A password will be e-mailed to you.

İster Marksist ister queer çalışmalar bakış açısıyla mercek altına alınsın, Andy Warhol’un üretimleri incelendiğinde atlanan hep aynı şey, ırk ve köken…

Andy Warhol, yüksek sanatı kitle kültürüyle tanıştırmasıyla öne çıkarılır. Sanattaki gizemi azaltan sanatçı, Campbell’s çorba konserveleri ve Marilyn Monroe baskıları gibi örneklerde sıradan nesneleri açık sanat eserlerine dönüştürmüştür. Onun dehası, bu estetik ürünleri ortaya çıkarmak için mekanik bir üretim aracı olan serigrafi kullanmak ve yağlı boya ile makine yapımı eşya arasındaki boşluğu kapatmakta yatar. Sonuçta yağlı boya bir burjuva sanatıyken, serigrafi özel bir yetenek gerektirmeyen, kolayca öğrenilebilen bir beceridir.

Andy Warhol’un ırk ve köken meselesi

Warhol, resmi modası geçmiş bir uygulama haline getirerek resmi mantıksal ve tarihsel sonuna sürükledi. Daha da önemlisi, Marcel Duchamp’nın örneklediği gibi sanatın saf bir faaliyet olmasına yardım ederek, düşünmeyi değiştirdi. Marksizm ve tarihsel ilerleyiş inancına dayanan bu görüş, yıllardır hüküm sürüyor. Sorun şu ki bu bakış Warhol’un sanatının içeriğini görmezden gelir.

Kasım 1963 sayılı ArtNews’de yer alan “What Is Pop Art? Answers from 8 Painters” (Pop Art Nedir? 8 Ressamdan Yanıtlar) başlığıyla çıkan röportaj serisinde Warhol, “Bence herkes bir makine olmalı” ve “Bence herkes herkesten hoşlanmalı” der. Bazı eleştirmenler sanatçının burada sanata ve hislere olan güvensizliğinin altını çizdiğini söyler ancak birçokları da burada Warhol’un iması queer’lerin varlığını ve herkesin istediği gibi olup bir arada yaşayabilmesine dair dileğini işaret ettiğini söyler. O günün şartlarında sansürlendiği için sözleri kapsamından çıkarılmıştır.

İster queer çalışmalar ister Marksist açıyla incelensin gözden kaçırdığımız, Andy Warhol’un ırk ve köken ile olan ilişkisidir. Çünkü ilk kez 1962’de söylediği sözler 1964 Medeni Haklar Yasası öncesinde aslında farklı ırk ve kökenlerin bir arada oluşunu desteklemek için olabilir.

İşlerine yüzeysel olarak bakmak yeterli…

Warhol, 1961 tarihli çıkış resmi olarak kabul edilen çalışması “Before and After” (Öncesi ve Sonrası) ile ucuz bir estetik operasyon reklamını büyük bir kanvasa taşır. Siyah beyaz illüstrasyondaki büyük Semitik burna sahip kadın estetik müdahale sonucu küçük Aryan bir burna sahip olmuştur. Buradaki Yahudi burunu sadece bir burun değildir. Burada da Yahudi burnuyla kökleri Orta Çağ’a dayanan Yahudi stereotipleştirmesini eleştirir. Burun ötekileştirmenin sembolüdür. Tıpkı siyahlara ten rengiyle, Asyalılara kısık gözlerle yapıldığı gibi… (Burada bir diğer dikkat çekici nokta da kendisinin bu işten 3 yıl önce, 1958’de geçirdiği burun estetiği operasyonudur. Çünkü sadece burun değişimi, onun beklediği kabulü getirmemiştir.)

Sanatçı, 1964 tarihli dört panelli tablosu Race Riot (Irk İsyanı) ile yine ırk meselesini kanvasa taşır. Polis köpeğinin ısırdığı geri çekilen bir siyah adam, köpekleri tutan iki polis ve bu olayla hiç ilgilenmeden başka bir yöne bakan siyah kalabalık. O siyah kalabalık neden başka bir yöne bakmak zorundadır? Bu sorunun cevabı Warhol’un “Beni anlamak istiyorsanız filmlerimde ve resimlerimde yüzeyde görünene bakın” sözünü bilenler için hiç de zor değil.

1972 tarihli Mao, Mao’yu kırmızı bir yüz, sarı dudaklar, mavi gözlerle resmederken politik bir amaç mı gütmektedir yoksa onun renkleri ile oynayarak ırk ve köken farkını ortadan kaldırmaya mı çalışır? 1986’daki “Cowboys and Indians” (Kovboylar ve Yerliler) ile John Wayne, General Custer, Annie Oakley ve Teddy Roosevelt ile Oturan Boğa’yı, Geronimo’yu resmederken amacı Hollywood’un yaptığı gibi tarihi beyazların gözünden “aklayarak” yazmak mıdır yoksa bunu yapanları eleştirmek midir? Cevabı için dediği gibi işlerine yüzeysel olarak bakmak yeterli…

 

İLGİLİ HABERLER

“Pop”tan önce Andy Warhol

Dünden bugüne Andy Warhol

Daha fazla yazı yok
2024-05-02 08:54:04