A password will be e-mailed to you.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası talep edilen Mehmet Aksoy anlatıyor: “Anlaşmazlığı savunmuyorum. Benim derdim tam tersine anlaşılabilmek. Sanat yaşamdan kaynaklanmalı ve anlaşılır olmalı bence.”

İlk Resmim Bir Tarla Kuşuydu

İlkokul birinci sınıfta yaptığım ilk resim bir tarla kuşuydu. Hoca hanım resmi almış beni sınıf sınıf bütün okula, hocala göstermişti. Bu hocanın hayatımda önemli bir yeri vardır. Bende ilk sanat bilincini ve hevesini uyandıran, beni sanata yönlendiren babamı, beni köy enstitütüsüne değil de, liseye oradan da Akademi’ye göndermeye ikna eden odur.

Amerikan askerlerine tabak yapıyordum

Akademi’ye girdiğimde heykeltraş olacağımı hiç düşünmüyordum. Hep ressam olmak vardı kafamda. Ama modlaj dersinde Prof.Şadi Çalık yaptığım büstü görünce “Boş ver resmi sen heykeltraş olmalısın” dedi. Ve de öyle olduk sonunda. Öğrenciliğim parasal zorluklar içinde geçti. Kalorifer döşeme işçiliği, konfeksiyonculuk, seyyar satıcılık, bibloculuk, tabelacılık, yapmadığım iş kalmadı. En sonunda bakır tabaklara yaptığım kazıma portreler, camii resimleri kurtardı bizi, en çok da Amerikalı askerler yaptırıyordu. Amerikalı askerler de nereden çıktı diyeceksiniz. Anlatayım. Biliyorsunuz 1952’de Türkiye Nato’ya girdi. O günden bugüne Türkiye’nin dört bir yanı US Amerikan üsleriyle doldu. (…) İşte bu üslerin Amerikan askerleriydi bunlar. Ve de tabii eşlerine, dostlarına orjinal oriyental el işlemeli hediyeler gönderiyorlardı ucuzundan. Biz de yapıyorduk geçim derdine.

Batı Berlin’de 2 sene heykel yapmadım

Akademi’de heykele Yunan’dan, resme Fransa’dan, empresyonizmden başlanır. Üstünde yaşadığımız Anadolu’nun 3000 yıllık kültürü “ekstradan salata” gibi verilir. Yani yok sayılır. El yordamıyla bulursunuz her şeyi. Tesadüfler ve kendi gayretiniz kurtarır size. İşte böyle benim gibi Asur’u, Mısır’ı hatta İslam Sanatı’nı İngiltere’de keşfedersiniz. İngiltere’den Batı Berlin’e gelme fırsatı çıkınca tereddütsüz karamı verdim. Batı Berlin’de iki sene heykel yapmadım. Nereden nasıl başlayacağımın araştırmasa ve telaşı içindeydim. Batı Berlin’deki politik, kültürel yaşamın hareketliliği, çekiciliği ve bunun içinde aktif yer almam yaşamla sanat arasındaki bağlantıyı kurmama ve toplumcu gerçekçiliği benimsememe yardımcı oldu.

Sanat Anlaşılır Olmalı

Şimdi çıkmaz bir yolda olmadığmın bilincinde güvencindeyim. Anlaşmazlığı savunmuyorum. Benim derdim tam tersine anlaşılabilmek. Sanat yaşamdan kaynaklanmalı ve anlaşılır olmalı bence.

Yukarıdaki metin, Yaşam Öyküsü’nden isimli, sanatçının Jale Necdet Erzen tarafından yazılan 1996 yılında Bilim Sanat Galerisi tarafından yayınlanan kitabından alıntılanmıştır.

 

Daha fazla yazı yok
2024-05-16 07:43:41