A password will be e-mailed to you.

18. yaşını dolduran Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nin ardından…

İyi bir kitap okursun

İyi bir filme gidersin

Her şey mümkün görünür

Umutlanırsın!

 

Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, 8-18 Mayıs’ta on gün süren festival maratonunu tamamladı. Festival 1998 yılında Ankara’da ilk başladığında Türkiye’nin ilk ve tek kadın filmleri festivaliydi. Bugünlerde Hollywood’dakilerin bile isyanına neden olan sinema sektörünün cinsiyetçi yapısına karşı, dünyadan ve ülkemizden kadın yönetmenlerin filmlerini izleyici ile buluşturuyor, ödüller veriyor, daha geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıyor. 2003 yılından beri de FIPRESCI jürisine sahip dünyadaki ilk kadın filmleri festivali olarak yoluna devam ediyor.  Farklı ülkeler ve kültürlerden filmler, konuklar, paneller, atölye çalışmaları, forumlarla bir şenlik havasında geçen festivaller aracılığıyla  bir yandan da toplumsal cinsiyet ve kadın sorunlarına ait tartışmalara dikkat çekiyor.  

İnadına Festival İnadına Film

Bu yıl Festival hazırlıkları sırasında; bir yandan da ülkemizdeki festivallerin başında Demokles’in Kılıcı gibi sallanan sansür gelişmeleri kaygıyla izlenirken, gösterimi tehlikeye giren filmlerin gösterilebilmeleri için de çareler arandı.  18. “Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali ‘5 Dakikada 18’ Kısa Film Yarışması” nın,  Berrin Balay, Eren Yüksel, Andreas Treske, Pelin Anılan (Genç Kurul Üyesi), İdil Kandil (Genç Kurul Üyesi) den oluşan jürisi;

“…..bu duruma dikkat çekmek ve son günlerde gösterime girememiş ve giremeyecek filmlerle dayanışmak adına jüri görevinden çekilme kararı aldık. Umuyoruz ki yaşanan sıkıntılar boşa gitmeyecek, engelleyici değil destekleyici yasalarla her şeye rağmen sinema sanatı ve festivaller devam edecek. Daha önce bu yarışmaya başvurmuş olan ve tüm kısa film ve belgeselcileri, Festival’ler dışında hiç bir gösterim şansı bulamadıkları halde,  hala bu ülkede film yapmaya devam ettikleri için “kazanan” ilan ediyoruz. “  diyerek jüri görevinden çekildi.

Festival, keyfi uygulama ve her türden baskılara karşı tepki gösterme hakkını kullandı ama küsme hakkını kullanmadı. Festival yapılacak ve belge aranmadan tüm yerli filmler de gösterimde olacak kararı ile yoluna devam etti. İki uzun metrajlı film ile birlikte 45 yerli yapımın yönetmenleri ile de temasa geçilerek filmlerin gösterilme kararı alındı. Bu yıl 18. yaşını kutlayan Festival artık reşit olmuştu, sorumluluğunu başarıyla taşıdı.  Festival geçmiş yıllardan birinde  “Rağmen…” temasını kullanmıştı. Kadınlar zaten her şeyi bir şeylere “rağmen…” yapardı, gene yaptı.

18’in Halleri

Uluslararası Uçan Süpürge Film Festivali 18. yılını kutlarken, festival teması da “18’in Halleri” oldu. Katalog yazımızda  da sorduğumuz gibi;

“….sizin 18’iniz neydi? Hiç 18’iniz oldu mu ve o tek 18’inizde neler değişti? 18’ine bile gelemeyip aramızdan ayrılanlar için dünya yas tutar mı? Daha 18’ine gelmeden iki çocuk anası olanlara, gerdek gecesi bedeni parçalananlara, “rızaları” ile tecavüze uğrayanlara,  bu hiç 18’i olamamışlara bakacak yüzümüz var mı? Ya da kimliğim bu deyip seçenlere pembe-mavi dayatmasına hakkımız, hayatta kalmak için yaşayacak bir yer ararken Akdeniz’in sularına gömülen hiç “18” ler için bir çare arayanımız var mı?” [i]

Tüm bunlara tek cevap sadece sanattan geliyordu.

“18’in Halleri” temasına uygun olarak bu sene Festival; yaklaşık 18-24 yaş arası gençlerden oluşan bir “Genç Kurul” oluşturdu ve  daha önceki yıllarda Festival tarafından “Genç Cadı” ödülü almış olan Damla Sönmez de  başkanlığını yaptı.  Genç Kurul, Festivalin genç aklı oldu. 

Sinemanın farklı alanlarında kadın başarı ve emeğini görünür kılma amacı ile verilen Bilge Olgaç Başarı ödülleri; kurguda Aylin Zoi, görüntü yönetmenliğinde Deniz Eyüboğlu, senaryoda Emine Yıldırım’ın oldu.  Onur ödülü Hümeyra’nın, her daim on sekiz yaş heyecanı ile çalışmaya devam eden bilim insanı Nermin Abadan Unat ise Uçan Süpürge Tema Ödülü’nün sahibi oldu..

On Gün, On Yedi Bölüm

Festivalde uzun, belgesel, kısa ve animasyon olarak 133 film yer aldı. On yedi bölümde, Belçika’dan Gürcistan’a, Finlandiya’dan Kanada’ya geniş bir coğrafyadan film ve konuklar ağırlandı. Birçok film, yönetmeni ya da oyuncusu ile birlikte izlendi.  

“Her Biri Ayrı Renk” bölümünde bir kısmı ortak yapım olan; Fransa, Hindistan, Gürcistan, Hollanda, İtalya, İsviçre, Almanya, İsveç, İspanya, Romanya, Bulgaristan, İsrail, Rusya, Mozambik, Portekiz, Brezilya, Rusya, Belçika’dan gösterilen on iki film Anne Brunswic, Massimo Lechi ve Evrim Kaya’dan oluşan FIPRESCI-Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu jürisi tarafından izlendi. Seçilen film “İsrail Usulü Boşanma” nın yönetmeni  Ronit Elkabetz; filmin hem yönetmeni, hem senaryo yazarı hem de oyuncularından biri.  Daha önce 2005 yılında da Uçan Süpürge’nin konuğu olmuş ve “Kız Almak” filmi ile FIPRESCI ödülü kazanmıştı.  Seçilen film  ve her biri çok değişik coğrafyalardan çok değişik kadınların filmleri; geçen yılın Sundance seçkisinde de yer alan “Viktoria/Maya Vitkova”, Sochi ödüllü “Yıldız/Anna Melikyan” ve her biri adeta bir manifesto gibiydi.

“Yüzleşme” bölümünde ise tarihin karanlık alanları ve böyle dönemlerde kadınların daha da karanlıklaşan hayatı, savaş, cinsel şiddet konulu film ve belgeseller vardı. “Ninemin Dövmeleri/Suzanne Khardalian” belgeselinde yönetmenin anneannesinin dövmelerinden yola çıkarak,  bir Ermeni kadını ve iki küçük kız çocuğunun Adıyaman’dan Beyrut’a uzanan karanlık yolculuğunu izledik, yüz yıl önce olanları anlamaya, çözmeye çalıştık. Teknolojinin sınırsız imkanları ile sınırsız sayıda savaş silahına karşın,  hala en vazgeçilemeyen savaş silahı olmaya devam eden tecavüz ve kadın bedeni.; savaş ganimeti kadınlar ve tecavüzün hala savaş suçu kapsamında mahkum edilemeyişi: “Savaş Silahı Olarak Tecavüz/Anette Mari Olsen-Katia Forbert Petersen).  Ödüllü yönetmen Susan Korda’nın “Salome’nin Burnu” ise  “Savaşın Gölgesinde”  bölümünde acılar üzerinden bir buruk gülümseme ile, savaşın gölgesinde bile gülümsenebileceğini gösterdi.

“Kuzey Işıkları” ile soğuk ülkeler, “Merhaba Komşu” bölümü ile de hem kendi hem gündemi sıcak komşu ülke filmleri; Female Eye , Pembe Hayat Kuirfest, Tricky Women festivalleri de seçkileri ile festivale konuk oldular.

Başlangıcından beri bir şenlik havasında, bir çok farklı mecrayı da Festivale dahil etmeyi seven Uçan Süpürge, bu kez de on gün boyunca farklı mekanlarda forum, panel, tiyatro, oyun etkinlikleri, düzenledi.  Yapım, senaryo, feminist film okuma, yüzleşme ve film müzikleri atölyesi  yapıldı.

Festivalin bu seneki ilginç etkinliklerinden biri de “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karikatür Sergisi” oldu.  Obur mizah dergisi ile birlikte ortaklaşa düzenlenen serginin çağrısına 35 ülkeden 400 karikatür geldi ve aralarında çok ünlü çizerler vardı.  Sanatın yaramaz çocuğu karikatür bir kez daha gülmek için “öteki” ne ihtiyacımızı, iktidarların ve dinlerin gülmekten neden korktuğunu hatırlattı:

“….Gıdıklanmak için ‘ötekine’ ihtiyacımız vardır. …. Kendi tenimize dokunarak kendi canımız acıtabiliriz ama kendimize dokunarak kendimizi güldüremeyiz. Gülmenin tehlikesi buradan başlar. Tenimize, yüreğimize ya da beynimize bir ‘öteki’ dokunmuştur. Kolektiftir!…  ve de bulaşıcıdır….”[ii]

estivali Genç Kurul ve Genç Cadılar Kapattı

Festivalin kapanış gecesi çok renkli geçti. Tüm Genç Kurul üyeleri ve Genç Kurul Başkanı Damla Sönmez ışıl ışıl sahnedeydi. Bir yıl önce 2014 yılının Genç Cadı  Ödülü’nü alan Ayris Alptekin, Soma faciası nedeni ile kapanış töreni iptal edildiğinden ödülünü sahnede alamamıştı. Ayris bu sene kapanış törenine misafir oldu, Soma’da kaybettiğimiz maden işçilerimizi bir kez daha saygıyla anarak, bu sene Genç Cadı Ödülü kazanan Begüm Akkaya’ya ödülünü verdi. Begüm Akkaya ödülünü emekçi kadınlar adına aldığını söyledi. Çok genç ve çok güzellerdi.

Dünyanın dört yanından, her yaştan, her renkten film üstümüze üstümüze geldi. Bazen heyecan ve alkışla, bazen acı, gözyaşı, dayanışma ve kahkahayla. Sinema gene yapacağını yaptı. Sanat ve coşku  hepimize çok yakıştı.

 

 

 


[i] Biz Büyüsek ama Kirlenmese Dünya. 18. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali Festival Yazısı– Festival Katalog. Sayfa:14

[ii]  Treske, G.L. (2015)  Gülmek Bulaşıcıdır-Umalım ki bir büyük salgın çıksın ve dünyayı kurtarsın. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karikatür Sergisi Dergisi, Uçan Süpürge- Obur Mizah. Sayfa: 8

Daha fazla yazı yok
2024-05-03 18:51:08