A password will be e-mailed to you.

İstanbul Bienali ile hareketlenen sanat piyasası, bir nebze olsun bakışı, politik gündem gerilimden uzaklaştırarak, sanatsal üretimlere çevirmesine olanak tanıdı. Bu fırsattan istinaden, KASA Galeri’de açılan ve küratörlüğünü Derya Yücel’in üstlendiği, sanatçı olarak, Cengiz Tekin ve Sedat Akdoğan’ın ortak üretimlerinin yer aldığı “Bir Başka Evrenin İklimi” sergisi üzerine çok da politik mevzulara girmeden gündelik olanın sanat ile olan ilişkisine değinmeye çalıştım.

Sergide yer alan dört video, aslında beş video ki “Olmayanın Bakışı” videosu eş zamanlı olarak, iki kamera ile yolun iki tarafını kayıt alınması ile ortaya çıkmıştır. Ki isimlendirme üzerinden farklılıkların bir sınıflamaya, bir aynılaşmaya uğraması genel olarak toplumsal algıyı da oluşturur. İkili, böyle bir oluşumun görsel kodlarının peşine düşüyor. Videolar her ne kadar yaşam ve ölüm üzerine alegoriler olarak düşünülse de hemen yanıldığımızın farkına varırız. Bakışın gerçekleşmesi kurgusunun kaydını tutan videolar, gerçek denen kavramın oluşumuna dair örnek teşkil etmektedir.

Davranışın gerçeklik ile münasebeti

Son Sürat

Davranışın, söylemin bir tür gerçekliğe kavuşma hali olarak görülmesi neredeyse toplumsal bir mutabakata işaret eder. Galeri girişinde sergilenen “Son Sürat” videosu, ölümün, birilerinin işi olduğu ve beraberinde araçsallaşan doğa, insan ve şehir yaşamına dair göstergeler sunuyor. Cenaze araçları ile şehir merkezinde yarışan şoförlerin, giyim tarzları, tavırları, vites atma, debriyaja basma, sollamaya girme ya da geride kalma durumları bir tür ontolojik göstergeye gönderme yapar. Davranışın salt bir yetkinliğe ulaşması ve daha ötesine gidilememesi, insan değişiminin en önemli göstergesine dönüşmüş durumda. Araçların, şehrin kalabalık yollarından, kırsalın ıssızlığına yol alması ve doğada bir belirsizlikte kaybolması belki de tahrip edilecek doğanın sınırlarını göstermektedir.

Olmayanın Bakışı

Son Sürat  galerinin ikinci odasına vardığımızda, “Olmayanın Bakışı” ile karşılarız. Araçların sesleri, yerini şehrin kat edilmesine bırakır. Bakışı bir bilinmeyen üzerinden sokağa taşıyan ikili, metinsiz bir referansla toplumsal tahayyüllerin tekrardan canlanmasına tanıklık eder. Jacques Lacan “İnsan türünü karakterize eden şey, tam da cesedi, bu insanın yaşamış olduğu gerçeğini muhafaza eden ve bir kabir oluşturan bir şeyle çevrelemesidir.” Simgesel olanın, eylem gibi bir gerçeklik oluşturması onun içgüdüsel varlığını da açığa çıkarır. İnsanların simgesel olanı sahiplenmesi, kendinden bir parça olarak görmesi ve refleks göstermesi, bakışın nasıl manipüle edileceğine dair örnek teşkil eder.

Sıradan olanın ideolojisi

Yuva

Bir merasim havasında geçen “Olmayanın Bakışı”, “Yuva” ve “Gelecekteki Manzara” ile ebedi istirahatgaha ulaşır. Anlatının ve ya oluşun sınırları insan potansiyeline bırakmak ortaya çıkacak her türlü oluşuma hazırlıklı olmayı da gerektirir. “Gelecekteki Manzara” insanların makinelerle doğada bir performans gerçekleştirmesine ve bir şey yıkmadan da bir pazar ağına dahil olabileceğini gösterir. Her insanın kendi potansiyelinde doğayı, yaşamı ve olanları anlatma ve dönüştürme gayreti, dahi ile delilik arasında geniş bir skala oluşturur. Sıradan olanın, kendine ideoloji oluşturma deneyimi olarak da görülebilecek bu durum, ideolojinin bir zamanlar her şeydi ama şimdi yığınlaştı önermesine vardırır.

Gelecekteki Manzara

Taşra, bir yerde kent ile kırsalın ortak bir bileşkede buluşmasıdır. Kırsalın ontolojisi, durağan ve tekrar üzerine kurulu bir söylem birliğini öne sürerken, kent hayatı da dinamiklerinden koparak, göç, alan açma ve talan algısı ile neredeyse tekrardan oluşturuldu. Beton binaların, şehirlerin tek göstergesine dönüşme nevrozu kısa sürede taşranın şehirleşmesine zemin hazırladı. Nüfusun yüzde doksan ikisinin il ve ilçe merkezlerinde ikamet etmesi ve mezarlıkların şehir ile genişlemesi bir tür ölüm ontolojisine evrildi. “Yuva”nın bir mezarlığa dönüşümü dikey bir mimari ile göğe yükselme fantezisi gerçekleşmiş durumda.

Bir Başka Evrenin İklimi” sergisi önceden belirlenmiş bir metne ihtiyaç duymadan, kendiliğinden yolunu bulan bir sanat pratiği sunuyor. Sergi, 25 Ekim’e kadar KASA Galeri‘de gezilebilir.

 

İLGİLİ HABERLER

Pornografik Bir Unsur Olarak Beton Bariyerler

Mitolojiler, Bienaller ve Gerçekler

  

Daha fazla yazı yok
2024-04-27 06:28:36