A password will be e-mailed to you.

M.S.Ü. Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi, sanat eleştirmeni ve küratör Ali Akay, Gezi Parkı’nın Ardından Politik Sanat başlıklı anketimizin sorularını yanıtladı.

Sanatatak: Bir sanat yapıtı nasıl politik olur? Olmak zorunda mıdır?

Ali Akay: Bir sanat eseri, eğer eser değerindeyse, zaten politiktir. En başta, sanat politikasına aittir; yani daha evvelki klişelere karşı bir direnme ve mücadele söz konusudur. İkinci olarak, sanatçı zaten içinde bulunduğu politik atmosfer içinde eser üretmektedir; üçüncüsü, güncel sanatlar bugün medyanın haber  yapmadığı olayları konu edinerek,  sadece yaratı değil iletişim imkânlarını da sunmaya başlamıştır; dördüncüsü, belgeler üzerinden eser yapan sanatçılar geçmiş politik durum ve sosyal vaziyet ile bugün arasındaki gelgitleri ortaya koymakta ve “blok-belleği” meydana getirmektedirler. Bu kişisel veya kolektif bellek olarak okunabilmesine rağmen zaten her kişisel bellek kolektiftir. Çünkü her birey, bir çokluktur ve kolektiftir. Politik olmak için politik olan sanat yapma biçimleri ise ortama ve bağlama göre çalıştığından geriye kalma ihtimallerini düşünmemekte demektir. O zaman, sanat tarihinde çok örneğini gördüğümüz gibi “propaganda” olarak adlandırılabilecek bir veri olarak kalmakta (ya iktidarın aracı veya gelecekte iktidara gelme potansiyelindeki muhalefetin aracı olarak kalmak tehlikesine düşmekte) ve sanat eseri olmaktan uzaklaşmaya doğru gidecek bir oluşa geçmeyi kabul etmek anlamına gelmektedir.  Politik olan, sanatın kendisi ve sanatçının  her zamanki söylemidir. Delaunay, ay ve güneş ışığını aynı anda zıt olarak kullanmayıp da ikisini birbirlerini tamamlayıcı ve farklı derecelerdeki ışık olarak kullandığında mesela, karanlık ve ışık karşıtlığı üzerine olan bir resim anlayışına karşı mücadele vermekteydi ve politikti. Politika, “Le” politique ve “la” politique olarak ayrılmakta Fransızcada. Biri bizim bildiğimiz siyaset anlamındaki (Arapçadan gelen seyislik mesleğine gönderme yapan) kelime; diğeri ise yukarıdaki ressamdan örneklediğim politika ki bu direnmenin ve mücadelenin kendisi (pratik bir teori anlamında tıpkı Althusser’in bir zamanlar kullandığı anlamda).

 

Sanatatak: Politik açıdan etkili olduğunu düşündüğünüz bir sanat yapıtı örneği verir misiniz?

Ali Akay: Yukarıda  bir örneğini verdim Delaunay; ama o kadar çok örnek var ki hangisini vermem gerektiğini bilemiyorum. Beuys’ün eserlerindeki politik olanı görebilirsiniz: enerji birikimi ve transferi, ekolojik bir eser olan “yedi bin meşe ağacı” vb. Beuys’den yola çıkan Sarkis aynı tip bir politikayı sürdürmekte bugün: enerji ve geçirgenlik malzemeleri… Seza Paker, ister İsrail-Filistin meselesindeki bugüne gelen durumu ele aldığı “The Long March” videosunda olsun veya “İsimsiz(Park)” videosunda, Afgan mültecilerinin durumunu, ifade özgürlüğü bağlamında D. Buren’in Venedik Bienali Giardini’deki Tonelle’iyle kıyasladığında politik bir eser yapmakta.  Burak Delier, üç tabloyu monokrom olarak resmettiğinde, bankaların kültür politikalarına göre bir araştırmanın boyutlarını gösterdiğinde politik bir eser üretmekte. Aslı Çavuşoğlu, cinayet üzerine kurduğu videosunda, sanat dünyası ve suç dünyası arasındaki ilişkilerle politik bir eser yapmakta. Guy de Cointet, yazı üzerine yapmış olduğu çalışmalarında bir akıl politikasının eleştirisini yaptığında, politik bir eser üretmekte. Ömer Uluç, 1999 İstanbul Bienali’nde, İstanbul depremi üzerine yaptığı ikili tablosunda politik bir “çığlık” ortaya atmaktaydı ve diğer birçok örnek.
 


Sanatatak: Günümüz sanatı içinde siyasetin ne tür bir rolü olduğunu düşünüyorsunuz?

Ali Akay: Yukarıda anlattığım anlamda tabii ki; zaten sanat yapmak demek politikanın kendisi. Mikro politikalardan kaçıldığı zaman veya metafor yapılmadığı, hayat hikayesi anlatılmadığı zaman, çoğunlukla, iyi eserler ortaya çıkmakta.
 


Sanatatak: Sanatın toplumsal alandaki rolü ve etkileri nelerdir?

Ali Akay: Sanat, toplumsal alanın bir parçası zaten. Eğer “alan” [champ] kavramından söz ediliyorsa, Bourdieu’nün kullandığı anlamda sanat alanı, içinde çeşitli sanatsal güçlerin (hakim olan her biri farklı pozisyondaki sanatçıların aralarındaki mücadele –ekonomik ve kültürel kapital– vb. gibi) ve onlara karşı verilen çalışmaların mücadele içinde olduğu bir yer olarak tarif edilmekte. Bu anlamda, “alan” zaten politik mücadelenin bir parçası olarak gözükmektedir.

 

Görsel 1: Mydocumenta üzerinden; Joseph Beuys, 7000 Oaks [7000 Meşe], 1982

Görsel 2: Galerist üzerinden; Seza Paker, The Long March [Uzun Yürüyüş], 1999
 

Daha fazla yazı yok
2024-05-13 20:01:20