A password will be e-mailed to you.

Yıldızların garip hareketleri, bitmek bilmez Merkür retroları, güneş ve ay tutulmaları, küresel krizler ve daralan ekonomiler itibariyle ilginç bir yılı geride bırakıyoruz. Daha az haber okuduğumuz, TV izlediğimiz, sokak yerine ev buluşmalarını tercih ettiğimiz, kısaca “Home Entertainment”ın da en verimli çağlarından birini yaşadığı 2019’da kalbimize dokunan, ruhumuza çentik atan, kulağımızın pasını silen birkaç yapımı hâlâ izlemeyen varsa diye hatırlatmak istedik.

Russian Doll – Netflix

İkinci şanslara inanmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde, referans zengini olduğu kadar, izleyiciyi boğmayan akıcı anlatımı ile imdadımıza yetişen Russian Doll, yılın en sıra dışı ve keyifli yapımlarından biriydi. Oyun tasarımcısı, punk New Yorklu Nadia’yı canlandıran Natasha Lyonne’u idole dönüştüren dizinin hikayesi pek keyifli. Müzikleri efsane!  Görselliği tek kelime ile etkileyici. Natasha Lyonne, Amy Poehler ve Leslye Headland tarafından yaratılan Russian Doll, eğlence endüstrisinde nedense bir türlü yazılamayan kadın karakter sorununa da, nokta koyuyor. Ve en taş kalpli izleyiciyi bile final sahnesiyle vurmayı başarıyor!

Dizinin ikinci sezon onayı aldığı bilgisini de buraya not düşelim.

State of the Union – SundanceTV

Britanya’dan çıkan yapımlara dikkat etmekte fayda olduğunun altını çiziyor, Nick Hornby’nin yarattığı State of the Union’ı listenize eklemenizi öneriyoruz. Chris O’Dowd’u alışık olduğumuz hali ile izlediğimiz, Rosamund Pike’ın da Gone Girl’den çok daha fazlası olduğunu bir kez daha hatırlattığı mini dizi evlilik terapisine giden bir çiftin, terapi öncesi buluşmalarında geçen SAMİMİ diyalogları ile benzerlerinden ayrılıyor. 10 dakikalık çerezler halinde izleyebileceğiniz State of the Union, birliktelik-ayrılık kavram ve süreçlerini masaya yatırırken, izleyiciyi taraf olamayacağı tekinsiz bir konumda bırakıyor. Ve alışılmışın aksine, Nick Hornby uyarlamalarının mutlu sonla kapanma geleneğine de baş kaldırıyor!

Chernobyl – HBO

TV tarihinin en yavaş ilerleyen, tadı damaktan hiç de kolay çıkmayan dizisi Carnivàle’i prodüksiyon maliyeti nedeniyle apar topar iptal edip, yerine çok daha hızlı nakit akışı sağlayacak Rome’u yayına alan HBO, Game of Thrones’un hayal kırıklığı ile sonuçlanacak finalinden önce risk alarak Chernobyl’in çekimlerine başladı. Ne de olsa Game of Thrones gibi bir “çok izlenen”i yayınlarken Chernobyl’in tanıtımını yapmak oldukça kolaydı… Gerek TV’ye uygun hale getirilmek için Amerikalılaştırılan hikayesi, gerekse 330 dakikanın yetersizliğinden kaynaklanan, kimi karakterlerin asla hak ettiği derinliğe kavuşamaması Chernobyl’i başarısız kılıyor gibi görünse de, farklı unsurlar mini diziyi en iyiler arasına sokuyor. Her şeyden önce olacak kötü şeyi beklerken sürekli tedirgin bir izleyiciye eşsiz bir görsellik sunuyor. Korkunç olanın cazibesini kemiklerinize kadar hissetmenize vesile olurken, Soğuk Savaş ve “katıksız kötülük” kavramı üzerine de düşündürüyor. Jared Harris ve Stellan Skarsgård’ı izlemek de her zamanki gibi, zevk veriyor.

Pen15 – HULU

Tarzınız olmasa bile bu diziye bir şans verin. Kabul etmek gerekir ki Freaks and Geeks gibi kültlerin çıkamayacağı bir dönemde yaşıyoruz, ve yine kabul etmeliyiz ki, “öteki” olmanın alt başlıklarını sık sık güncelliyoruz. 7. sınıf öğrencisi iki yeni yetmeden öğrenecek çok şeyiniz olmasa da Man Seeking Woman, Project Reality gibi sıra dışı yapımlara imza atan Maya Erskine ile Anna Konkle’nin yazıp oynadığı Pen15 garip ve yenilikçi yapısıyla size şaşırtacak, güldürecek, kendinizle dalga geçmenize vesile olacak. 2020’de ikinci sezonu yayınlanacak dizinin, aynı tazeliği yakalayıp yakalayamayacağını görmek için en kısa sürede izlemeye başlamanızı öneririz.

https://www.youtube.com/watch?v=RLkEpO3k514

 

Watchmen – HBO

Çizgi romanı seviyor ve 2009 yapımı filmden haz etmiyor olabilirsiniz. Ya da film sayesinde çizgi roman ile tanışmışsınızdır ve Alan Moore’un karanlık süper kahraman-süper kötü dünyasına hayran olmuşsunuzdur. 2019 öncesinde Watchmen ile ilişkiniz ne olursa olsun, HBO imzalı Watchmen’e bir şans verin. Lost ve The Leftovers’ın yaratıcılarından Damon Lindelof‘un imzası taşıyan Watchmen dizisi, yaratıcısının gizem tutkusunu olduğu gibi yansıtırken, ırkçılığın kökleri başta olmak üzere pek çok güncel konuya da fantastik bir bakış atıyor. Özellikle birkaç bölümü ile, genel geçer görsel kalıpları yıkıp izleyicisine eşsiz bir seyir keyfi yaşatan Watchmen, huzursuzlukta mutlu olanlara HBO’nun armağanı.

https://www.youtube.com/watch?v=zymgtV99Rko 

Servant – Apple TV +

Gerilim ve dramı harmanlayan Servant’ın yapımcılığını konunun üstadı M. Night Shyamalan üstleniyor. Shyamalan aynı zamanda iki bölümde de kamera arkasına geçiyor. Gizemi ve gerilimi bol, ağır ilerleyen, spoiler vermeden anlatması oldukça zor bir yapım Servant. Six Feet Under’daki Claire karakteriyle tanıdığımız Lauren Ambrose ve Harry Potter serisinin Ron’u Rupert Grint’i oldukça farklı bir şekilde izleyeceğiniz yapım, türünün en iyi örneklerinden biri. Zengin ve başarılı parlak Turner çiftinin dramını izlerken tutunacak bir dal arayacak, kimin daha aklı selim olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşayacak ve izlediğinizden garanti keyif alacaksınız. İkinci sezonu heyecanla beklenen, en başarılı 2019 yapımlarından Servant’ı listenize eklemeyi unutmayın.

https://www.youtube.com/watch?v=N1cOR0sRRIw

 

2019’da dizilerin karnesi

2019’un en büyük hayal kırıklığı: Game of Thrones finali

2019’un en acı gerçeği: Fleabag ve Silicon Valley’nin final yapması

2019’un en kararsız kaldığımız yapımları: Apple’dan The Morning Show

2019’un en çarpıcı gerçek hikayeleri: When They See Us ve Unbelievable

 

2019’da devam eden ve harika sezonlara imza atan diziler

Succession

Barry

Better Things

Big Little Lies

Mindhunter

Grace and Frankie

 

İLGİLİ HABERLER

Küresel ısınma sinemada yeni bir janr yarattı: CLI-FI

“Sıradan” olmakta çok iddialı: Casual

Daha fazla yazı yok
2024-04-29 02:09:24