A password will be e-mailed to you.

"Her şey hazır. Açılış saati geldi. Bir iki kadeh şarap yuvarlayıp gerginliğinizi atın. Çoğunluk, açılış saatinden bir saat sonra gelecektir, endişe etmeyin."

Diyelim ki bir "contemporary artist", yani çağdaş sanatçısınız ve Photoshopun tüm nimetlerini kullanarak, 15 günde her biri en az 3 metrekare olan 25 resim yaptınız (Ebatlar elbette önemli; rezidanslar geniş duvarlara sahip. O duvarların büyüklüklerini ve dönemin moda duvar renklerini hesaba katmadan resim yaparsanız baştan kaybedersiniz). Sıra sergi açmaya geldi…

Sanat eleştirmeni ya da benzeri bir arkadaşınıza yazdırdığınız sergi manifestosunu içeren davetiyeyi sağa sola bolca yollayın. Sizi asla kaale almayacak kadar popüler olanlara yollamaktan da çekinmeyin. Serginiz sırasında "Bedri’yi de çağırmıştım, ama işi çıktı herhalde" diyebilmek de bir şeydir.

Sergilerin vazgeçilmez içeceği olan şarabı alırken masraftan kaçınmayın. İçilmeyip bistro masaları üzerine bırakılmış kötü şaraplar tehlike alarmıdır. Herkesin bakışlarını üzerine çeken sülün gibi bir hatunun bir yudum alıp yüzünü ekşitmesi ve başını iki yana sallayarak bardağı en yakın masaya bırakması, domino etkisiyle salonun beş dakikada boşalmasına neden olabilir, aman ha!

Rezidans ahalisinin davetinize icabet etmesi beklentisi içindeyseniz ikram listenize suşi eklemeyi unutmayın. Pek yiyen olmaz, ama kendilerini nivyorkır gibi hissedip mutlu olacaklardır.

Ve en kritik noktaya geldik: İmaj… Yaşınız 40’ın altındaysa Amerika’dan geçen hafta gelmiş havası da verecek bir hipster konsepti şu sıralar idealdir. Kadınsanız, saçlarınızı asimetrik kestirmeyi ya da asker tıraşı olmayı unutmayın. Erkekseniz, kirliden hallice bir sakal ve uzatılıp uçları yukarı burulmuş bıyık ehvendir. Bu işlerden pek anlamıyorsanız, ansiklopedilerden yararlanın. Uçağı ya da sıcak hava balonunu ilk uçuran adam tiplemeleri kılavuzunuz olacaktır. Sıra boyun bağında… Bir diplomatta kravat neyse çağdaş sanatçıda da fular aynı şeydir. İşin şakası yok, yaz kış fark etmez. Bağlayacaksınız! Yazın sıcak bir akşamında yüzündeki boncuk boncuk ter damlacıklarına rağmen ısrarla boynunu sarıp sarmalamış sanatçıların bir bildiği var elbet!

Yaş 40’ı geçmişse, erkeklerde yaşıyla barışık gözükmek esastır. Kadayıfa dönmüş saçları inadına uzatıp arkadan gergince bağlamak, kır sakalları koy vermek elzemdir. Yalnız unutmayın; bu konseptin tamamlayıcısı, şu vücut geliştirme salonlarından fırlamış dar siyah tişörtlü ergenler kadar cesur olmaktır. Dar siyah tişörtünüzün dışa vuracağı tek şey, başını alıp gitmiş göbeğiniz ve bel yağlarınız olsa bile… Boyuna ve bileklere bağlanmış deriden ıvır zıvırı unutmayın. Bunlar, bohemliği çağrıştırır ve 20’lerindeki genç kızlar üzerinde etkili oldukları söylenmektedir.

40 üstü kadınlarda durum biraz farklıdır. Bu kez işin stratejisi, dikkatleri belli bir yere çekip, sanatçı konseptine uymayan yerlerinizi dikkatlerden kaçırmaktır. Mavi ya da patlıcan moruna boyanmış saçlar mükemmel iş görür. Yarım kilodan az gelmeyecek devasa kolyeler de iyi iş görür. Size yağ çekmek isteyecek olanlara bedeninizde övülecek bir şey bulamazlarsa, kolyenizi övme fırsatı tanımalısınız. Deneyin, daha sonra çekeceğiniz boyun ağrısına değer.

Her şey hazır. Açılış saati geldi. Bir iki kadeh şarap yuvarlayıp gerginliğinizi atın. Çoğunluk, açılış saatinden bir saat sonra gelecektir, endişe etmeyin. Gelenlerin bir kısmının duvardaki resimlerin farkına varmamış gibi direkt şaraba yumulmaları ve sohbete dalmaları da normaldir. Kafaları biraz güzel olduktan ve muhabbet edecek mevzular tükendikten sonra gruplar halinde resimlerin önünde birikecek ve fikirlerini söylemeye başlayacaklardır. Gerçi fikirler de "İşte favorim kesinlikle bu!" ve de "İlk görüşte aşk!"tan öteye gitmeyecektir. Sizi tanıyanlar yanınıza gelip "Kesinlikle en güzel sergin bu!", "Ustalık dönemindesin şekerim", "Sana dekoratör diyen Hülya’nın kulakları çınlasın", "Bu mudur? Budur!" gibi yığınla laf edeceklerdir. Bunca gazın anlamı, "Şarabımızı da içtik, müsaadenle uzuyoruz" gibi bir şeydir. Onları öpün ve yolcu edin.

Sanat ya da sosyoloji konusunda az çok mürekkep yalamış olanlar, farklarını belli etmek için yanıp tutuşacaklardır. "Bütünün içinde yalnız bırakılmış figürünün oluşturduğu kontrast, modernitenin yapısal niteliklerinden kaynaklanan ötekileştirmeyi ve ötekinin de alt kimliğini yaşama iradesini koruyuşunu ne güzel aktarmış" der biri mesela. Hangi resimden bahsedildiğini ve böyle bir şey aktarmaya çalışıp çalışmadığınızı kesinlikle düşünmeyin. Aksi halde yüzünüzdeki anlamsız ifade, oluşan sinerjiyi saniyesinde dağıtır. Gözleriniz parlayarak evet dercesine başınızı sallamalısınız. Aynı resim için bir başkası, "Meşruiyeti aşınan statükonun yalnızlaşmasını ve kamusal alanda lanetlenişini eserinde yaşar gibi oldum" derken de başınızı aynı şekilde sallayacağınız için ilgili kişiyi koluna girip, ilk kişiden uzaklaştırmalısınız. Eğer uzaklaştırma şansınız yoksa başınızı iki yana sallayıp, "Herkes kendi özgün konumuna ve formasyonuna bağlı olarak sürecin bir başka boyutunu gözlemliyor, ki sanatın mucizevi gücü de burada!" deyip aradan sıyrılabilirsiniz.

Çirkin kadın yoktur, az votka vardır teorisine binaen, yeterince şarap yuvarlamış konuklarınız yavaş yavaş yanınıza gelip kompliman yapmaya başlayacaklardır. Eğer kadınsanız, yaşınızı yirmi eksik tahmin edebilmek için bir mevzu arayışına girişeceklerdir. Konuyu pat diye yaşa getirmek kolay değildir, ama bir sergi açılışı müdavimi bu konuda yeterli deneyim ve kıvraklığa sahiptir. Eğer yaş komplimanının etkili olduğunu düşünürlerse, bir eserinizi satın alarak süreci ilerletmeye niyetlenebilirler.

Şansınız varsa, şöminenin üzerine birkaç tane ya da ahşap merdivenlerin yanına seri halinde resim almak isteyecek "varlıklı" konuklarınız vardır. Resimdeki bir figürün rengi, evdeki cins köpeğinin tüy rengine benzediği için onu almak istediğini söyleyenler de çıkacaktır. Eee, bu işler böyle…

Son konuklar, bir kahramanla vedalaşır edasıyla sarılıp, abartılı biçimde öpmeye başladığında listedeki birkaç resmin yanında "satıldı" işareti varsa, sizden mutlusu yoktur ve gecenin bakiyesi olan partnerinizle bir bar eğlencesini hak etmişsiniz demektir. Hadi bakalım…

Daha fazla yazı yok
2024-04-28 19:40:44