A password will be e-mailed to you.

Ferhat Tunç,  30. sanat yılı için bir yıl sürecek konserleri İzmir’den başlattı. Konserin iki önemli konuğu, Sırrı Süreyya Önder ve Selahattin Demirtaş,  Tunç’la birlikte ‘Dersim Dört Dağ İçinde’ türküsünden bir bölüm söylediler.

Placido Domingo, Luciano Pavarotti ve Jose Carreras’dan oluşan Three Tenors, malum; ortak çalışmalarında  dünyayı ayağa kaldırmışlardı. 
Bakalım; “Dersim Trio”,  İzmir’e ne yaptı?
 

1. Sahne duruşu: Üç isim de yıllardır on binlerce kişinin karşısında söz söylemiş olmanın getirdiği  profesyonel rahatlıklarıyla,  tereddütsüz 10 puanı hak ediyor.

2. Performans öncesi söz-sohbet-espri faslı: Selahattin Demirtaş’a, Ferhat Tunç’un yaşı ve  konserin bağlamı ile ilgili yaptığı ‘şaka’lar için; sıfır puan. Öte yandan,   ‘Kaz Arkadaşları’ esprisini, Sırrı Süreyya’nın Taksim- Gezi Parkı olaylarında yediği gazlara göndermeyle   ‘Gaz Arkadaşları’ olarak düzeltmesi… Peki: Sekiz Puan!
Buna karşılık Sırrı Süreyya Önder -kimilerine göre samimi, kimilerine göre esasında bir ‘proje’ olarak devam ettirdiği-  yöresel diliyle ‘polisin attığı var ya aha o!’ derken, her zamanki gibi;  şahane… Lakin: Evet; dönüp sevgi ve muhabbetle bakarak söyledi…  Gördük, ama yine de ‘Gaz Arkadaşları’na ‘Bunlar’ demek!.. Çok fena!..nın da ötesinde: Eksi puan! 

3. Ve icra: Ferhat Tunç, diğerlerine ‘deplasmanda’ olduklarını -nezaketle- hissettirerek, kendinden emin ve güvenle geliyor sahneye ve hakkını verelim: Sırrı Süreyya, ‘İntro’yu hiç de fena yapmıyor.   Zaten cümbüş çalan, türkü söyleyen, yani müzik kulağı ve bilgisi olan bir isim. Burada sorun yok. Gelgelelim daha ikinci ölçünün sonunda arıza  başlıyor! ‘Gaz Arkadaşları’ infial halinde. Ton vermeye çalışıyorlar… Ferhat Tunç, ‘olur böyle şeyler adamlar solist değil ki… siyasetçi…’ yüz ifadesiyle.. mikrofona yönelip biraz toparlamaya çalışıyor… Nafile!

4. Bilen bilir: Pes sesler müzikte en az tiz sesler kadar,  hatta bazen ondan bile tehlikelidir. Nitekim finale doğru ‘facianın’  ayak seslerini Sağır Sultan bile duyuyor! Demirtaş-Önder düeti,  ‘Ne oldu ağama ne oldu/  Sarardı benzin soldu’ derken, hakikatten sararıp soluyor ve ‘bu yerler viran oldu’ detonasyonuyla noktalanan performans ile  viran olan  İzmir’e ah ediyoruz: İzmir İzmir olalı böyle zulüm görmedi!

5. Ferhat Tunç,  profesyonel. Dolayısıyla elbette değerlendirme dışı. Sırrı Süreyya, amatör de olsa müzik tarafı olan bir kişi. Bu durumda İzmir ‘zulmü’nün faturasını Selahattin Demirtaş’a çıkarmakta beis yok!

6. “Dersim Trio”, elbette siyasetle yüklü sembolik bir performans. Nitekim, yankısı  bu şekilde oldu. Performansın müzikal analizi ise kuşkusuz gülümsemek için. Öte yandan: Siyaset çok ciddi bir iş. Müzik de öyle. Müzikal jargon, siyaset dahil, tüm sosyal bilimler için kullanılabilir kuvvette. Bu durumda şunu söylemek mümkün ve gerekli: Müzikte tek bir notanın -bile!-  hakkını vermek  kendisine,  yaptığı işe ve izleyicisine saygısı olan  icracı için namus meselesidir. Aynı durum siyasetçi-ler için de geçerlidir- olmalıdır. 
Malum: Sözün de, armonisi var ve dahası:  Bazen tek bir sözcüğün detonasyonu bile  zannedildiğinden fazla kalp kırıyor.
Viran oluyor memleket!
Kulağı olan duysun… deyip,  müzikle noktalayalım: ‘Dersim Dört Dağ İçinde’nin gerçek ve lirik icrası için Erkan Oğur’a hürmetle ve selam ederek…  

http://www.youtube.com/watch?v=yQS0j4eQi0E

Görsel: Radikal üzerinden

Daha fazla yazı yok
2024-05-14 04:48:21