A password will be e-mailed to you.

Kabına sığamayan bir sanatçının yaşamından resimler, şiirler, anılar: Bedri Rahmi Eyüboğlu. Torun Rahmi’nin aktardığı anekdotlarla Dirimart salonlarında açılan sergisini geziyoruz…

Yıl sonuna birkaç gün kala her galeride birbirinden güzel sergiler açılıyor, adeta yılbaşı armağanı. Kim bilir belki de koleksiyonerlerin, ya da yüksek gelir grubunun değerli yılbaşı armağanları seçmesi için?

Sanatseverler için, daha önce bu sanatçıların resimlerini görme şansı olmamış gençler için ise gerçek birer yılbaşı armağanı! Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Sonsuz Yankı temalı sergisi, Dirimart Dolapdere ve Pera’da açıldı. Torun Rahmi’yle sohbet ederek Dirimart Pera’daki sergiyi de birlikte gezme keyfini yaşadık. Gerçekten bir yılbaşı armağanı. Dirimart’ın Pera’da yerleştiği mekan da İstanbul Modern’in yeni binası yapılırken geçici olarak kullandığı Meşrutiyet Caddesi’ndeki o güzelim bina. Kitapların süslediği dekorda mutlu oluyorsunuz!

Çok Yönlü Sanatçı

Bedri Rahmi Eyüboğlu, resim yapan, şiir yazan, yazma basan, heykel yapan, duygularını sonuna kadar yaşayan, anlatan, maceracı, uçarı, sanatçı ruhlu doğmuş bir insan! Bir o kadar da çalışkan. O kadar çok çalışmış, o kadar çok üretmiş, o kadar çok yazmış, söylemiş ki, eserleri bitmek tükenmek bilmiyor. Sanatçı nasıl yaşar? Üretir ve eserlerini satar. Çoğu zaman yaşarken tadını çıkaramaz bu eser satışının, yaşamak için satar, bazen masa örtüsüne çizdiği kalem karalamayla bir kadeh şarabını ödemek için! Bazen ev kirasını ödemek, bazen yeni boya alabilmek için. Bedri Rahmi de yaşamak için yapıp satmış ama bazı tablolarını o kadar çok sevmiş ki arkasına el yazısıyla satılmayacak diye yazınca oğlu Mehmet de 1989’da not düşmüş: “Ölmek var, satmak yok!”  

İşte dedesinden babasına miras kalan aile serveti eserleri korumak, kollamak ve bunu yaparken gereken kaynağı sağlamak görevini üstlenen Torun Rahmi’nin Dirimart’ın salonlarında sergilenen eserler içinde bunlar da var. Satılmak için değil, bakılmak için!

Nü’ler Şaşırtıcı

Kız Kaçırma

Dirimart Pera’da Bedri Rahmi Eyüboğlu sergisi 4. Katta başlıyor. Sizi ilk karşılayan ünlü KIZ KAÇIRMA tablosu! Bunun ilk kez sergilendiğini açıklıyor, Torun Rahmi. Bir diğer çok önemli eseri ise Hamam; Akademiden birincilikle mezun olmasına neden olan ödüllü eseri. Bu katta daha çok erken dönem eserleri sergilenmiş. Kara kalem çalışmaları, otoportreleri de var ama tabii ki en çok ilgi çekecek olanlar NÜ köşesi. O yıllarda sanatçının bu kadar cesur ve modern çalışması hayret verici.

Gözümü Kara dut Nü’sünden alamıyorum. Öylesine güzel ki. Çıkan bir yangında hasar almış tablonun üst sağ köşesinde yangının izi duruyor. Ama asıl yangın belli ki sanatçının kalbinde “Kara dutum, çatal karam, esmerim!” şiirini yazdıran Rum sevgilisinin yaktığı ateşte!

Nü’ler köşesinde ilgimi çeken bir başka tabloda ise bu kez nü, güzel bir kadın değil, şişman, göbekli bir adam. Meğer o Yahya Kemal değil miymiş! İlahi Bedri Rahmi Eyüboğlu!

Portreler bölümünde ise sanatçının kendi portreleri, eşi Eren Eyüboğlu’nun portreleri, oğlu Memet’in kocaman kara gözlü bir portresi ve onun daha sonra evlendiği Kanada Quebec’li eşi Hugette’in “Gelin” adını verdiği resmi. Ki bu resme bir kuple şiir eşlik ediyor, Hughuett gelin/Uçup gelmiş Kebek den/ak ellerin pırıl pırıl/emekten/

Bu resim ve şiirin Quebec’te bile Gelin adıyla bilindiğini eklesem?

Resimlerin bazılarına şiirler de eşlik ediyor. El yazısıyla yazdığı şiirler. Dirimart Pera’da daha çok küçük boyutlu resimler sergileniyor. Dolapdere Dirimart’taki mekan daha büyük olduğu için oraya daha büyük boyutlu eserlerini asabilmişler. 1950 ile 70’ler arasında yaptığı eserlerden Ebabil Kuşu, Kuşlu Çocuk, Karagöz’ün gemisi ve Mavi Gezi Balığı gibi. Ama Pera Dirimart’taki sergi salonlarından eksi 1. Kattakinde 1975’deki vefatına kadar yatağının baş ucunda duran Yavuz Geliyor Yavuz ve son baş yapıtı Mor Han özellikle dikkat çekiyor. Hele bitiremediği için imzasını atmadığı Mor Han, beni nedense Diyarbakır’a götürüyor, oradaki meşhur kahvaltı yapılan hana, bir duvarda bir kilim asılı, kediler bir yerden yemek yemeye çalışıyor, merdivenler, at arabası, ikinci kattaki boyaması bitmemiş bölüm. Gerçekten çok dokunaklı.

Anadolu Resimleri

Mor Han

Bedri Rahmi’nin yaşam öyküsü de çok dokunaklı. Torun Rahmi’nin anlattığı anekdotlar içinde en çok içime dokunan, 1956’da seçilen 100 sanatçının Anadolu’nun çeşitli il ve ilçelerine gönderilerek resmini yapmalarının istenmesi. Bunlar başında Bedri Rahmi’nin olduğu bir komisyon tarafından seçilip değerlendiriliyor. Resimlerin 98’i sergileniyor. Sergiyi gezen Burhanettin Onat, Kayseri’yi anlatan bir resmi beğenmiyor; çünkü arkada dağlar, önde bir sıpa var. Herhalde bula bula bir eşek mi yapıldı diye kızıyor! Ucube resimlerinizle şehrimizi kirletmeyin diye esip köpürüyor! Bu resimlerden 35 kadarı TBMM’ye girmiş, gerisi ne olmuş belli değil. “Orada 54- 55 tarihli resimler görürseniz, o projeden kalmadır” diye anlatıyor Torun Rahmi!

Kalamış Yazmaları

Sanatçının, sanatın her eve girmesini istediği için yaptığı ve oğlunun eşiyle devam ettirdiği Kalamış Yazmaları da bu dileğinin gerçekleşmiş hali. O yazmaları yapma fikri Paris’te açılan Musee de l’Homme’u gezerken oluşuyor. Her bölümde bir ülkenin yarattığı kullanılabilen sanat eserleri arasında Türk işlerinin olmamasına üzülerek dönüşte baskı tahtalarını yaptırıyor ve eşi Eren Eyüboğlu ile yazmalar yapıyorlar.

Akademik Geçmişi

Sanatçının akademik geçmişi de çok etkileyici: Güzel Sanatlar Akademisi’nde İbrahim Çallı ve Nazmi Ziya atölyelerinde eğitim aldıktan sonra Hamam adlı eseriyle birincilikle mezun oluyor. Ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu bursuyla Fransa’da Dijon ve Lyon kentlerine gidip müzeleri geziyor, Gauguin ve El Greco’nun resimlerinin kopyalarını yapıyor. Türkiye’ye dönerek Anadolu’yu geziyor. Duvar resimlerine Türk motiflerini katıyor. Brüksel’de NATO Genel Merkezi için 50 m2’lik mozaik paneller üretiyor, ki bunlar hala yerlerindeBrüksel Dünya Fuarı’nda Büyük Ödül ve Sao Paulo Bienali’nde Altın madalya almaya hak kazanıyor. Eserleri MOMA, İstanbul Resim Heykel Müzesi, İstanbul Modern, İstanbul ve Ankara Medeniyetler Müzesi ve pek çok koleksiyonda yer almakta.

Kalamış’taki Ev müze Olsa!

Son not: Bu serginin ve içindeki bazı eserlerin satışa çıkarılmasının altında yatan amaç, Torun Rahmi’nin Kalamış’taki Bedri Rahmi Eyüboğlu Evi’ni restore ettirmek istemesi. 5 numaralı daire tarafından koruma altına alınmış binayı keşke müze yapabilseler ama o da bir torunun altından kalkabileceği bir iş değil. Tabii ki aklıma hemen Koç Grubu geliyor. Kalamış Evi’ne sanata bu kadar düşkün ve korumacı Ömer Koç sahip çıkmaz mı? Yeni yıl dileğim olsun!  

Daha fazla yazı yok
2024-04-28 09:37:45