A password will be e-mailed to you.

SALT Galata’nın yeniden işlevlendirme sürecini katlara yayılan sunumlarla işleyen Salt Galata’da açılan İşveren Sergisi, Osmanlı İmparatorluğu’nda kadın banilerin inşa ettirdiği yapılarla İstanbul’a odaklanırken çok önemli bir gerçeği gün ışığına tekrar çıkarıyor: Osmanlı İmparatorluğu’nda 16. ve 17. yüzyılda İşveren’in kadınlar olduğunu…

Sergi, çeşmeden küllliyeye çeşitli ölçekteki yapılar için hazırlanan bir harita ile SALT Araştırma Ali Saim Ülgen Arşivi’nden derlenen çizim, fotoğraf ve yazışmaların yer aldığı bu bölümle, 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadın banilerin şehirleşmedeki rollerini incelemeyi mümkün kılıyor.

16 ve 17. yy da Istanbul’da, saray kadınlarının, özellikle Valide Sultanlar’ın isteği ile yapılmış  çok sayıda bina bulunuyor. Bu dönemde yapılanları daha öncekilerden ayıran, bu dönemkilerin ölçek ve ihtişam olarak öncekilerinden çok daha büyük ve anıtsal oluşudur. Sanatatak olarak biz de kadınların yaptırdığı bu binaları, İşveren Sergisi vesilesiyle hatırlamak istedik:

-Avratpazarı semtindeki Haseki Külliyesi

Mimar Sinan’ın İstanbul’daki ilk binası olarak bilinen Haseki Külliyesi, Hürrem Sultan’ın yaptırdığı binalardan. Kadınların yoğunlukla çalıştığı Avratpazarı semtinde, ve daha çok kadınların kullanımına yönelik olarak yapılmış olmasıyla öne çıkıyor.
Bir cami, medrese, imaret, sıbyan mektebi ve hastaneden oluşan külliye, bölgenin o dönemki önemli yeni sosyal yapılaşmalarından birini oluşturuyor.

-Sultanahmet’teki Haseki Hamamı

Yapıldığı arazi nedeniyle ön plana çıkan bir başka yapı da yine Hürrem sultan tarafından Sinan’a yaptırıldı. Bugünkü Sultanahmet semtinde, divan yolu üzerinde yer alan Haseki Hamamı. Saltanatın tören yolu olarak kullanılan divan yolu üzerinde bir bina yaptırmanın, banisini, divan yolunun temsil ettiği güç ve o gücün simgeleriyle özdeşleştirdiği açık. Öte yandan bu bölgede bir bina yaptırmanın imgesel gücünün, o binanın sosyal işlevinin de önüne geçtiği konusunu bugün pek çok mimarlık tarihçisi altını çiziyor. Hamamın formu ve planı itibariyle de etkileyici olduğu görülür. Sinan’ın yapının soğukluk, sıcaklık gibi çeşitli alt öğelerin plandaki yerlerinde yaptığı değişiklik sonucunda ortaya ilginç bir kütlesel uyum çıkar. Haseki, Hürrem Sultan’ın, saltanat soyundan gelmeyen bir kadın olarak yaptırdığı bu yapıların hem ölçek ve yerleşim hem de işlev bakımından Hürrem’in tebaası önünde yüceltilmesine katkıda bulunduğu de yine pek çok tarihçinin ortak görüşüdür.

– Edirnekapı Mihrimah Sultan Külliyesi

Mihrimah Sultan’ın adını taşıyan bir diğer külliye de Edirnekapı’da, yine Sinan tarafından yapılmıştır. Yapı, Doğan Kuban tarafından, hem araziye yerleşimi hem de kütlesi ile tarafından hem Sinan’ın zekasının en belirgin simgelerinden biri hem de barok anlayışının yaratıcı kütlesel bir olgunluğuna 300 yıl önce erişmiş bir yapı olarak tanımlanır. Binanın, Istanbul’daki camiler arasında en aydınlık iç mekana sahip olduğu görüşü de savunulur.

-Üsküdar Mihrimah Sultan Külliyesi

Hürrem ve Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı olan Mihrimah Sultan, sadece Edirnekapı değil Üsküdar’da da bir külliye yaptırmıştır. Yine Sinan tarafından yapılan külliye, Üsküdar’da Boğaz kıyısındadır. Arazinin boğazla ve gerisindeki tepe arasında sıkışmış olması Sinan’ı külliye planlaması için farklı çözümlemeler bulmaya yöneltir. Alışıla gelindiği gibi bir avlu yerine,  ikincil bir revak tasarlar böylelikle bugün hala özgünlüğünü koruyan bir tasarım elde eder. Üsküdar Mihrimah Sultan camii, acaba bu yüzden mi şiirseldir?  Her ne kadar bugün mimarlık tarihçileri, iç mekanının 3 kubbeli plan şeması nedeniyle doğrudan orta mekana geçişini hayal kırıklığı olarak değerlendirse de külliyenin önemli bir özelliği,  konumu nedeniyle deniz ticaretine yaptığı katkıdır.

– Atik Valide Külliyesi

Üsküdar’da, Sultan 3. Murat’ın annesi Nurbanu Sultan tarafından yaptırılan Atik Valide Külliyesi içinde yer alan cami, iki minareli yapılmış, ancak daha geç dönemlerde camiye yapılan eklemeler sonucu, Osmanlı mimarlığında görülmeyen şekilde minareler, caminin iç mekanına dahil olmuşlardır. Sinan’ın mimarisinde alışkın olduğumuz gibi, üzerlerinde az süsleme bulunan cepheler, güzelliklerini oranların ahenginden almaktadır. Cephelerin aksine, caminin içi yoğun süslemelerle, özellikle dönemin meşhur İznik çinileri ile kaplıdır.

– Yeni Valide Camii

Yapımına Safiye Sultan döneminde başlanan ancak, tamamlanması Turhan Sultan tarafından gerçekleştirilen Eminönü Yeni Valide camii, yapısal özellikleri bakımından yenilikçi bir bina olmasa da hemen ardındaki tepe ve Haliç arasına sıkışmış, dar ve doldurma olan arazinin zorluğu göz önüne alındığında, Valide Sultan’ın bu caminin yapılmasını ne kadar çok istediğini bir çırpıda aktarır.

İşveren Sergisi, Salt Galata’da açıldı.

Daha fazla yazı yok
2024-04-25 16:33:43