A password will be e-mailed to you.

Sardis Antik Kenti’nde yer alan, antik dünyanın bilinen en büyük sinagogundan tarihi eserler Manisa Müzesi’nde sergilenecek.

Manisa’da yer alan ve M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda Lidya Krallığı’na ev sahipliği yapan Sardis Antik Kenti’ndeki tarihi sinagogdan değerli eserler, Manisa Müzesi’nde sergilenmeye hazırlanıyor. Zamanında Lidya Krallığı’nın başkenti olan Sardis’teki sinagog, 60 yıldır süren kazılar sonucu tamamıyla ortaya çıktı. Tarihi ibadet yerinin 1000 kişi alabilecek kapasitede olduğu söyleniyor.

Salihli yakınındaki kazı yerinden çıkarılan ve farklı çağlara tarihlenen diğer eserler arasında, antik şehrin hisarından bir bölüm, Lidya döneminden kalma bir altın rafineri, İyon döneminden bir Artemis tapınağı ve Roma döneminden bir hamam ve gymnasium bulunuyor.

Sardis Antik Kenti.

120 metre uzunluğunda ve 18 metre genişliğindeki sinagog, Roma imparatorluğunun geç döneminde Sardis’teki Yahudi toplumunun çekim noktasıydı. Sinagogun yakınında ortaya çıkan daha yakın dönemlere ait Musevi mezarları da bölgedeki eski Yahudi varlığına kanıt oluşturur nitelikte. Osmanlı’da, özellikle batı Anadolu’da 19. yüzyıl ortalarına kadar yaklaşık 50 bin Yahudi nüfusu yaşıyorken, Manisa’da bu sayı 2 bindi.

Sardis’teki Yahudi yerleşiminin M.Ö. 3. Yüzyılda, Seleukos kralı III. Antiokhos’un, Yahudileri Babil ve diğer yerleşim yerlerinden Sardis’e taşınmaya cesaretlendirmesiyle başladığı tahmin ediliyor. Antik şehir ilk olarak Pers akınlarıyla birlikte Lidyalılardan Perslere geçmiş, Büyük İskender’le birlikte de Perslerden Makedonlara geçmişti. İskender’in ölümü sonrası Seleukos İmparatorluğu’na geçen Sardis, en son Roma’nın hakimiyetine girdi. Sardisli Musevilerin dini haklarını garanti altına alan Roma kanunlarından 1. yüzyılda yaşamış tarihçi Flavius Josephus bahsetse de sinagogun yapımının, ibadethanenin altında keşfedilen 3. yüzyıla tarihli sikkeler dolayısıyla daha sonraki bir tarihte yapıldığına inanılıyor.

Sardes’te yer alan Artemis Tapınağı’ndan kalanlar.

2008’den beridir Sardis kazı çalışmalarının başkanlığını yürüten Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden Prof. Nicholas D. Cahill, Al-Monitor’e yaptığı açıklamada sinagogun İlk Çağ’ın en büyüğü olma özelliği taşıdığını söyledi.

Sinagog kazısında bulunan tüm eserler, Manisa müzesinin restorasyon çalışmalarının ardından seneye sergilenecek. Kazıdan çıkarılan önemli eserler arasında Musevilerin din ritüelleri için önemli olan menora imgeleri ve parçalarıyla antik şamdanlar yer alıyor. Restorasyon çalışmaları sırasında ayrıca Roma dönemine tarihlenen ve sinagog bağışçıları olduğu anlaşılan 89 ismin yazdığı yazıtlar da bulundu. Sinagogun zemininde bulunan 1400 metrekarelik mozaiklerse, şehirde o dönem yaşan Yahudi topluluğun zenginliğini gözler önüne seriyor.

Menora şamdanı.

ABD’li arkeologların ilk olarak 1900’lerin başında başlattıkları kazı çalışmalarının devamında, Harvard ve Cornell üniversitelerinden ortaklaşa bir ekip, 1962 yılında sinagogu bulmuştu. Altmışlarda restore edilen objeler arasında sinagogun ön avlusunda bulunan ve gelenlerin ibadetten önce başlarını yıkadıkları bir havuz da bulunuyordu.

Sasanilerin 7. Yüzyılda Sardis’i yağmalamasının ardından sinagog önemini yitirdi ve bölge büyük çapta bir Hristiyan dini merkezi halini aldı. Yuhanna İncil’inde bahsi geçen ve erken çağ Hristiyanlığının en büyük mabetlerinden Yedi Kilise’nin üçünün (Sardis, Thiatira, Philadelphia) Manisa’da yer alması da bunun bir göstergesi.

Kazılar için en büyük iki sponsor Harvard Sanat Müzesi ve Cornell Üniversitesi olurken, 100’den fazla sayıda organizasyon ve kişi Sardis’teki arkeolojik çalışmalara finansal destek verdi.

Daha fazla yazı yok
2024-05-03 16:05:36