A password will be e-mailed to you.

“Arzu Ütopyası” anlamına gelen Hedonutopia, 2008 yılında Fırat Külçek ve Kerem Feyzi tarafından İzmir’de kuruldu. Bugüne kadar Maymun Kral, Şizolar, Bil ki ve Sev Beni gibi hit şarkılar üreten ikili; alternatif müzik sahnesinin aranılan isimlerinden biri olmayı başardı. Hedonutopia; özgün melodileri ve Fırat Külçek’in tiz seslere meydan okuyan güçlü vokalleriyle dinleyeni başka dünyalara davet ediyor. Taner Yücel’in müzik prodüktörlüğünü üstlendiği yeni albüm ‘Arzu Ütopyası’ için Salon İKSV’de lansman konseri veren ikiliyle müzik konuştuk.

 

Hedonutopia” isminde nasıl bir dünya hayali var?

İyi/kötü her arzumuzun gerçekleştirildiği hayali bir adada yaşayan insanlar olsaydık sanat üretimine nasıl yaklaşırdık? Yine aynı, alışılagelmiş başarı kriterlerini mi seçerdik yoksa ne üretirsek üretelim içine koşulsuz dahil mi olurduk? Mayaların ve çağların gelişini haber verdiği altın zihinler ile dolmuş bir arzu adası bu. Bir ütopya yani..

 

Grup ismine nasıl karar verdiniz?

Kerem ve Tınaz İzmir’deki evlerine ‘Hedonistan’ ismini vermişlerdi. Fırat ise ‘Ütopya’ isminde bir grup kurmaya kararlıydı. Kerem ile müzik yapabilmek için İzmir-İstanbul arası mekik dokuyan Fırat’ın önerisiyle birlikte yaptıkları müziğe Hedonutopia ismini verdiler. Çok zor bir isim dendi, değiştirin dendi, yanlış lanse bile edildi ama istekli insanların kabul edip sevip koklayabildiği bir isme dönüştü Hedonutopia. Teşekkürler Şizolar!

 

Vokallerde Dengbej’e kadar uzanan bir tını var. Vokal tekniğinizdeki nağmelerin hikayesini anlatır mısınız?

Müzik, anne kalp ritmiyle başlayan ve hiçbir zaman bitmeyecek bir deneyimler serüveniyse; yıllar ve yıllarca sessizce dinlediğiniz ayrıksı sesler size dönüşüyor olabilir mi? Hedonutopia’da her sesten biraz var çünkü her sesi dinledik. Özellikle iç kişiliklerimizin seslerini duyurmaya çalıştık. O nasıl akacağını bilir ve kural tanımaz. Zaten ölmüş bir kişiliktir ve Jung’un bahsettiği havuzdan seslenir… Size kalan ise onun derdine kanalize olabilme sürecidir. Yıllarca düşünüp şap diye kusarsınız. Şamaniktir ve şamanlar kişilik tanımaz kişilik tanıtır. Dengbej yalnız bir açısı olabilir. Dengbej ezberden anlatır, şaman bir saniye sonrasını hesaplamaz. Andadır…

 

Sektör sizi bir şekilde kategorize etmeye çalışıyor. Yaptığınız müziğin janrı konusunda son bir karara varıldı mı?

 Ahahahah! Hiç bilmiyoruz inanın eşten dosttan anlıyoruz ne yaptığımızı. 2019 da indie/elektronika olarak yer aldık zihinlerde. Ama tekliflere açığız. Alternatif/saykodelik demişler siz sorunca baktı Kerem. İndie/elektronika dediler.. Aaa bir de shoegaze var, folk var ambient zaten var… E bir de yıllar evvel Peyote’de bir hiphop sanatçısı arabesk yapıyorsun demişti(!) Dark pop bizim hoşumuza gitmişti MySpace indekslerinde.. Ama türü dinleyince olmadığını anladık.  Öyle yani.. Öksüzüz biz. Zaman söylesin ne mal olduğumuzu bizce…

 

Uzun zamandır müzik yapıyorsunuz. 10 yılın ardından bugün gittikçe artan bir dinleyici kitlesine sahip oldunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Hedonutopia için doğru zaman mı geldi? Yoksa insanlar yeni yeni mi şarkılarınızı yakalamaya başladı?

Biz şu ünlü tsunami görüntüsündeki nereden geldiği bile belli olmayan o son dalgayı istiyoruz. İnsanların gurur duyacağı bir şeylerin peşindeyiz. Aptal denilebilecek bir insana akıl olmak, akıllıca boyayan ressama deli görüntüsü oluşturmak isteriz. Biz herkesin içindeki son ses olmak istiyoruz ve bunun için sadece iç seslerimizi açık ediyoruz. İlk albümümüz ‘Ucube Dizayn’ın ‘Maymun’u daha yeni zihinlerde. Beşinci albümü düşünüyoruz. Yediye kadar arkamıza bakmak ya da “Vay efendim biz ne yapmışız” demek dahi istemiyoruz. Ama şizoları soruyorsanız o iş başka! Onlar bizi var ettiler ve giderek birbirlerini buluyorlar krallar, kraliçeler şeklinde ilerliyorlar belki bizden çok eğlenenleri bile olabiliyor performans esnalarımızda.

 

 

Şizolar neden mavi giysin?

Bunu bir şizoya soramazsınız ama siz aklı başında olduğunu tahmin ettiğiniz birine soruyorsunuz galiba. Müzikte şamanik yapının sonsuz gezginliğine izin veren bir insana neden o melodide hep çok titriyorsun diye sormak gibidir bu. Karda kayamayan ama 320 km ile viraja giren Schumacher dışında her insan bilir melankolinin ve kendini önemsemenin rengi mavidir ve o huzur verir. Farklı hissettirir efenim. Gün batımlarının içindeki gizli renktir ve dünyada hiç kimsenin ne kadar harika olduğunuza dair en ufak bir fikri bile yoktur.

 

Şarkı sözlerinizin anlaşılmadığıyla ilgili hayranlarınızdan genel bir eleştiri var. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Her bireyin kendi algısını yaşamasını bekliyoruz söz öbeklerimizde. Eğer izin verirseniz bu bir deneydir. “Herdavinyorlar ne demek” üzerine cevapladığımız mesaj sayısı nedir diye sorsalar üzerine yağmur adam gelmesi gerekir.

 

Sigur Ros gibi şarkı sözlerini kimsenin anlamadığı büyük gruplar var. Şarkıda sözlerin anlaşılması gerçekten bu kadar önemli mi?

Herkes tüm gece müzik üzerine konuşur konuşur konuşuuuuur ve bir melodi gelir son sözü dan diye söyler ve gitmez! Kalır, her yerden geçer beyninize kazınır aptallaşırsınız deprem olsa s**lemezsiniz belki bazen. Bir sözde anlam bulmak vardır ama bazen gelir ve en güzel şarkı sözü en şiir olmayanıdır. Müzik, edebiyat tarafından ele geçirilmiştir. Eğer müzik yapmaktan bahsediyorsak; müziği söz değil, sözü müzik başlatmalıdır.

 

Bir diğer yandan sözlerinizde kulağa derin anlamlar takılıyor.  Edebiyat ve felsefe adına kimlerden besleniyorsunuz?

Bu aralar filozofiden sıkıldık. Çok karanlıklar ve üç yüz, beş yüz yıllık faiz sisteminin insanlığın sonunu getirmek üzere olduğuna and içerler ama neyin üzerine? İronik. Çok azının söyledikleri anlaşılır. Bukowski ve Tolkien hep dönüyor evde. Isınmayan yapay zeka gerçek anlamında serbest bırakılırsa altın çağ gelecektir ama Matrix gibi kötücül değil. Ancak insanın sakata evrilen baş parmağı böylesi korkularla doludur.

 

Hiç kendi şarkınızı sahnede çalarken ağladığınız oldu mu? 

Fırat: Hayır, bestelerken evet!

Kerem: Evet!

 

Müzik için nelerden vazgeçtiniz?

Eşlerimizden, işlerimizden, iki kez milyon paradan, kolay şöhretten, 11×2=22 yıldan, aileden ve serden vazgeçtik. 

 

Hayatta karşılaştığınız işaretlere inanır mısınız? Bu işaretlere tutunarak keşifte ya da üretimde bulunur musunuz?

İnanırız ve öyle bir enerji oluşturur ki yeni şeyler bizi mahveder. İçten gelen her hissiyata açık olabiliriz yeter ki içten olsun. Sorun yok, direktliği ve zekayı tanıyoruz. Onunla her bir yemeği, mezeyi var ederiz badeler yaparız o duygulardan. 

 

“On küsur yılda bir çok melodimiz oldu, onların evrimine güveniyoruz”

 

Yaratıcılık konusunda pek çok farklı alanda sıkışmalar yaşanıyor. Neredeyse her yıl yeni albüm yapan üretken bir grup olarak siz bu sıkışmalardan nasıl çıkıyorsunuz? Ritüellere bağlılık ve bağımlılık sizce yaratıcılığı nasıl etkiliyor?

Haftanın üç günü müzik çalışmak ve deneyimlemek bir ritüel midir? On küsur yıl sonunda size bakacağını söyleyen müziğinize bağımlı olmak sizi tırstırır mı diyorsunuz. Siz artık ne olacağını tam kestiremiyorken elinizde sadece dürüstlük kalır. Çinli sözün dediği gibi; sizden daha yüce bir şeyle karşı karşıyaysanız, ona karşı dürüst olun. On küsur yılda bir çok melodimiz oldu, onların evrimine güveniyoruz. 

 

Müzik üretmenin ve bu endüstrinin içinde yer almanın sizde yarattığı kaygılar var mı? Varsa bunun üstesinden gelmek için neler yapıyorsunuz?

Bu konularda kaygı taşımıyoruz. Ama albüm öncesi bir gariplik geliyor. Bir yorgunluk mesela. Hiçbir şeyin geri alınamayacağı bir eser serisi üretmek ve bir ömür onların arkasında durabilecek olmak önemli bizim için. Sanatımızın samimiyetsiz ve tahmin edilebilir olması bizi üzerdi. İnsanlar caka peşinde, şarkılar da keza öyle. “Çok tıklanmaktan daha önemli şeyler de vardır hayatta ancak bir ömür alır. Bunların farkına varmak, farkına vardığınızdaysa çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur hayatta” diyor Bukowski.

 

“Dinleyicilere emanet! Biz de hep öyle…”

 

Hedonutopia neler dinliyor? Müziğinizde hangi isimlerin etkisi var?

Spotify’da HEDONUKARMA listemizde etkilendiğimiz her bir müzik var. Dinledik yıllarca bir daha dinledik gene dinledik ve artık dinlemek değil üretmek istiyoruz. Sigur Ros, Radiohead, Blonde Redhead, Bülent Ortaçgil, türkülerimiz başlıca müzikler. 

 

Thom Yorke’la bir araya gelme imkanınız olsaydı ona ne sormak isterdiniz?

-Fantezini dünya kabul ettiğinde bunu nasıl göğüsledin?

-Sigur Ros ile turladınız, müziklerine ilk hanginiz uyandı?

 

Arzu Ütopyası’yla dinleyicileri ne gibi yenilikler bekliyor? Yeni albümde neyi hedeflediniz?

Vokali düzgün kaydettik. Synthler analog ve yüksek. İçtenliğin utanmışlığı yer aldı iki şarkıda. O vokallere karar vermek kariyer tehdidi gibiydi ama başka sesten eser yoktu. Buydu! Dinleyicilere emanet! Biz de hep öyle… Notumuzu ve son sözü dinleyiciler ve zaman söyleyecektir. Taner Yücel müzik prodüktörümüz ve onunla kaydetmek aşırı değişik ve farklı. Miks ilk kez Görkem Karabudak’la, fotoğraflar yine Nazlı Erdemirel ile üretildi. Bil ki ve Çöl klipleri yönetmeni Çağrı Aygün’ün hastasıyız. Kördüğüm için çok farklı ve güzel bir klip çektik birlikte. Yakında izleyebileceğiz.

 

İLGİLİ HABERLER

“MÜZİK DE HAYATTAKİ HER ŞEY GİBİ SÜREKLİ DEĞİŞİM HALİNDE”

Amaç kozmik birliktelik: Sound Ports İstanbul 2019

Daha fazla yazı yok
2024-04-27 22:02:13