A password will be e-mailed to you.

Modern zamanlarda kopyacı mirasın tartışmasız lideri Çin… Ülke sadece Eyfel Kulesi’nin birkaç kopyasına sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda Moskova, Sidney, Washington ve neredeyse diğer tüm büyük küresel şehirlerden mimari örnekler sergiliyor. Peki Çin neden bunu yapıyor?

Şanghay, Çin’in geri kalanıyla ortak olarak, son on yılda hızla genişliyor ve bu eğilimin devam etmesi ile şehir yetkilileri, büyümeyi bir dizi yeni uydu kasabaya yaymak için tasarlanmış yeni bir strateji geliştirdi. 2001’de lanse edilen One City Nine Towns planı, ülkenin en büyük şehrinin yoğunluğunun giderilmesine yardımcı olacak dağınık bir model oluşturmaya çalıştı.

Şanghay’daki Batı

Şanghay’daki Thames kopyası şehirden

Her yeni kasabanın farklı bir kimliği olacak, yeni kasaba normunun tekdüze olduğu bir ülkede şehir yaşamı için alternatif modelleri test etmek için kısmi deney ve aynı zamanda Şanghay’ın büyüyen orta sınıflarını orada yaşamaya çekmek için kısmen pazarlama aracı olacaktı.

Sonuç olarak, Çin, Avrupa ve Kuzey Amerika modellerinden esinlenerek on farklı yeni şehir merkezi planlandı. Bir ikinci sınıf ‘şehir’ Songjiang (İngiltere) ve sekiz 3. sınıf kasaba, Anting (Almanya), Buzhen (Kuzey Amerika / Avrupa), Fengcheng (İspanya), Fengjing (Kuzey Amerika), Gaoqiao (Hollanda), Pujiang (İtalya) Luodian (İskandinavya) ve Zhoujiajiao (geleneksel bir Çin su kasabası) inşa edilirken, dokuzuncu şehir olan Zhoupu hiçbir zaman uygulanmadı (Den Hartog 2010).

Thames kasabası (Songjiang, Şanghay’ın güneybatısı) ilhamını Bath ve Oxford‘ın tarihi merkezlerinden, Ebenezer Howard’ın yirminci yüzyılın başlarındaki bahçe kenti hareketinden ve 1960’larda Milton Keynes’in gelişiminden alıyor. İnsanların yaşamlarını iyileştirmeye çalışan büyük ölçekli bir şehir planı… 2003 ve 2007 yılları arasında inşa edilen kasaba, tipik bir İngiliz pazar kasabasının birçok tarihi özelliğini barındırıyor; bir kilise, üç meydan (Aşk Meydanı, Tatil Meydanı ve Belediye Meydanı), arnavut kaldırımlı sokaklar, Gürcü ve Viktorya tarzı binalar, yarı ahşap evler, balık ve patates kızartması dükkanı ve bir birahane.

Asıl motivasyon benzer hayat şartları yaratmaktı

Tianducheng’deki Paris kopyası şehir

Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinden toptan ödünç alınan benzer planlar Çin’in her yerinde görülüyor. Pitoresk Avusturya köyü Hallstatt, Guangdong eyaletinde kopyalandı. Ana meydandan on sekizinci yüzyıl Lutheran kilisesine ve çiçekli balkonlara kadar her şey 2012 yılında orjinalinden kopyalandı.

Yarı doğal göl kenarı ortamı bile, Hallstatt’ın kendine özgü kıyı şeridini andıracak şekilde dikkatle şekillendirildi ve değiştirildi. Ve Thames Kasabasında olduğu gibi, ziyaretçiler, bu kez geleneksel Avusturya askeri üniformasının Çinli versiyonlarıyla karşılaştı.

Bu tür girişimleri eleştirmek kolaydır, özellikle de 1965 yapımı The Sound of Music borulu film müziği ve  Thames heykellerinden Çin Hallstatt’ında… Ancak asıl amaç kent yaşamını iyileştirmekti ve bu çaba hâlâ devam ediyor. Taklitçi kasabalar, yeni şehirler için standart Çin modelinin, her biri kuzey-güney doğrultusundaki sonsuz ızgara şehirlere yol açtığını kabul ederek başka yerlerden öğrenme çabası. Kule bloğu düzenliliği, kasvetli işlevsellik, tıkanıklık, kirlilik ve ruh eksikliğine bir çare arayışı.

Bu yeni yerleşim yerlerindeki asıl motivasyon, insan ölçeğinde ve insanların yaşamak isteyeceği farklı özelliklere sahip mekanlar yaratmaktır. Dolayısıyla batı şehirleri fiziksel olarak kopya edildiği gibi kentsel yoğunluk, yeşil ve sosyal alanlara erişim ve planlı çeşitliliği kopyalamak amaçtır. Gerçekten taklit etmeye çalıştıkları şey yavaş ve kontrollü bir büyüme mirasıdır. Yüzyıllardır süren kentsel büyümeyi, planlanan yeni kasabalara uygulamaya çalışırlar.

Kopya mimari işe yaradı mı?

Çin’deki Paskalya adası kopyası moʻai heykelleri

Bazen kopyalanan ile kopya arasında mantıklı bir bağlantı vardır: Şanghay, Birleşik Krallık’taki bahçe kenti hareketinden One City Nine Towns girişimi için ilham aldı ve zaten şehirlerden biri İngilizdi. Alman kasabası Anting, aynı zamanda, bir Alman mimari tarzı geliştirmek için doğal bir yer olan Çin’deki Volkswagen‘in eviydi. Hangzhou, geleneksel bir su kasabası olarak ünlü ve Venedik’i kopyalamak için en uygun yerdi.

Çoğu projede sonucun, düğün fotoğrafları çeken Çinli turistler dışında, terk edilmiş kasabalar olduğunu görüyoruz. Ancak Thames kasabası örneğindeki gibi yaşam kalitesi orada kalmak için belirleyici bir faktör oluyor ve topluluklar orada kök salmayı seçebiliyor.

Original Copies (2003) kitabının yazarı Bianca Bosker, kendi Eyfel Kulesi, Champs-Élysées ve Haussmann döneminden kalma binaları ve kaldırımlara dökülen kafelerle tamamlanmış Hangzhou’nun eteklerinde Paris’in bir kopyası olan Sky City‘yi yeniden ziyaret etti. Başlangıçta 2007 yılında 10 bin kişiye ev sahipliği yapacak şekilde tamamlanan şehir, 2017 yılında Bosker’in görüşme yaptığı geliştiriciye bağlı olarak 14 bin ila 40 bin kişi barındıracak şekilde büyümüştü. Paris kafeleri ve pastaneleri otantik görünse de, tamamen Çin’in damak tadına hitap ediyordu. Bu taklit kasabaların çoğunda, Avrupa açık balkonları camla kapatılmış ve Çin geleneklerine uyması için lavabolar eklenmişti ve sebze bahçeleri ve yenidünya ağaçlarının yanına bambu çitler dikilmişti.

Evet, bu tür planlarda bir yenilik değeri var, ancak bunlar tema parkları değil. Bunlar insanların yaşadığı ve çalıştığı yerler. Ödünç alınmış ve çoğaltılmış miras, hem onları pazarlayanlar için bir sembol hem de daha iyi bir yaşam kalitesi için bir motif…

 

Kaynak: John Darlington – “Sahte Miras: Neden Anıtları Yeniden İnşa Ediyoruz

 

İLGİLİ HABERLER

Pastadan Mimarlığa Replika Sorunu

EIFFEL’in etrafına Paris’in en büyük bahçesi inşa ediliyor

Daha fazla yazı yok
2024-11-01 00:38:55