Selçuk Altun ülkesinde yaptığım -yazardan ilhamla- ‘safariden’ başka birisi olarak döndüm. Dinlediğim hikayeler, gezip gördüğüm mekanlar, tanıştığım kişiler, kulağımdaki farklı sesler ve elbette: Not aldığım onlarca kitapla..
Rastlantı, tesadüf, şans, kader- kısmet, alınyazısı.. Her ne ise… Herkesin kendi meşrebince bir isim takabileceği bu büyük köşe kapmaca aynı zamanda insan hayatının en flu ve anlaşılmaz döngülerinden, açmazlarından biri değil mi? Nurinisa Eroğlu'nun kaleminden Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ı...
Oral Çalışlar, "Çocukluğumun Tarsus'u"nda 1940'ların sonundan başlayarak doğup büyüdüğü, kimliğinin gelişmesinde özel bir yeri olan Tarsus'u belleğinde birikenlerle anlatıyor.
‘Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının babası vakti zamanında Kur’an yakmıştır’ şeklindeki yazı ve haberler en hafif deyimle abesle iştigal değil midir? Gerçeğin bu denli açık tahribatı, yaşamı boyunca bu konularda en yüksek düzeyde ilkeli ve dikkatli olan Mehmet Akif’e de de hakaret değil midir?