A password will be e-mailed to you.

Her şey müzisyen, besteci Ben Sizden Kaçtım albümüyle son dönemde çok takdir edilen Can Kazaz’ın bir sosyal medya paylaşımıyla başladı. Türkiye popüler müzik üretim koşullarını her fırsatta eleştirme cesareti gösteren Can Kazaz, bu kez yaptığı müziğin ve sanatçılığının, “halk ozanı”, “kent ozanı”, “üçüncü yeni” gibi kalıplara oturtulmasına karşı olduğunu ifade ettiği yazısında bu başlıkları oksimoron kavramlar ilan ederken Üçüncü Yeni’yle hiçbir ilişkisinin bulunmadığını yazdığı yazısında şöyle soruyordu:

Can Kazaz ve Nilipek Üçüncü Yeni listesi başlığı altında yer alan isimlerden.

“Bu kalıplar içinde ismi anılan isimlerin bile birbiriyle çok az ilgisi varken, benim yaptığımın ikinci yeniyle ne alakası var?

İsim vereyim derken oksimoron kavramlar uyduranlar, numaralandırıp paketleyenler müziğe sanata kötülük yapıyor. Paketlenirsek, yere düştüğümüzde tekmelemek kolay olacak. Bu hep böyle oldu. Bir süredir o paketleri yırtıp çıkmakla uğraşıyorum. bugün canım ister arabesk yaparım, ertesi gün g-funk yaparım, aklıma eser, elektro-akustik müzik bestelerim, o paketine bir türlü sığmam. Yani geçelim artık şu altı boş etiketleri.”

Kazaz’ın bir çağrı niteliğindeki bu ifadesi İkinci Yeni’ye gönderme yapan Üçüncü Yeni ifadesini de sorgulama imkanı yarattı. Kazaz, son olarak “yeni bir neslin vakti geldi diye eski paradigmayla cahilce kategorizasyonun alemi yok. Üçüncü Yeni diye bir liste ismini  tutarsız ve yanlış yönlendirici buluyorum.” diyerek tartışmaşa son noktayı koysa da biz bu hararetli eleştiriden yola çıkarak İKSV Müzik Festivali direktörü yardımcısı, DJ Harun İzer‘e İkinci Yeni‘den hareketle Üçüncü Yeni ifadesi krizini sorduk:

Ortaokul öğrencileri için hazırlanmış bir İkinci Yeni şairleri çizelgesi örneği

Harun İzer :

 “Hepsi geçecek… Kings Of Convenience diyorum”

“Bir yandan çok üstten inmeci bir tanım, ilk kim kullandı bilmiyorum ama yayılmasına Spotify vesile oldu, bu da itirazları biraz körüklüyor (ve haklı da kılıyor). Diğer taraftan da bunun bir benimsenme meselesi var ki genel dinleyici kitlesi (Kalben’i radyoda duyunca sevip de bu yönde bir şeyler arayanlar diyelim mesela) bu tanımdan memnun ve fayda görüyorlar. Ayrıca Can Kazaz’in eleştirisini tabii ki anlıyorum ama diğer taraftan onun kadar oturmuş dinleyicisi olmayan, tanınmayan sanatçıların bilinirliğini artırmak için güzel bir şans. Her tür ismi gibi, bu tanımlamanın da bir süre sonra “modası” geçecek ama bu türde iyi işler yapan sanatçılar, nasıl adlandırılırsa adlandırılsın hep dinleyici bulacaklar. Kings Of Convenience diyorum.”

 

İLGİLİ HABERLER

Kalben: Garip akımından etkilendim

Anıl Mert Özsoy: “Üçüncü Yeni bir ihtimal değil ama varlıkları hoş bir seda” / Üçüncü Yeni’yi tartışıyoruz III

Daha fazla yazı yok
2024-04-26 09:18:14