayşegül Sönmez, Contemporary İstanbul ci dialogues için moderatörlüğünü yaptığı, Marcus Graf, Esra Aliçavuşoğlu, Ingo Arend’in konuşmacı olarak katıldığı “Tehdit ve Kriz altında Sanat Eleştirmenliği” başlıklı paneli bir eylemle başlattı. Ayağa kalkarak arkasındaki duvara Silvan 12 gündür abluka altında farkında mısın yazılı çıkartma yapıştırmasının ardından Paris’te yaşananlardan sonra tehdit ve krizden ne anlamalıyız sorusuyla oturumu başlattı.

Bob Dylan’ın 1964 tarihli times they’re changing başlıklı şarkısını da dinleterek Dylan’ın yazar ve eleştirmenlere yüklediği rolü tartışmaya açtı. Almanya’dan gelen konuşmacı eleştirmen Ingo Arend, sanat eleştirmenlerinin ve yazarların artık Dylan’ın bahsettiği gibi bir dünyada yaşamadığını, 1960’lı yılların çoktan geçmişte kaldığını ifade etti. Graf’ın Almanya’dan farklı olarak Türkiye’deki çağdaş sanat eleştirisinin kısırlığına, Türkiye’de eğitimin eksikliklerine dikkat çektiği konuşmada, Esra Aliçavuşoğlu, Gezi’den sonra sanatın ne olduğunu nasıl tartıştıysak Paris saldırılarından sonra da aynı tartışmaları yine gündemimize alacağımıza dair görüşlerini dile getirdi. Ayşegül Sönmez paneli Ahmet Kaya’nın Kum Gibi şarkısıyla kapattı.

Aynı saatlerde Tüyap kitap fuarında yaptığı mizah konulu konuşmasında gazeteci yazar Vivet Kanetti, Silvan 12 gündür abluka altında farkında mısın başlıklı bir pankart açarak Pıtırcık kitaplarının çevirmeni olarak Silvan’daki çocukların ellerinden alınan şakalaşma hakkını gündeme getirdi:

“Silvan’da dünyanın tüm Pıtırcıkları gibi arkadaşlarıyla şakalaşma hakkını kullanması gereken 8000 Pıtırcık, 12 gün okula gidemedi. Bugün söyleşimizin Ramize Erer ve ben konuklarıyla bu gerçeği ve elbette Paris’teki trajediyi de paylaştık.”

Can Yayınları’nın özrü kabahatinden büyük

12 yaşındaki bir çocuğun ağabeyiyle gezdiği kitap fuarındaki Can Yayınları standından kitap çalmasının ardından yaşadıklarına verilen tepkiler sürüyor... 

Olay yerinde yaşadığı şokla ağlayan 12 yaşındaki çocuğun durumu sosyal medyaya yansıyınca vatandaşlar duruma tepki gösterdi. Can Yayınları'na karşı atılan birçok mesajın ardından yayınevi olayı doğrulayarak özür diledi. Sosyal medyada yaşananları kendileri adına "utanç verici" olarak değerlendiren yayınevinin sahibi Can Öz'ün de çocuğun ailesini arayarak özür dilediği öğrenildi. Can Öz kendi imzasıyla yaptığı açıklamada "hatalıyım, sorumluyum, hesap vermeliyim" ifadelerini kullansa da yazar ve hukukçu Ali Duran Topuz, yayınevinin özrünün kabahatinden büyük olduğunu belirterek şunları yazdı:

"Can yayınlarının özrü kabahatinden büyük olmasın? Üç kişi niye atılır? Zaten fuar boyu çalışıyor olmasınlar? İşçi sırtından özür mü olur? Can çalışanları, kitap çalma meselesi konusunda patronun ağır baskısı altında olmasa niye öyle yapsınlar? Hesabı işçiye yık, kurtul... İş kazalarında, suçun yine diğer işçileri yıkılmasından ne farkı var Can yayınlarının yaptığının? Ayıp işlemiştir ve düzeltmek yerine bir işçinin haklarıyla oynamıştır. Ayıp kere ayıp."

2024-05-04 00:31:11