A password will be e-mailed to you.

Günlük hayatta iPhone’lardan mikrodalga fırınlara ve doğum kontrol haplarına kadar, kullandığımız teknolojilerin toplumsal cinsiyet açısından tarafsız olup olmadığını ya da toplumsal cinsiyet klişelerini bir şekilde destekleyip desteklemediğini düşünmeye çok azımız zaman ayırıyor. Teknolojiye Feminist Yaklaşım’dan (FAT, Feminist Approach to Technology) Shivani Gupta, dünya çapında kullandığımız çeşitli teknolojilerin nasıl olup da özgürleşmenin veya baskı altına almanın araçları haline gelebildiğini açıklıyor.

Çeviri: Billur C. Yılmazyiğit

Gündelik Teknoloji Toplumsal Cinsiyetçi mi?

Ayrıcalıklı toplum, teknolojiyi gündelik olarak kullanır. Telefonlarımızdaki alarmları ayarlayarak uyanırız, haberleri işe giderken telefon veya tabletlerimizden okuruz, yaptığımız iş bilgisayarlara kayıtlı ve Cloud’da yedeklidir. E-postasız bir hayatı ya da müzikçaları kulağımıza takmadan yürüyüş yapmayı hayal bile edemeyiz. Bu, biz toplumun ‘zenginleri’nin çoğunluğu için geçerlidir. Bu bağlamda teknoloji, sıradan, tipik, ve toplumsal cinsiyet açısından tarafsız gibi görünür. Telefon ya da bilgisayar kullanmayla ilgili hiçbir şey, toplumsal cinsiyetle ilgili gibi görünmez. Ancak, anılarımızın peşine düşer de deneyimlerimizi hatırlarsak, çoğumuz teknolojiyle ilk kez bir erkek sayesinde tanıştığımızı ve teknolojinin evimize bir erkek tarafından getirildiğini anlarız. Kızkardeşler evde oturup kurabiye pişirmeyi öğrenirken, erkek kardeşlerimiz video oyunlarına bağımlı hale geldi. Anneler evin harcamalarını yazmak için kalem-kağıt kullanırlarken, babalar işle ilgili hesapları tutmada laptop kullandılar.

Aynı zamanda, kadınlar ev işlerinde daha verimli olsunlar diye ev aletlerini kullanmaya teşvik edildiler. Elektrikli ızgara, fırın, süpürge, karıştırıcı ve diğer küçük ev aletleri, teknolojinin bu türleri, değişmez bir biçimde kadının emeğiyle ilişkilendirildi. O halde, dişileştirilmiş belli teknolojiler vardır ki bunlara doğum kontrolü ya da tamponlar gibi üreme amaçlı teknolojiler de dahildir. Erkekler tarafından keşfedilen üremeyle ilgili teknolojilerin bazıları kadınları özgürleştirebiliyorken, erkeklerin -kadınların değil- zihnini rahatlatmaya yarıyordu (Layne 2010). O halde, toplumsal cinsiyet klişelerini daha da sağlamlaştırmaya hizmet eden belli teknolojiler, özel olarak kadınlara ayrılmıştır.

Bu toplumsal cinsiyet klişeleri, kadınların bilgisayarlar ve makinalar gibi pahalı ya da ‘karmaşık’ teknolojileri kullanırlarken ikaz edilmeleriyle sürekli hale gelir. Aslında Hindistan kırsalında yaşayan toplumlarda, kadının teknolojik bir cihaza dokunması, ona zarar verdiğine dair yaygın bir mit vardır. O halde kendimize bir kez daha soralım: Toplumsal cinsiyet klişelerini güçlendirmeye hizmet ediyorsa ve erkekleri kadınlardan daha fazla ayrıcalıklı bir yere koyuyorsa, teknoloji gerçekten toplumsal cinsiyet açısından tarafsız mıdır?

Bir Bağlam İçinde Ele Almak: Teknoloji ve Erkekler

Toplumsal cinsiyetçi teknoloji, yazılı kelimelerin basılmasına imkan sağlayan keşifleri de içeren Aydınlanma Çağı’na dek uzanır; erkekler artık Ay, yıldızlar ve galaksileri inceleyebilmektedir. Bu dönemin tarihinin erkekten yana olduğu açıktır, sadece erkekler ve onların katkılarından söz eder. Aynı dönemde benzeri alanlarda kadınların göze çarpan başarılarını tamamen inkar eder ve bir tarafa iter. Daha sonraki yıllardaysa teknoloji, geleneksel askeri silahlar, fabrikada kullanılan makinalarla ve iş aletleriyle ilişkilendirilmiştir ve bunların tümü erkeklerin ilgi alanına düşmüştür (Wajcman 2009). Dolayısıyla geçmişe ait teknolojiler kesinlikle toplumsal cinsiyetçidir ama, çağdaş teknoloji de eşit oranda toplumsal cinsiyetçidir.

Bugün, teknolojiye erişim söz konusu olduğunda ülkelerin ancak yüzde 60’ı toplumsal cinsiyet paritesine ulaşabilmiştir (Birleşmiş Milletler Eğitim UNESCO 2010). Kızların matematikten ve bilimden korkması sağlanmış ve bu, bütün dünyada FeTeMM (Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik, STEM) eğitimi ve kariyerinde kadınların eksikliğine yol açmıştır. ABD’de Bilgisayar Bilimleri bölümünden dereceyle mezun olan kadınların ülke çapında yüzdesi, 1985 yılında yüzde 37 iken, bu oran yüzde 18’e kadar düşmüştür (Dünya Verileri, 2014). Bu veriler Hindistan bağlamında mevcut değildir; ülkedeki FeTeMM sorununun ve kadınlar konusundaki genel sessizliğinin bir göstergesidir bu. Kadınlar tüketici olmadıkları sürece, teknolojileri öğrenme ve geliştirmenin hemen bütün durumlarından dışlanmışlardır.

Feminist Teknoloji

Kadınların eşit olarak katılımı için kadınları güçlendiren ve dijital toplumsal cinsiyet bölünmesinde köprü görevi üstlenecek teknolojilere ihtiyacımız var. Feminist teknolojiye ihtiyacımız var, çünkü feminizm aynı zamanda eşitlik demektir. Feminist teknoloji teriminin sadece tek bir anlamı olamazken (çünkü sadece bir tek feminizm yoktur), feminist teknolojiyi temel olarak, ‘kadınlara ait bir gündem aracılığıyla, kadınları eşit yapmak için kadınların hayatını zenginleştirecek teknolojik yenilikler’ (Layne 2010) şeklinde tanımlamayı önerebilirim.

Feminist teknoloji fikrini çevreleyen diğer bir soru şu: ‘Teknolojinin feminist bilince sahip bir kadın tarafından yaratılması gerekli midir?’ Kısaca cevaplayacak olursak, bu karmaşık bir durum ve hiçbir şey sadece siyah veya sadece beyaz değil. Örneğin tamponlar, regl konusuna cinsiyetçi yaklaşımları olan bir erkek tarafından icat edildi ama, kadın doğum kontrol kapları, kadınlara seçenekler sunmak amacıyla, bir erkek tarafından icat edildi (Layne 2010). Pembe bir telefon veya mücevherlerle süslü bir laptop gibi kimi teknolojiler bir kadının geliştirdiği yenilikler olabilir ama, buna rağmen kadınların hayatlarını geliştirmek veya eşitliğe giden yolu kolaylaştırmakla ilgisi yoktur. Onun yerine tüketici merkezli bir dünyada toplumsal cinsiyet klişelerini güçlendirmeye yarar. Dolayısıyla teknolojinin, yaratıcısının toplumsal cinsiyetine bakılmaksızın, kadınların hayatına olan etkisi incelenerek, stratejik olarak değerlendirilmesi gerekir. 

Metnin Orjinali: http://ignite.globalfundforwomen.org/gallery/there-such-thing-feminist-technology

Alıntı Yapılan Çalışmalar

Bray, Francesca. 2007. "Gender ve Teknoloji." Yıllık Antropoloji 37-52.

Brien, Karen O’. 2009. 18. Yy İngiltere’sinde Kadınlar ve Aydınlanma Cambridge: Cambridge Universitesi yayınları.

Layne, Linda. 2010. ‘Giriş’. Feminist Teknolojide, Shara L. Vostral ve Kate Boyer. Editör: L. Linda Layne, 1-35. Illinois Universitesi.

2014. Dünya Verileri. August 17.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilimsel ve Kültürel Organizasyonu (UNESCO). 2010. Kadınların ve Kzların Bilim ve Teknolojiye Erişimi ve Katılımı, Paris: Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilimsel ve Kültürel Organizasyonu (UNESCO). 

Wajcman, Judy. 2009. "Feminist Teknoloji Theorileri." Cambridge Ekonomi Dergileri 1-10.

Yazar Hakkında

FAT Kadınlara Yardım için Küresel Kaynak’ın ( Global Fund for Women Grantee) üyelerinden biridir. Bu türden çalışmaları nasıl destekleyeceğinizi görmek için Teknoloji Yardımı (http://ignite.globalfundforwomen.org/technologyfund) sayfasına bakınız.

Shivani Rekha Gupta FAT Program Ortağıdır. Gerçek bir feminist olan Shivani Lady Shri Ram Yüksekokulu Siyasal Bilimler bölümünden mezun olmuş ve Bombay Tata Sosyal Blimler Enstitüsü Medya ve Kültürel Çalışmalar Bölümü’nde master yapmıştır. Bilişim ve Haberleşme Teknolojleri (ICTs) araştırma görevlisi olarak çalışmış, ataerkil bir toplumda kadınların deneyimlediği teknolojinin gücü ve tehditi konularını incelemiştir. Bunun ardından, 2014 Lok Sabha seçimleri için bir gençlik manifestosu hazırlamalarında gençlere yardım etmek üzere, gene gençler önderliğinde bir kuruluşta çalışmıştır. FAT’da topluluktaki kadınlarla etkileşim içinde olmanın ve feminizm, sevgi ve cinsellik konularında çeşitli fikirlerle tanışmalarını sağlamanın yanısıra, araştırma ve savunma konularıyla da ilgilenmektedir

Daha fazla yazı yok
2024-05-04 03:33:38