A password will be e-mailed to you.

Ülkü Duru "okuma tiyatrosu" için, "Seyircinin büyük bir merakla yeni bir şey öğrenmek için orada bulunduğunu hemen hissediyorsun, bu da oyuncu için müthiş bir duygu" diyor.

 

Geçtiğimiz günlerde, Galataperform Yeni Metin Yeni Tiyatro bünyesinde gerçekleşen çok güzel bir etkinlik vardı: Okuma tiyatrosu. İspanyol yazar Paloma Pedrero’nun "Ana, 11 Mart" adlı oyununun okuması, Ayşe Lebriz Berkem yönetiminde gerçekleşti.

Biz de renk, renk; desen desen bir oyuncu grubu olarak sahnedeydik: Ülkü Duru, Ayten Uncuoğlu, Esme Madra, Tuğçe Altuğ, Efe Tunçer ve ben… Sıcağı sıcağına, hemen tiyatronun bu samimi ve sade hali hakkında bir röportaj yapmak istedim. Ülkü Duru, bu röportaj için mükemmel bir isim oldu. Çünkü inema ve tiyatrodaki başarısının yanı sıra okuma tiyatrosu konusunda da oldukça deneyimli bir usta… Ondan öğrenecek çok şey var…

 

Özlem Ünaldı: Biz radyo tiyatrosu kültürünü tanıyan ve seven bir ülkeyiz. Sizce okuma tiyatrosu da Türkiye’de seyircisini/dinleyicisini bulur mu?

Ülkü Duru: Okuma tiyatrosu eğer iyi bir tanıtım yapılırsa ve özellikle gençler bunu ciddiye alırsa, kesinlikle Türkiye’de seyircisini/dinleyicisini bulur.

 

Özlem Ünaldı: Başka ülkelerde ve farklı tiyatro disiplinlerinden gelen oyuncularla da okuma tiyatrosu yaptınız; başka kültürlerden örnekler izlediniz. Sizce okuma tiyatrosu, çağımız dünya tiyatrosunda neye hizmet ediyor?

Ülkü Duru: Yurtdışında defalarca okuma tiyatrolarına gittim; Paris’te de Fransız oyuncularla birlikte okuma tiyatrosu yaptım. Her ikisinde de seyirciden çok büyük bir ilgi vardi. Paris’ te Berkun Oya’nın kısa oyunlarını okumuştuk. Fransız seyirci, genç bir Türk yazarın oyunlarını büyük bir merakla dinledi ve çok beğendi. Yurtdışında okuma tiyatroları rejisorlere, oyunculara, yapımcılara, tiyatro öğrencilerine ve tiyatrosever seyirciye yeni oyunları tanıtmak amacıyla yapılıyor. Dolayısıyla bilinmeyen oyunlar daha fazla kitleye ulaşmış oluyor ve yeni yazarların ya da tanınmış yazarların yeni oyunlarıyla seyirci bir şekilde buluşuyor.

 

Özlem Ünaldı: Denis Lavant gibi özel bir adam da dahil olmak üzere, oyunculuk biçimi ve bizdeki imajı çok farklı olan oyuncularla çalıştınız… Orada yaptığınız okuma tiyatrosunda nasıl bir prova süreci geçirdiniz? Seyirci kimlerden oluşuyordu?

Ülkü Duru: Denis Lavant ve ekibiyle yaptığım prova süreci çok güzeldi. Sanki oyun sahneye konulacakmış gibi masa başı calışması yaptık. Bütün oyuncular son derece disiplinli ve çalışkandı. Zaten ilk provaya geldiklerinde derslerini çok iyi çalıştıkları hemen belli oluyordu. Tutamadıkları bir enerjileri vardı, sanki biraz sonra bir doğaçlamayla sahneye çıkacaklarmış gibiydiler; bu da beni cok etkilemişti. Tabii, seyircinin enerjisi de müthişti. Sahnede okurken seyircinin büyük bir merakla yeni bir şey öğrenmek için orada bulunduğunu hemen hissediyorsun, bu da oyuncu için müthiş bir duygu.

 

Özlem Ünaldı: Kesinlikle! Özendim doğrusu… Okuma tiyatrosunu Türkiye’de yaygınlaştırmak nasıl bir fikir sizce?

Ülkü Duru: Türkiye’de kesinlikle yaygınlaştırılmasından yanayım, böylelikle tiyatroya ve yazarlığa meraklı gençlerin de teşvik edileceğini düşünüyorum.

 

Özlem Ünaldı: Peki, tiyatro sahipleri ve yönetmenleri bu oyunlarla tanışmak için okuma tiyatrosunu takibe başlar mı sizce?

Ülkü Duru: Kesinlikle. Tiyatro sahipleri ve yönetmenler bununla ilgilenir. Genellikle tiyatro metinleri ve senaryolar, okunması zor metinlerdir. Bazen okurken anlatılmak istenen şeyi kafanızda canlandıramayabilirsiniz. Ama karşınızda kanlı canlı oyuncuların, okuyarak da olsa bir metni size aktarması çok ilginç olabilir. Bir oyun sahneye koymak her açıdan zor ve zaman alan bir süreç oldugundan, en azından o oyunun seyirciye ulaşıp ulaşamayacağı hakkında fikir sahibi olmak açısından, okuma tiyatrosunu çok yararlı buluyorum.

 

Özlem Ünaldı: İyi bir okuma tiyatrosu için nelerin bir araya gelmesi gerekir sizce? Çünkü bunun bir "sahneleme" biçimine dönüşmesi, birkaç heyecanlı oyuncunun bir araya gelip oyun okumasıyla olmayacak ölçüde kuvvetli bir şey… Başlangıcı nasıl yapmak gerekiyor?

Ülkü Duru: Tabii her önümüze gelen oyunla çalışamayız; bunun da bir ön elemesi olması gerekiyor. Bunun için de oyunların seçimi için güvenilen yazar, dramaturg, yönetmen,oyuncu… gibi tiyatro adamlarıyla fikir alışverişlerinde bulunup ön çalışmalar yapmak gerekiyor.

 

Özlem Ünaldı: Peki… Bu özel ve çocuksu bir soru: Birlikte yeniden sahneye çıkarız değil mi?

Ülkü Duru: Muhakkak tekrar birlikte sahneye çıkarız. En sevdiğim şey yetenekli genç tiyatrocularla birlikte çalışmak.

 

Özlem Ünaldı: Yaşasın! Teşekkür ederim, övgümü aldım, daha ne isterim… Seyircimizi okuma tiyatrosuna davet etmek için ne söylerdiniz?

Ülkü Duru: Çok değerli seyirci. Lütfen haberini duyduğunuz ilk okuma tiyarosuna gidiniz ve arkadaşlarınızı da götürünüz. Oradan çıktığınızda muhakkak yeni şeyler öğrenmiş olacaksınız.

 

Özlem Ünaldı: Eh, bana da size teşekkür edip, yapacağımız ya da kulağıma çalınan okuma tiyatrolarını duyurmak düşer… İyi dinleyişler…

 

Fotoğraflar: Üstte, bir Ülkü Duru portresi. Alttaki ki fotoğraf, "Ana, 11 mart" oyununun okunma anlarından enstantaneler.

Daha fazla yazı yok
2024-05-03 15:06:19