A password will be e-mailed to you.

7 Haziran 2016 Çağdaş sanatı içinde kuratörler için hala bir yer var mı? Oldukça uzmanlaşmış küratoryal akademisyenler hızla artarak sanat dünyasının sınırlarına doğru itilmekte. Örneğin, bu yıl Berlin Bienali’nin küratörlüğünü Amerikan sanat kollektifi DIS yapıyor, Zürih’te yapılan Manifesta, Alman sanatçı Christian Jankowski tarafından kürate edilecek; ve 2017’de yapılacak olan İstanbul Bienali de Elmgreen&Dragset ikilisi tarafından…

Komedyen Steve Martin bile Kanadalı manzara ressamı Lawren Harris’in Los Angeles’daki Hammer Museum’da açılan sergisinin küratörlüğünü yaptı.

Bu sergi şu anda Boston’daki MFA’da izleyicileriyle buluşmakta ve yolculuğuna Ontario Sanat Galerisi’ne doğru devam edecek. Eskiden yalnızca uzmanlaşmış sanat tarihçileri küratörlük işini üstlenirlerdi ve her ne kadar giderek artan sayıda sanat okulu küratoryal dersler açmaya başlasalar da, bu programlardan mezun olanlar, sanatçılar ve uzman olmayanlar lehine göz ardı edildiler. Peki ya ne değişti? Ünlü İtalyan küratör Francesco Bonami ile 9 Haziran’da açılacak olan ilk Nahmad Projesi olan "Ben Tino Sehgal değilim"i örgütlemek için koşuşturması arasında konuştuk. Bonami, küratörün rolündeki azalmadan, sanat dünyasının nasıl sıkıcı hale gelmeye başlamasından ve kendisini bir star küratör olarak kabul ettirmekte karşılaştığı zorluklardan dem vurdu.

Henri Neuendorf: Küratör bugünün sanat dünyasında nasıl bir rol üstleniyor? 


Francesco Bonami: En hissiz satıcıların bile bir tür saygınlığı koruyabilmek için ihtiyaç duyacakları türden bir tür entelektüel bağlamı onaylayarak meşrulaştırıyoruz. Sanat hangi çılgın değeri talep edebiliyor olursa olsun, içeriğinden dolayı ve er ya da geç ölmek zorunda olduğumuzu bize unutturabilmek için bize anlatabildiği hikayeden dolayı, hala toplumun ihtiyaç duyduğu bir şey olmayı sürdürür. Hatta Don Dellillo’nun en son romanında görüldüğü gibi iyi bir soğutucu kaçınılmaz ölümü değiştirebilir bile… Bu gerçekleşirse belki küratörlere de ihtiyaç kalmaz.

 

Geçtiğimiz 10 yıl içinde küratörün rolünde ne gibi değişiklikler oldu?

Kendi hayal dünyalarına kapanmış karakterler haline geldik ve aynı zamanda piyasayla ve sanatçıların kariyerleriyle bütünüyle ilgisiz bir hal aldık.

 

Neden küratoryal işler giderek artan bir biçimde sanatçılar ve uzman olmayanlar tarafından üstleniliyor? 


Çünkü sanat sistemi sıkıcılığı defedecek bütün olası seçenekleri tüketti.

 

Küratörler çağdaş sanat dünyası içindeki son nefeslerini mi veriyorlar?


Bizim durumumuz öldüğü ilan edilen ama hala oldukça diri olan “resmin” haline benziyor. İyi bir resim yaratmak çok çok zordur. Aynı şey iyi bir küratör olmak için de geçerli. Kendimizin parodisine dönüşmemek, De Niro’yu oynayan, De Niro karakterini canlandıran Robert De Niro olmamak çok güç. Sadece doğal olarak kendiniz olun. Soyumuzun tükenmesini engellemenin sırrı belki de budur… 

 

Hızla yükselen sözüm ona “star küratörler”genç, yeni ortaya çıkan küratörlerin başarılı olmasının önünde bir engel mi oluşturuyorlar?


Sanmıyorum. Kendimi bir star küratör olarak varsayıyorum ya da beni öyle tanımladılar. Massimiliano Gioni, Gary Carrion Murayari, Cecilia Alemani, Margot Norton ve belki de çok az birkaç kişi daha benim pratiğim içinden yetiştiler. Onlara kendi yetenekleri için teşekkür ederim. Eğer iyiyseniz önünüzde kim olursa olsun iyi olacaksınızdır. Eğer kötüyseniz daima kötü kalacaksınız, önünüzde bomboş bir otoban olsa bile. Benim önümde adi aşağılık starlardan oluşan bir nesil, güce susamış egomanyakların oluşturduğu bir duvar vardı ve ben herşeye rağmen iyi iş çıkardığımı düşünüyorum. Şikayet edemem. Şanslıydım da.

 

Sanat izleyicilerinin bugün iyi düşünülmüş ve iyi kürate edilmiş sergilere daha az mı ilgi duyduğunu düşünüyorsunuz?


Hayır sanat izleyicilerinin son 25 yıl içinde devasa genişlediğini dolayısıyla ulaşılabilir olmak konusundaki görevimiz oldukça büyük. Bir zamanlar biz küratörler olarak dönüştürülmüş olanla ilgili nutuklar çekerdik. Bir müzede yer alan boş bir ayakkabı kutusunun bir şaka olduğunu söylemeye cesaret eden kim olursa olsun bir embesil olarak kabul edilirdi. Bugün bir küratör olarak siz o ayakkabı kutusunun bir şahaser olduğunu anlaşılabilir bir dille anlatmayı başaramazsanız, siz bir embesil olarak değerlendiriliyorsunuz. Dolayısıyla izleyici eğer bazı gizli mesajlarla şifrelenmiş sergileri ya da sanat eserlerini reddederse bunun izleyicinin hatası olduğunu düşünmüyorum. Eğer siz eseriniz üzerine samimi olarak düşünüyorsanız insanlar da sizinle birlikte düşünür.

https://news.artnet.com/market/francesco-bonami-says-curators-self-delusional-irrelevant-todays-art-world-512705

Daha fazla yazı yok
2024-05-04 00:42:05