A password will be e-mailed to you.

Zizek, son Spiegel söyleşisinde işlerin demokrasi adına iyi gitmediği yerlere örnek olarak Çin ile Türkiye’yi gösterdi.

Spiegel sordu. Zizek yanıtladı. Söyleşide kendisine sorulan "Ekonomik krizin siyasal krize yol açabileceğini söylüyorsunuz değil mi?" sorusunu yanıtlarken Çin, Singapur ve Hindistan’ın yanısıra Türkiye’yi de örnek gösteren Zizek, kapitalizmin demokrasi olmadan daha iyi işlediğini anlattı: 

"Çin, Singapur, Hindistan ya da daha yakınımızdaki Türkiye gelecekte iyi bir şeylerin  olabileceğine ilişkin bir işaret vermiyorlar. Benim düşüncem modern kapitalizmin tam gelişmiş bir demokrasi olmadan çok daha iyi işlediği bir yöne doğru geliştiği yönünde. Son on yılda Asya değerlerine bağlı sözde kapitalizmin yükselişi beraberinde pek çok şüpheyi ve sorunu ortaya çıkarıyor: Ya Çin modelindeki gibi otoriter kapitalizm, bizim anladığımız anlamda liberal demokrasinin ekonomik gelişmenin koşulu ve sürükleyici gücü olmadığının hatta yolunu kestiğinin bir göstergesi ise ne olur?"

 Spiegel’in "demokrasi, kapitalizm için bir zemin oluşturmuyor. Kapitalizmin gözükmeyen tehlikelerini yok etmek için orada bulunuyor. Bu da demokrasinin, her şeyin ötesinde yeri doldurulamaz olmasını getiriyor." sözlerine şu karşılığı verdi:

"Fakat bunun iddia edilmesi için,tek başına seçimlerin özgürce yapılıyor olması prensibinden çok daha fazlası gerekir. Özgür seçim hakkı bir toplumun her yöne doğru meyletmesine izin verir. Bu anlamda ben kendi adıma Leninist olduğumu söyleyebilirim. Lenin her zaman ironik bir yaklaşımla şunu sorar: Özgürlük- evet ama, kimin için? Ne yapmak için?"
 
Öte yandan kişisel özgürlükler adına toplumsal özgürlüklerin feda edildiğinin altını çizen popüler düşünür Zizek, yaşamımızdaki farklı seçeneklerin alanının yeniden tanımlanması gerektiğinin altını şöyle diyerek çizdi:
 
"Ben kişisel özgürlüklerle dalga geçen ve parti çizgisinin tek hakikat ve gerçek özgürlük olduğunu iddia eden bir Stalinist değilim. Kişisel ve özel alanlarda, Çin de bile seçme özgürlüğünde bir yükseliş söz konusu. Cinsel özgürlükler, seyahat özgürlüğü, ticaret özgürlüğü, zengin olma özgürlüğü gibi alanları kastediyorum. Fakat bunun yeterli olup olmadığını, hatta bu anlamlardaki kişisel seçim özgürlüklerinin bir tuzak olup olmadığını merak ediyorum. Bireysel özgürlükler adı altındaki kazanımlar toplumsal özgürlükler konusunda kaybedilenleri adeta maskelemektedir. Klasik anlamda sosyal refah devletleri yok oluyor. Toplumsal süreçlerin nereye doğru yol aldığını ve nasıl bir toplumda yaşamak istediğimize ilişkin görüşü kaybediyoruz. Bugün artık bireysel özgürlük ihtiyaçlarının dışında, yaşamımızdaki farklı seçeneklerin alanının yeniden tanımlanması gerekiyor."

 

 
Daha fazla yazı yok
2024-04-28 10:17:09