A password will be e-mailed to you.

Bugün, 14 Aralık sabahının erken saatlerinde, 3 sularında, İkizler Burcu’nda bir dolunay vardı. Koskocaman gökte asılı duruyordu, bazılarımız erken uyanmıştır bugün. Bu dolunayla ilgili hep güzel bir şeyler yazmak istedim ama hep kalem takıldı. Yazamadım bir türlü, oysa Güneş Yay Burcu’nda iyimser ve hoşgörülü olmayı temsil eder ama ben bulamadım bir türlü o iyimserliği, ümidi ve hoşgörüyü. Kuşkusuz bu algının dünyanın neresinde yaşadığımızla yakından ilgisi var. Diğer yandan bu dolunayda duygular ve ihtiyaçlar büyük bir baskı altında. Müthiş bir baskı var gerçekçi, kararlı ve kontrollü olabilmek adına. Genel yorumlar için bu resimde çok önemli bir pazarlığın sembolü var. Pazarlık konularının bir kısmı için dolunayda sonuca ulaşılması ihtimali artıyor ama bunlar kalıcı sonuçlar olmayabilir.

Genel yorumlarda son dolunay, despot gücün ve baskının artışını da vurguladığı için pek iç açıcı değil. Bu yüzden dolunayın kişisel hayattaki detaylarına değinmek istiyorum. Belki sadece bireyliğimize (ruhumuza) odaklanarak bu zor zamanları atlatabilecek bazı cevapları, özgüveni ve sabrı (bir parça olsun) kendimizde buluruz. Belki ancak bu şekilde anda kalabiliriz. Yeni ayda bu uyarıyı yaptığımı hatırlıyorum. Belki de en büyük hatamız geleceğe, dış dünyaya odaklanarak burnumuzun dibinde olanı kaçırdık ve bedeli ağır oldu.

“Sorgulamak” bu dolunayda çok ön plana çıkıyor

Yeni sorular için 19-25 Aralık arasındaki dönem önemli. Yeniden sorular sormak, sabırlı, şüpheci ve meraklı olmak zamanı. Bu döneme ait kararlar yeni bilgilerle ocak ayının sonunda netleşebilir. Her türlü karar ve netlik için biraz sabırlı ve geleneksel metodlarda kalmak ve iyi organizasyon yapmak gerekiyor. Diğer önemli konu ise uzlaşmacı ve diplomatik kalabilmekle ilgili. Bu çerçevede tüm iş ve parasal girişimler için pazarlık yapmak önemli. Ayrıca yardım istemek ve gruplarla birlikte hareket edip, südürülebilir gelişim riskleri almak mümkün. Bunlar için tabii ki şahsi projeleriniz ve işbirliği içinde olduğunuz tüm pojeler ön plana çıkıyor.

Grup çalışmaları ve hedefe yönelik birliktelikler için olumlu bir dönem. Projenize ve kendinize özgü çalışmalarınıza tüm vaktinizi ayırabilirsiniz. Yoğun çalışmaların karşılığını üç aşamada almak mümkün, şubat ve mart ayları ilk iki aşama, mayıs ayının üçüncü haftasını da son aşama olarak hedefleyebilirsiniz. Bu dönem içinde mart ayı yeniden revize etmek ve yeniden ele almak ayıdır. Bu gelecek döneme ait en yakın odaklanmanız gereken hafta ise 19 Aralık haftasıdır. Sonraki aylarda bu haftanın konularıyla ilgili çeşitli gelişmeler ve kararlarla yola devam edeceksiniz.  Hazirana kadar olan dönemde kişisel isteklerinizi önceliklendirebilmek için stratejik, temkinli ve organize olmanız gerek.

19 Aralık’tan sonra pek çok sırrın afişe olduğu bir döneme gireceğiz. Özellikle ocak ayının son haftası bu açıdan sürprizli bir şekilde dikkat çekici olacak. Diğer yandan şimdi hangi sırrın içindeyseniz bunun ocak ayının sonunda ifşa olması ihtimalini de göz önüne almanızı tavsiye ederim. Mümkün olduğunca gerçeklere bağlı kalmanızı tavsiye ederim.

Beşiktaş saldırısından önce yazdıklarım

Değişen taktik ve stratejiler yeni ayrılıklar ve uzlaşma arayışları getiriyor. Çıkar çatışmalarının saflarının belli olması neticesinde hızlı bir şekilde iletişim ve pazarlık stratejileri karar almak gerekliliğini ortaya koyuyor. Toplumu veya belli bir zümreyi ilgilendiren konularda otoritenin aldığı kararların kararı ilgilendiren kişilerle paylaşılması ve eşitlikçi yaklaşımın ön planda tutulması gerek. Ancak bu ideale yaklaşılabilecek çok az kişi ve otorite olduğunu ve bu yüzden bu idealin tam da tersinin gerçekleşeceğini, yani otoritenin elinde tuttuğu gücü, tam da eşitliği yok sayan, bölücü ve tek taraflı olarak icra edeceğini düşünüyorum. Bunun neticesinde ne yazık ki bölünme ve saflara ayrışma fanatik boyutta bir isyanla şekillenebilir.

Yukarıdaki paragrafı kendi hayatınıza uyguladığınızda ve kendi seçimlerinizde olup bitenle kıyasladığınızda bu dönem için birey ve özgün olmanın aslında ne kadar da zor olduğunu hissedebilirsiniz. Şu anda gökyüzündeki sembolik çağrı, hayatı daha anlamlı yaşayabilmek için alınması şart olan bireysel kararlar üzerine olmasına rağmen dolunayla birlikte bunları yapabilmek için dış dünyada karşılaşılan zorluklara yoğunlaşacağız. Tabi bu konu hayliyle nerede ve nasıl yaşadığınızla ilgili olarak çok değişecektir. Ya da alacağınız kararların ne kadar toplumsal veya ne kadar bireysel olduğuyla da alakalı olarak değişim gösterecektir.

Bilinenden ve aşina olunandan özgürleşmek zamanı

Şimdi kendinize bir kez daha kesin ve net olarak bundan sonra hayatınızı hangi prensiplere öncelik vererek yaşamak istediğinizi sormanız gerekiyor. Bu hakkı kendinize özgün bir şekilde tanıdığınız ölçüde gelecekte bu prensiplerle yaşama hakkını elde edeceksiniz. Fakat işin ciddiyetinin yeterince farkında değiliz; bir kez daha sadece inanmak istediklerimize inanmayı seçip bir kez daha rehavet içinde sadece görmek istediklerimizi göreceğiz. Diğerleri bizi ancak bizim otoritemizi aşarlarsa alakadar edecek. Bir kez daha sadece ezip geçmek ve kendimizi haklı görmek tarafını seçeceğiz. Tam aksinin farkında olan bir azınlık olacaktır ama ne yazık ki genel eğilim fanatik saflarda oluşacak.

Bireysel hayatta bu fanatiklik, olaylara ve kararlara sadece tek taraflı bakmak ve şimdiye kadar neye inandıysanız körlemesine bunu devam ettirmek şeklinde olabilir. Aksine, şimdi bilinenden ve aşina olunandan özgürleşmek zamanı. Kaçımız bunu yapabilecek cesarete ve özgüvene sahibiz? Ya da hangimiz bunun elzem olduğunu yeterince fark edebilir?

Özet olarak şunu söyleyebilirim: Mümkün olduğunca bilgi toplamaya ve tarafsız olmaya çalışın, önemli kararlarda sadece kendinize sadık kalarak, hayatın anlamını göz önünde bulundurarak kararlar almaya çalışın. Bu dönemde verilen sözlerin sorumluluğunu uzun bir süre taşıyacağınızı akılda tutarak, sağ duyulu olmaya özen gösterin. Esnek ve yargılamadan kalabildiğiniz ölçüde yaptığınız seçimlerde başarılı olacağınızı hatırlayın.

Bugünlerde kaderinizle yüzleşmeye hazır olun, pür dikkat kesilin çünkü orada sadece kendinizi göreceksiniz. Aynı hızda bu kaderin sorumluluğunu bir başkasına atfettiğinizi ve O’nun aracılığıyla da kaderi yaşadığınızı zannedebilirsiniz. Farklı sorular sormanın tam zamanı! Sorular ve farkındalık özgürleştirir, var mısınız?

Astrolog Meltem Ersoy

Daha fazla yazı yok
2024-04-26 12:38:38