A password will be e-mailed to you.

“Bak, Dinle, İzle” isimli illüstrasyon performansı, bir yandan Çatalhöyük gibi adeta büyülü bir tarih yerleşiminin keşif anılarını dinlerken, bir yandan da bu tarihe ait en çarpıcı sanat eseri bir duvar resminin yeniden canlandırılmasına tanıklık etmemize olanak verdi.

Geçtiğimiz hafta, İngiliz Ticaret Odası, İngiltere Ticaret ve Yatırım Ajansı ve Ankara’daki İngiliz Arkeoloji Enstitüsü stratejik ortaklığı ile İngiliz Konsolosluğu’nda “Kültürel Miras” konulu özel bir toplantı düzenlendi.

60 yılı aşkın süredir Türkiye’nin tarih ve tarih öncesi döneme ait büyüleyici mirasın korunup ortaya çıkarılması amacıyla çalışmalarını yürüten İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nün en önemli çalışmalarından biri,  ünlü arkeoloji Profesörü James Mellaart (1925-2012) tarafından keşfedilerek dünya kültür mirasına kazandırılan Çatalhöyük Antik Kenti’dir.

Toplantıda Profesör Mellaart’ın oğlu ve İngiliz Ticaret Odası Derneği Genel Başkan Yardımcısı Allan Mellaart, babasının keşifleri süresince bulunduğu Çatalhöyük’e dair deneyimlerini aktardı. Allan Mellaart, bir bilim adamının oğlu olarak çocukluğunun ilk yıllarını Çatalhöyük’te geçirmişti. Babasının keşif esnasında yaşadığı zorlukları, kendisinin bir çocuk olarak Çatalhöyük buluntuları arasında oynadığı oyunları, bir çocuğun gözünden Çatalhöyük’ü ve arkeolojik bir keşfin hikâyesini dinlemek etkileyiciydi.

Şeli Sanat Projesi sanatçısı Erhan Cihangiroğlu, Allan Mellaart deneyimlerini aktarırken, 15 dakikalık bir performans gerçekleştirdi. “Bak, Dinle, İzle” isimli illüstrasyon performansı, bir yandan Çatalhöyük gibi adeta büyülü bir tarih yerleşiminin keşif anılarını dinlerken, bir yandan da bu tarihe ait en çarpıcı sanat eseri bir duvar resminin yeniden canlandırılmasına tanıklık etmemize olanak verdi.

James Mellaart Çatalhöyük kazılarına 1961’de başlamış ve Anadolu’da ilk yerleşik hayata geçen topluluklar üzerine önemli bulgulara ulaşmıştır. Neolitik Çağ’da yerleşik hayata geçilmesini keşfetmek, tarih sahnesi açısından çok önemli gelişmelere yol açmıştır. Çatalhöyük buluntuları arasında en ilgici çekici olanları ise evlerde bulunan duvar resimleri ve sanat eserleridir.

İlkel mağara resimlerinden sonra Neolitik Çağ’da karşımıza çıkan bu eserler, Mellaart’ın yorumuyla dini ve törensel öneme sahipti ve tanrıları temsil ediyordu. Duvar resimlerinde genellikle yabani hayvanlar özelliklede yaban sığırı ve yırtıcı kuşlar bulunuyordu.

Primitif sanat eseri, kişinin çevresi ile kurduğu gündelik ilişkiden beslenir. Resimlerde genellikle av sahnesi tasvir edilir ve böylelikle bir ritüel gerçekleştirilir. Sanatçı Erhan Cihangiroğlu, Allan Mellaart anılarını aktarırken, Çatalhöyük kazılarında bulunan bir duvar resminin kopyası üzerinden, doğaçlama illüstrasyonla bir Neolitik duvar resmini simüle ederek izleyici/dinleyiciyi bir ritüelle buluşturdu.

Bu haliyle, gündelik bir anlatımın sanat eseri aracılığıyla tasvir edilmesi, izleyici/dinleyiciyi primitif sanatın gündelik pratiklerini düşündürmeye sevk ediyor.

Daha fazla yazı yok
2024-05-15 08:45:29