A password will be e-mailed to you.

Arte / ZDF yapımı Saz adlı filmin prömiyeri 38. İstanbul Film Festivali kapsamında dün Beyoğlu Sineması’nda yapıldı. Saz, aslen Polonyalı olup Berlin’de yaşayan, bağlama çalan ve çok iyi Türkçe konuşan Petra Nachtmanova’nın Balkanları, Türkiye ve Kafkasları katedip Horasan’a dek farklı saz türlerini ve onunla yapılan müziği araştırdığı bir belgesel. Bosna – Hersek, Arnavutluk, Bulgaristan, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve İran’a uzanan bu yolculukta Türkiye’den Erkan Oğur, Erdal Erzincan, Murat Ertel ve Ayşe Sewaqi dahil birçok kişiyle röportajlar yer alıyor.

Nachtmanova’nın müziği kaydeden Florent Chaintiou ile yaptığı bu uzun yolculuğu film haline getiren yönetmen Stephan Talneau, ekip üyeleri ve Murat Ertel başta olmak üzere belgesele katkıda bulunanlar prömiyere katıldı ve gösterimin ardından izleyicilerin sorularını cevapladı.

Lehçe, Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Rusça ve Türkçe konuşan, Alevi deyişlerinden, Aşık Veysel bestelerinden Azeri türkülerine dek birçok müziği icra eden Petra Nachtmanova bugün saat 20:00’de, Fransız Kültür Merkezi’nde bir konser veriyor.

Televizyon belgeseli olmakla birlikte, konusuna bilimsel değil duygusal yaklaşan ve gücünü öznesinden alan naif bir film, Saz. Adına rağmen asıl odaklandığı Nachtmanova’nın kendisi. Hem bir müzisyen hem bir poliglot olarak yetenekleriyle izleyiciyi etkiliyor. Yolculuk sırasında tanıştığı kişileri ve gittiği yerleri de canayakın, genç, güzel bir kadın olarak adeta fethediyor. Dersimli Ayşe Sewaqi ve Gürcistan’daki yerel bir Azeri ozan dışında hemen hepsi olgunluk yaşında erkekler olan aşıkların, bir belgesel ekibinden çok eline sazı alıp kendileriyle söyleyen bu Batılı genç kadının karşısında oldukça şaşırdıkları gözlemleniyor.

Bilimsel bir araştırma değil kişisel bir arayış

Saz, zaten üç aylık bir yolculuğun kayıtlarından oluştuğu için Nachtmanova’nın yaşam öyküsüne pek girmemiş. Adına sadık kalarak Türk, Kürt, Zaza, Azeri, Türkmen ve Fars halk müziklerinin başlıca yaylı enstrümanının ve çeşitlerinin yapımından icrasına dek kültürlerinde tuttuğu önemli yeri aktarmaya öncelik vermiş. Alevi inancı için taşıdığı mistik anlamı da gayet net biçimde aktarıyor.

Öte yandan, Nachtmanova’nın yolculuğa çıkış nedeni bilimsel bir araştırma değil kişisel bir arayış. Sazla yapılan müziği doğru ve güzel icra edebildiğine emin olmak, kendini sınamak istiyor. İnsanları bir araya getiren, duygu ve düşüncelerini döktükleri nefes, deyiş ve türküleri hakkıyla çalıp söylüyor mu yoksa bu maceraya nokta mı koymalı, sorusuna cevap arıyor. Filmin bir yerinde dile getirildiği gibi Doğu kültüründe yolculuğun varış noktasından çok katedilen yolda yaşanılan deneyimlerden öğrenilenler önemlidir. “Az gitmiş uz gitmiş / Dere tepe düz gitmiş / Bir de arkasına dönüp bakmış ki / Bir arpa boyu yol gitmiş” diye başlayan masallar misali Nachtmanova ve Florent Chaintiou tanıştıkları insanlardan, konukseverliklerinden, cömertliklerinden ve müziklerinden neler öğrendiklerini aktarıyor.

Bir Doğu’ya yolculuk belgeseli

Çoğu trenle, bir kısmı da otomobilde yapılan yolculuk boyunca doğa manzaraları, sazın coğrafyası diyebileceğimiz dağlar ve bozkırlar da olanca güzellikleriyle filmin fonunu oluşturmakla kalmıyor, iki yolcunun üzerinde bıraktıkları etkiyi de yansıtıyor.

Saz, bu enstrüman ve müzikle ilgilenmeyen izleyici kitlesine kültürel etkileşim sağlayan bir Doğu’ya yolculuk belgeseli sunuyor. Bütün bunları derinlemesine aktarmanın imkansızlığı da hissediliyor Saz’da. Kaçınılmaz bir yüzeysellik ve oryantalizm var, 99 dakikaya sığdırılmaya çalışılan filmde. Ama iyi niyet ve samimiyet bu kusurlarını kapatıyor. Sazın coğrafyasında yaşayanlar, bir grup Batılının naif ve içten ilgisini takdir etmekle kalsa bile dünyanın geriye kalanı için 2000 yıllık bir enstrümanın müziğin birleştirici gücünü nasıl taşıdığını görmek için olumlu bir çaba haline geliyor, Saz.

 

İLGİLİ HABERLER

İstanbul Film Festivali’nden müziksever sinefillere: Musikişinas

Çok güzel filmlerin var, biliyor musun Agnès Varda?

Daha fazla yazı yok
2024-04-27 02:42:51